Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Tarihi yok saymak

Milletlerin tarihi o milletin değerlerinin başında gelir. Değerler ise o milletin çimentosudur. Hiç akıldan çıkarılmamalıdır ki; çimento dağılırsa millet dağılır. Millet diye bir şey kalmaz ortada. O nedenle değerlere sahip çıkmak milletlerin geleceği için asli görevlerden biridir. Biz ilkesel olarak kişiler ile ilgili yazı yazmayı pek uygun bulmayız. Lakin bazen çok önemli görevlerde bulunmuş bazı kişiler öyle laflar ederler ki toplumun yanlış bilgilenmesine sebep olurlar. O zaman da yazmak şart olur. Geçtiğimiz zafer haftasında Büyük Türk Milletinin kurduğu ve İstiklal Savaşını kazanmış olan Gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi bir anıtın başkanlığını da yapmış bulunan Sayın İsmail Kahraman tuttu dedi ki; "İstanbul''un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir''in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart''ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz." 6 Ekim''in İstanbul''un kurtuluşu olduğunu, 9 Eylül''ün İzmir''in kurtuluşu olduğunu, bunların kutlanması gereken günler olduğunu kabul etmiyor. Kahraman''ın yazdığı kendi hayali tarihine göre 1''inci Cihan Harbi bitiyor, tarihin en meşru ve en onurlu savaşı olan Türk İstiklal Harbi hiç olmadan ülkeyi işgal eden İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar alacaklarının birkaç katını alıp öylece çekip gidiyorlar. Kahraman''ın tarihine göre Büyük Türk Milleti hiç çarpışmamış, hiç dövüşmemiş, hiç vuruşmamış. Yani kendisinin de başkanlık ettiği TBMM öylesine kendiliğinden bir televizyon dizisinde kurulmuş filan. Yani pes, ne denir bilemeyiz ki? Yahu Osmanlı Devleti''nin başkenti olan İstanbul''un 4 yıl işgali var, Atatürk''ün 19 Mayıs''ta Samsun''a çıkışı var, Amasya, Erzurum, Sivas Kongreleri var, TBMM''nin kuruluşu var, 1''inci, 2''nci İnönü Muharebeleri var, Aslıhanlar Muharebeleri var, Sakarya Başkumandanlık Meydan Muharebesi var, Büyük Taarruz var, çekilip giden İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler var, İzmir''de denize dökülen Yunanlılar var, esir edilen Yunan Başkomutanı Trikopis var, İstiklal Harbimizin şanlı Komutanları var, Başkomutan Atatürk var, Erkan-ı Harbiye Reisi Mareşal Fevzi Çakmak var, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa var, Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay, Kemalettin Sami, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Sakallı Nureddin Paşa, Refet Bele, Asım Gündüz, Yakup Şevki Subaşı, Bekir Sami Günsav ve birçok komutan var, Tayyar Rahime, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Nezahet Onbaşı, Çete Emir Ayşe, Kara Fatma, Gördesli Makbule, Hafız Selman İzbeli var, Topkapılı Cambaz Mehmet var, daha da önemlisi on binlerce şehidimiz var. Var oğlu var. Bu kişilerin aileleri var. Yaşayan torunları var.

Bu kadar insanı ve tüm bu yaşananları yok mu sayıyor İsmail Bey? En başta şehitlerimize yapılan çok büyük bir ayıptır bu. Madem hiç çarpışmamışız, hiç kurşun atmamışız, hiç vuruşmamışız da e biz bu kadar şehidimizi Marslılarla savaşırken mi verdik? Muhtereme göre tarihimizi bilmiyor muşuz? Muhterem, biz kendi şanlı tarihimizi biliyoruz da "hayali Kahraman tarihini" bilmemize imkân yok tabii. Kurtuluş günlerinin kutlanması çok önemli ve gerekli bir faaliyettir. O şehrin genç kuşaklarına tarihlerini öğretir hatırlatır. O şehir kurtulurken gösterilen kahramanlıklar genç kuşaklarda millet bilincinin yerleşmesine ve artmasına sebep olur. Milletler tarihlerindeki zaferler ile gururlanırlar, onur duyarlar, bireylerin o milletin bir ferdi olmaktan dolayı göğüsleri kabarır. Millî ruh şahlanır, millet bilinci kuvvetlenir. Dünyanın her ülkesinde bu böyledir. Fetihler de bu milletin tarihidir, kurtuluş günleri de. Esaretin nasıl kabul edilemez bir durum olduğu, hür yaşamının önemi, hür yaşamak için lazım olan vatan topraklarını korumak amacıyla gerektiğinde nasıl binlerce şehit verildiğinin anlamı ortaya çıkar. Türk Milletinin yaşamış olduğu gerçek tarihi değiştirmek mümkün değildir. Bizdeki kayıtlar yok olsa bile savaştığımız yabancı devletlerin arşivlerindeki belgeler yine gerçek tarihi ortaya koyar. Tarihi değiştirmeye çalışarak silmek, yeni bir hayali tarih yazmaya kalkmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olur. Zira tarihi silinen milletlerin millet hafızası silinir ve yok olurlar. Bu durumda milletin hafızası olan gerçek tarihi silmeye çalışmak milletin varlığını yok etmeye çalışmak olmaz mı? Milletin yok olmasını isteyen ve bunun için gayret sarf edenlere ne denir? Cevabı okuyuculara bırakalım. Neyse biz yine de iyi niyetli yönden meseleye bakalım ve yapılan konuşmayı İsmail Kahraman Beyin yaşlılığına verelim. Yaşlılık zor iş be kardeşim. Rabbim herkese sağlıklı yaşlanmayı nasip etsin.

 

Katledilen maç

Lig başladı, hakem faciaları da başladı. Bin kere söyledik, bir daha söyleyelim bu lig bu hakemlerle gitmez. Ankaragücü-Beşiktaş maçında yine bir hakem faciası yaşandı. Açık söyleyelim Mete Kalkavan maçı katletti. Basiretsiz yönetimi ile Ankaragücü kadrolarına maçı provake etme olanağı sağladı. Kalkavan''ın maç içindeki kötü yönetimini geçtik de maç bittikten sonra Josef''e kırmızı kart göstermesi tam bir hakem faciasıdır. Maç bitiminde sahaya giren bir Ankaragücü taraftarı koşarak geliyor ve Cenk Tosun''a uçan tekme atıyor. Bunu gören Josef de saldırgan taraftarı durduruyor ve itiyor. Josef, Beşiktaş''ın kaptanlarından biridir ve oyuncusunu korumak en doğal görevidir. Ne yani "Gel birader Cenk Tosun''a tekme at" mı diyecekti? Josef, son derece doğal koruma amaçlı bir "meşru müdafaa" refleksi göstermiştir. Bu durumun birçok görüntü kaydı mevcuttur. Mete Kalkavan bu "meşru müdafaa" halini "kırmızı kart" göstererek cezalandırmıştır. Aklı almaz bir durum. Kalkavan''ın bu kararı kamu vicdanında asla doğru bulunmamıştır. TFF derhal bu cezayı iptal etmeli ve kamu vicdanını rahatlatmalıdır. Aksi halde TFF de vebal altında kalacaktır. Ankaragücü de sahasında yaşanan bu rezaletten dolayı ceza almalı ve sahası kapatılmalıdır. Bütün bunlar olmaz ise TFF''nin bu sezonu götürme şansı çok zayıf olur.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları