Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

TRAVMA

Her gün giderek toplumsal bir travma geçirdiğimizi düşündürecek pek çok hadise ile karşılaşıyoruz. Ülkece bir akıl tutulması yaşıyor gibiyiz. Gazetelerin üçüncü sayfaları sürekli cinayet, kavga haberleri ile dolu. İnsanlar trafikte yol vermedi diye birbirini öldürür hale geldi. Bir insan bir insanı trafikte yol vermedi diye nasıl öldürür, aklı almıyor. Tam bir cinnet hali olsa gerek. Ya da ambulansa kafa atan insanlar! Bir ambulans insan hayatı kurtarmak için siren açarak gidiyor, adam geliyor ambulansın camına kafa atıyor. Kafa atması aslında o kafanın içinde beyin yerine sünger olmasından kaynaklanıyor. Adamın öz geçmişine bakalım, hiçbir niteliği olmayan, topluma hiçbir katma değer üretmeyen, faydasız, lüzumsuz bir canlı olduğuna bahse gireriz. Öte yandan yine bir ambulans siren çalarak insan hayatı kurtarmaya gidiyor ama bir grup düşüncesiz ve faydasız trafikte halay çekerek yolu kapatıyor. Yahu bu nasıl bir zihniyettir anlamak mümkün değil. Ama dedik ya düşünmek için beyin gerekli, beyin yerine kafanın içinde sünger varsa yapacak bir şey kalmıyor. Üç gün önce ülkemizin sayılı bilim insanlarından Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol''un ofisinin kapısına kesilmiş iki adet dana dili bırakılıyor. Bırakan kişi Op. Dr. Mustafa Y. İsimli şahıs. Sosyal medya hesabında bir tıp doktoru, Op. Dr. olduğunu yazıyor. Tıp doktoru mudur, değil midir bilmiyoruz. Ameliyatlar yaptığı ifade ediliyor. Bir hekim olarak (eğer öyle ise) aşı karşıtı bir kişi. Hekimler hayat kurtarırlar, silahla filan pek işleri olmaz ama bu Mustafa Y. nin uzun namlulu silahla çekilmiş sosyal medya fotoğrafları var. Esin Hoca, Mustafa Y.nin jinekolog onkolog (Kadın ve doğum hastalıkları uzmanı- kanser hastalığı uzmanı) olduğunu iddia ederek kanser hastalarını sözde tedavi ettiğini ama tıp diploması olmadığını, sahte hekim unvanı kullandığını açık açık söylüyor. Hal böyle ise savcılar bu durumu ihbar kabul ederek derhal harekete geçmeleri gerekir. Çünkü sahte hekimlik yapmak ciddi bir kamu suçudur. Yine eğer durum böyle ise bu adam toplumun dini duygularını da istismar ederek maddi menfaat sağlamış olmuyor mu? Öte yandan Mustafa Y.nin sosyal medya hesabından Esin Şenol''u öldürmek amaçlı cinayete hazırlık vurguları yapması ciddi bir tehdit suçu değil midir? Aşı karşıtı olduğu vurgulanan Büyük Uyanış Hareketi Derneğinin sitesinden Şenol Hoca için "ya siz kapatın ağzını ya da biz kapatalım" ifadesi de şiddet ve tehdit içeren bir ifadedir. Şenol Hocanın Emniyete müracaatı sonucu kendisine koruma verilmiş. Ancak Ankara Polisinin Eskişehir''de yakaladığı Mustafa Y. sorgulandıktan sonra hakkında uzaklaştırma kararı ile serbest bırakılıyor. Tehdit geçmediği halde "durmak yol yola devam" paylaşımı yapan bu kişinin serbest bırakılması Şenol Hocanın hayatını riske etmiyor mu? Adam durmayacağını, devam edeceğini açık açık söylüyor. Bu durumda bu adam Şenol Hocanın Allah korusun hayatına kast ederse ne olacak? Serbest bırakan yargı mensupları ne yapacaklar o zaman? Şenol Hoca pandemi sürecinde gece gündüz demeden hastaları tedavi etmek için çalışan, toplumu tıbbi yönden bilinçlendirerek insanların pandemiye yakalanmaması için uğraşan bir hekim değil miydi? Türkiye böyle bir bilim insanını kaybetmeyi göze alabilir mi? Aşı karşıtlarına gelince, bu kişiler aşı olmayarak kendilerini olduğu kadar toplumun diğer kesimini de riske atmıyorlar mı? E, ne hakları var başka insanları hasta etmeye ve hastalığı yaymaya? Yok öyle bir dünya. Dedik ya tam bir travma süreci yaşıyoruz.

***

Değerlerimizin giderek erozyona uğraması sonucu toplumun küçük de olsa bir kesiminde hırsızlık yapmak, çalmak duygusu aşırı ölçüde yer etmiş görünüyor. Çalmadan duramıyorlar, hırsızlık ruhlarına işlemiş. Ne bulsalar çalıyorlar. ÖSYM Başkanlığınca hazırlanan Kamu Personeli Seçme Sınavının (KPSS) sorularının çalınmış olduğu ve sınava giren bir kısım insana verildiği yönünde kuvvetli şüpheler ortaya çıktı. Devlet Denetleme Heyetinin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkan çalınma ile ilgili kuvvetli şüpheler nedeniyle Kamu Personeli Seçme Sınavı''nda (KPSS) soruların bir yayınevinin deneme sınavıyla aynı çıkmasının ardından Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla görevden alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iddiaların incelenmesi için aynı gün Devlet Denetleme Kuruluna inceleme talimatı verdi. Sayın Erdoğan ayrıca "Devlet Denetleme Kurulumuzun 2022 KPSS ile ilgili yapacağı inceleme sonucunda elde edilen veriler titizlikle değerlendirilecek, gerekli adımlar ivedilikle atılacaktır. Tek bir evladımızın dahi mağdur olmasına asla müsaade etmeyiz." dedi. Yanlış hatırlamıyorsak benzer bir hadise 2020 de YKS''nin ilk oturumu olan TYT (Temel Yeterlilik Sınavı) sınavında da yaşanmıştı. Eğer sorular önceden çalınmış ise bu sınav sorularını çalmakla bir adamın cüzdanından parasını çalmak arasında bir fark var mı? Soruları çalanlar hiç hak etmedikleri halde kamu personeli olacaklar buna karşın hak edenler olamayacaklar. Hak etmeyenler hak edenlerin ekmeğini elinden alacaklar. Ya o soruları çalanlara karşı başka birileri yapsaydı bu işi, onlar kabullenebilecekler miydi bu durumu? Eğer iddialar doğru çıkarsa bu hırsızlık asla kabul edilemez. Sorumluları bulunup mutlaka cezalandırılmalıdır. Sonra yol olur bu iş, demedi demeyin.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları