Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Yunanistan'ın adalara yığdığı silahlar

Türkiye Doğu Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip olan sahildar ülke olarak hem kendisinin hem de KKTC'nin tüm milli hak ve menfaatlerini sonuna kadar korumaya kararlıdır. Bu kararlılık Türkiye Cumhuriyeti Devletinin göstermesi gereken en doğal refleksidir. Sözkonusu kararlılık sürecinde karşısında bulunan Yunanistan hiçbir coğrafi ve hukuki hakkı olmadığı halde Doğu Akdeniz'e "çökmek" peşindedir. Yunanistan bu süreçte yanına Mısır, İsrail, BAE, Fransa, Almanya (AB) ve ABD'yi almış görünmektedir. Biraz tiyatral biçimde anlatırsak durum şöyledir.

Mahallenin şımarık, arsız aynı ölçüde tıfıl, zayıf çocuğu, mahalledeki güçlü kuvvetli, düzgün duruşlu ve kendinden daha büyük olan çocuğunun misketlerini kapıp kaçmak için çırpınmaktadır. Büyük çocuk bu şımarık çocuğa çok kızar, yapmamasını defalarca söyler ama şımarık çocuk bir türlü söz dinlemez. En sonunda kuvvetli büyük çocuk artık yerer der ve arsız çocuğa küçük bir tokadı yapıştırır. Arsız çocuk sanki öldüresiye dayak yemiş gibi ağlamaya başlar ve salya sümük koşarak mahallenin kahvesine gelir. Mahallenin ağır abileri kahvede okey oynamaktadırlar. Küçük arsız çocuk kendisine tokat atan çocuğu ağır abilerine abartarak şikâyet eder. Ağır abiler de zaten güçlü kuvvetli çocuktan pek hoşlanmamaktadırlar. Masadan kalkan ağır abiler gider misketlerin sahibi olan çocuğa raconu keserler. Hikâyenin sonrasını bilmiyoruz. Ama Yunanistan'ın yapmaya çalıştığı tam da bu hikâyedeki gibidir. Aslında geçen yazımızda da yazdık; Yunanistan'ın asıl amacı Akdeniz'de kavga çıkartırken o kargaşada Adalar Denizi'ndeki (Ege Denizi'ndeki) adaların karasularını 12 mile çıkartmaktır. Bunun hazırlıklarını yapmaya başlamış öncelikle kıta Yunanistan'ının batısında bulunan İon Denizindeki adaların kara sularını 12 mile çıkartmıştır. Yunan Başbakanı Kiryakos Miçotakis bunun Girit ve sırası gelince diğer bölgelerde de yapılacağını beyan etmiştir. Yani uygun şartlar oluştuğunda Ege adalarında da 12 mile çıkaracaklarının işaret fişeğini atmıştır.

 Bu durum geçmişte de gündem olmuş, 1995 yılında TBMM'nin aldığı bir kararla Türkiye bu durumu savaş sebebi "casus belli" sayacağını ilan etmiştir. Yukarıda dramatize ettiğimiz durumun gerçekleşmesi için Yunanistan hemen her gün Türkiye'yi tahrik etmektedir. En son tahrik de Türkiye'ye sadece 1796 METRE (1,8 KM.) Yunanistan'a ise 580 km. uzakta bulunan Meis adasına turistik feribot içinde resmi üniformalı, tam teçhizatlı bir komando birliğini göndermesi ile gerçekleşmiştir. Bu durum Türkiye'nin ve Yunanistan'ın taraf olduğu tüm uluslar arası anlaşmalara aykırıdır. 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması 13.Maddesi ve 10 Şubat 1947 Paris Barış Antlaşması 14ncü maddesi hükümleri net ve açıktır; "Yunanistan bu adalar üzerinde hiçbir koşulda asker ve silah bulundurmayacak, deniz üssü kurmayacak, hiçbir istihkâm yapmayacaktır."

Yani adaların egemenlik devir şartı gayri askeri statüde "kesinlikle silahtan arınmış olarak bulunacak şekilde" Yunanistan'a verilmiştir. Yunanistan bu güne kadar sürekli biçimde sözkonusu iki anlaşmanın açık hükümlerini net biçimde ihlal etmiş, adalarda çok büyük çapta askeri yığınaklanma yapmıştır. Yunanistan'ın adalardaki kuvvet yapısı şöyledir;  kuzeyden güneye Taşoz 1Tabur (Tb.), Semadirek 1Tb., Limni 1 Tugay, Midilli 1 Tümen ve Hv. Al., Sakız 1 Tugay, Sisam 1 Tugay, Ahikerya 1Tb., İstanköy 1 Tugay ve Hv. Al., İpsara 1 Tb., Bozbaba 1 Tb, Batnoz 1 Tb., Lipso 1Tb., İleriye 1 Tb., Kelemnez 1Tb.,İstanbulya 1 Tb. Rodos 1 Tümen ve Hv. Al., Meis 1 Tb. olmak üzere silahsız olması şart olan bu adalarda toplam olarak 2 Mekanize Tümen, 4 Mekanize Tugay, 15 Tb./ Alay ve 4 askeri Havaalanı konuşlandırılmıştır. Görüldüğü gibi bu kadar büyük ve ağır silahlarla donanmış bir askeri gücün sadece kolluk görevi amacıyla konuşlandırılmış olmasını ifade etmek sadece bir komedyenin güldürüsü olabilir. Yunanistan açıkça "silahsız olacak" hükmü bulunan adalara bu denli silah ve asker yığarak "egemenlik devir şartını" ortadan kaldırmıştır.

Yaycı Paşanın ifadesi ile " Esasen gayri askeri statünün bozulması egemenlik devir şartının ortadan kalkmasıdır."  Egemenlik devir şartı ortadan kalkınca aynı anlaşmalarla Yunanistan'a verilen adalar üzerinde Yunanistan'ın egemenliğinin de ortadan kalkması doğal hukuki sonucunu getirecektir. Bu durumda Türkiye, sözkonusu adalar üzerindeki fiili durumu belgeleri ile BM'e sunarak adalarda Yunanistan'ın egemenliğini tanımadığını ve bu adaların sahibi belirsiz konumuna düştüğünü, devamında da bu adaları tarihi geçmişte olduğu gibi sahiplenebileceğini işleyebilecektir. Tabii tüm bunları BM ye ve dünya kamuoyuna sunacak çalışmaların ivedilikle yapılması gereklidir. Böylesi bir durumda Yunanistan'ın panikleyeceğine ve hata yapacağına da kuşku yoktur. Bunun için de çok etkin ve çok hızlı çalışıp sonuç alabilecek bir Dışişleri organizasyonuna ihtiyaç vardır. Bütün bunlara ilaveten Türkiye çok ivedi olarak MEB alanını ilan etmeli ve Birleşmiş Milletlere bildirmelidir. Tarlanın etrafını çevirmezsek gecekonducular pusuda bekliyorlar. Sonra yemeyenin malını yerler vaziyeti filan olmasın da…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları