Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Sular ısınıyor

   Cihat Yaycı Amiral geçenlerde bir televizyon programında Mavi Vatan konusunu adeta üniversitede ders verir gibi tüm detayları ile anlattı: "İsim babası Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz'in olduğu "Mavi Vatan" ve Doğu Akdeniz sadece bizlerin değil, yüz - ikiyüz - üçyüz yıl sonraki bilmem kaçıncı kuşaktan torunlarımızın geleceğidir. Burada büyük bir kavga verilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Libya Meşru Hükümeti ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasını imzalamakla bir anlamda 300 yıl sonraki torunlarımızın dahi hakkını korumuş, çok isabetli büyük bir iş yapmıştır. Şimdi Türkiye'nin ivedilikle MEB ilanını yapmalıyız. MEB ilanımız Mavi Vatan'daki tapumuzu dünyaya deklere etmemiz olacaktır. Bu konuda daha fazla geç kalmamalıyız. Bir buçuk - iki yıl evvel bir toplantıda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'a bu konuyu özellikle ifade etmiştik ve demiştik ki " Adamlar tapulu arazimize gecekondu yapmaya çalışıyorlar. Bir an önce tapumuzu dünyaya göstermeliyiz. Bu da MEB'dir."

***

Hamza Bey de konuyu not almış ve ilgili mercilere ileteceğini ifade etmişti. MEB ilan etmeden önce ise ivedilikle Doğu Akdeniz'de "deniz yetki alanları sınırlarımızı" doğru olarak belirlememiz gereklidir. Amiral Yaycı bu alanların eksik veya yanlış belirlenmesinin bedelini gelecek kuşakların ödeyeceği büyük bir hata olacaktır ve geri dönüşü de mümkün olmaz sözleri ile altını çiziyor. Ege'yi de içine alacak biçimde Doğu Akdeniz bu gün Türkiye'nin en hayati konularının başında gelmektedir ve siyaset üstü milli bir meseledir. Ege Denizi ifadesi bizce çok doğru bir ifade de değildir. Kökeni Yunanlılardan gelmektedir. Dünya kamuoyu nezdinde bu denizin (Ege'nin) sanki Yunan kültürüne daha yakınmış algısı uyandırmaktadır. Zaten o nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'de dünya harp tarihinin noksansız en kısa harekât emrini verirken Ege dememiş "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!"demiştir. Yaycı Amiral de Ege değil "Adalar Denizi" dememiz gerekiyor diyerek bu noktaya dikkat çekiyor.

***

Ege Denizindeki ada ve kayalıklarda önemli bir kısmı Yunanistan tarafından mevcut ve yürürlükteki tüm uluslararası anlaşmalara rağmen "de facto" bir biçimde silahlandırılıyor. Bu ada ve kayalıklara askeri birlikler yerleştiriyor. Bu gün Midilli, Sakız, Sisam, Kos gibi onlarca adada tümen seviyesinde askeri birlikler mevcut. Sisam adasının Türkiye anakarasına olan mesafesi sadece 1 mil. Evet, 1 mil. Zaten bu adaların hemen tümü Anadolu anakarasının devamı olan toprak parçaları. Yani bir nevi pazıl gibi. Yerlerine sürüklesiniz hepsi Anadolu'nun birer bölgesi ile tama tam birleşir.  Ege'de " Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan'a Devredilmemiş Ada Adacık ve Kayalıklar (EGAYDAAK)" meselesi var. Bu 152 parça topraktan oluşan bir kümedir. Yunanistan Türkiye'nin geçmişten gelen ihmali sonucu bu adalarda silahlanmaktadır. Türkiye söz konusu 152 toprak parçasının isimlerini dünyaya ve BM'ye deklere etmelidir ki Yunanistan bunların üzerine çökmekten vazgeçsin. Türkiye ile Yunanistan arasında 1996 yılında bir "Kardak Krizi" yaşandı. Kayalık diye küçümsediğimiz "Kardak" 40 dönümlük bir arazi alanına sahiptir. Ancak dünya siyasetinde uluslar arası deniz hukukunda bu adalar ve kayalıklar o kadar büyük önem arz etmektedir ki; Güney Çin Denizinde Pekin yönetiminin 2012 yılından bu yana kontrolü altında tuttuğu Scarborough sığlığı (Huangyendao) üzerindeki bir kayacıkta Çin yönetimi sınır taşı koymuş ve bu noktada iki Çin askerine nöbet bekletmektedir. İşin ilginç yanı bu kayacığın deniz üstünde kalan kısmı iki büyük yer karosu kadardır. İki askerin biri bu 0,5 m2 yerin üzerinde nöbet tutarken diğeri dizine kadar suyun içinde nöbet tutmaktadır. Bizim kayacık dediğimiz Kardak ise 40 dönümlük koca bir arazı yani bir adadır. Çin denizinde olsaydı Çin devleti buraya herhalde bir Tabur asker koyardı. Yunanistan bugün hala 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmelerini hiçe sayarak abuk subuk hayallerin peşindedir. İlgili sözleşmenin 12 nci maddesinde adaların kıta sahanlığının olmayacağı açıkça yazılmıştır. Kıyı uzunluğu dikkate alınmayacak ölçüde küçük olan Meis adasını ileri sürerek Oruç Reis için ilan ettiğimiz NAVTEX'e karşı çıktı, yaygara yaptı. Türkiye Meis'i dikkate almadan kıta sahanlığını belirleme hakkına sahiptir.Yunanistan küçücük bir Meis adası ile 40 bin km2 lik kıta sahanlığı yaratmak gibi bir akıl tutulması çabasındadır. Aynı Yunanistan Doğu Akdeniz'de ABD 6ncı Filosu ile tatbikat yapmak gayretindedir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları