Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Siyaset kazanı giderek kaynıyor

Bu yazının yazıldığı gün "Altılı Masa" yani Millet İttifakı "Ortak Politikalar Mutabakat Metni"ni açıkladılar. Açıklanan metin 9 ana başlık altında ve 2000''in üzerinde yeni düzenlemeyi içeriyor. Ortak Politikalar Mutabakat Metni ile ilgili görüş ve düşünceler üzerinde ilerleyen süreçte epey konuşacağız tabii ama ondan evvel tüm kamuoyunun en çok merak ettiği konu Millet İttifakı''nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıdır. Lakin bu arada bir medya mensubu olarak şunu da belirtelim, Millet İttifakı''nın başarılı olabilmesi için söz konusu politikaların halka kolayca anlatılabilmesi lazımdır. Bu anlatımı yapabilmesi için de herkesin anlayabileceği kısa cümlelerle, anlaşılır video prodüksiyonları ile her yere koyabilecekleri bilbordlar ile topluma ulaşması lazımdır. Aksi durumda anlatmak istediklerini kolayca anlatamazlar. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir TV yayınında 13 Şubat''ta adayın kesinleşeceğini ve devamındaki birkaç gün içinde açıklanacağını söyledi. Aday artık gecikmeden açıklanmalıdır. Ortak Politikalar Metni, ilk incelediğimizde bir "hükümet programı" niteliğinde. Ancak çok ciddi yapısal değişiklikleri içerdiği için Millet İttifakı''nın seçimi kazanması Cumhurbaşkanını seçtirebilmesi ve daha da önemlisi söz konusu değişiklikler birçok "Anayasa maddesinin de değişmesini gerektirdiğinden" 400 ve üzeri milletvekilliği kazanmaları ya da referanduma gidebilmek için en az 360 milletvekilliği kazanmaları gerekiyor. Bu olabilecek mi bilmiyoruz. Buna sandıkta milletimiz karar verecek. Sonuçta Türkiye''nin sahibi millettir. Türk Milletinin kendi hür iradesi ile verdiği karara saygı duymak zorunludur.

Ak Parti, MHP ve BBP''den oluşan Cumhur İttifakı ise hiç kuşkusuz ve doğal olarak söz konusu metne karşı hamlelerini ortaya koyacaklardır. Türkiye''de siyaset de seçim süreci de Batı ülkelerine göre farklı işliyor. Mesela ABD''de seçimden en az bir yıl önce kampanyalar başlıyor. Partilerin genel başkanları televizyonlarda karşı karşıya geliyor ve halkın önünde fikirlerini tartışıyorlar. Genç kuşaklar pek bilmezler ama bu durum eskiden bizde de vardı. Mesela 1983 seçimlerinde ANAP Genel Başkanı merhum Turgut Özal ile Halkçı Parti Genel Başkanı merhum Necdet Calp''ın tek kanallı TRT televizyonundaki meşhur tartışması hâlâ bizim kuşağın hafızalarındadır. Özal "Boğaz Köprüsü''nü satacağım" diyordu, Calp da "Sattırmam efendim sattırmam" diyordu. 25 yıldır televizyon ekranında yerli yabancı birçok Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Milletvekili, üst düzey bürokrat ile 3 binin üzerinde canlı yayın yapmış bir televizyoncu olarak söyleyelim ki; bu seçimlerde rakip durumdaki siyasetçileri canlı yayında konuk etmek bizim için çok güzel olurdu. Ama ne yazık ki bugün bu tür yayınlar yapılmıyor. Siyaset aslında zor zanaat. Ama ülkeye hizmet etmek için de rahmetli "Baba"nın yani 9''uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel''in söylediği gibi aynı zamanda da "Siyaset imkânlar sanatıdır." Türkiye''de günümüz siyasetçilerinin önemli bir bölümü bu imkânlar sanatında ne ölçüde başarılı olabiliyorlar onu da halkımız ölçecek.

Rahmetli Demirel ile iki saate yakın süren bir canlı yayın yapmıştım. Çok keyifli ve dolu dolu bir canlı yayın olmuştu. Sonrasında da zaman zaman görüştük, Güniz Sokak''taki evinde konuk olduk. O ziyaretlerimizden birinde bana söylediği söz hayatımın önemli ilkelerinden biri oldu. Dedi ki rahmetli Demirel; "Bak sana bir şey söyleyeyim, bir siyasetçi ne söyleyeceğini değil ne söylemeyeceğini bilen adamdır." Bu tarihî söz aslında her insan için geçerli. Biz de dedik ki "Bir televizyoncu canlı yayında ne söyleyeceğini değil ne söylemeyeceğini bilen adamdır." Tabii bugün siyasette önemli bir sıkıntı da seçilen kimselerin "siyaseti bir meslek" olarak algılamalarıdır. Siyaset daha önceki yazılarımızda da yazdığımız gibi bir meslek değil "bir görevdir." Yani halk bir siyasetçiyi belirli bir süre için mevcut anayasa ve kanunlara uymak koşulu ile ülkeyi yönetmek için seçer. Seçim dönemi bittiğinde siyasetçinin yeniden seçilmemesi halindesona erer. Yani siyaset kurumu ülkeye hizmeti yerine getirmek için bir görevlendirme dönemidir, ömür boyu sürmez. Seçimlerde aday belirlemek de seçimi kazanma açısından çok önemlidir. Parti içi dengeler masalının arkasına saklanarak halkın teveccühünü kazanmış, gerçekten birikimli, iyi eğitimli, donanımlı, halkı coşturacak yeteneklere sahip insanları listelerin sonuna atmak o partilere seçim kaybettirir. Kontenjan meselesi öne çıktığında ve o kentin pek de tanımadığı insanları listelerin ön sırasına koyup belirttiğimiz özelliklere sahip insanları alt sıralara koymak o şehirdeki hem parti teşkilatlarının moral motivasyonunu düşürüyor hem de teşkilatların candan çalışmasını önlüyor. Tüm genel başkanlar bu noktaya çok dikkat etmeliler. Siyaset kazanı giderek kaynamaya başlıyor. Bugüne kadar kaç seçim gördük, kaç hükümet, kaç cumhurbaşkanı gördük ama bu seçim süreci kadar çekişmeli geçecek bir seçim sürecini sanırız hiç görmemişizdir. Süreç siyaseten giderek ısınacak. Dileriz tüm siyasetçiler seçim meydanlarında büyük bir nezaket ve zarafet içinde milletimize yakışır bir propaganda süreci yürütürler. Çünkü tüm siyasetçilerin üslup ve tavırları ile o ülkenin gençlerine örnek olmak mecburiyetleri vardır. Eminiz ki her siyasetçi iyi bir rol model olmak ister. Zira tarih, insanları söyledikleri ile değil, yaptıkları ile yazar.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları