Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Siyaset bir meslek dalı mıdır?

Geçtiğimiz günlerde ekranda bir siyasetçiyi izlerken siyasetçi olan konuşmacı şöyle bir söz söyledi; "Benim mesleğim siyaset." Bu ifade çok dikkatimizi çekti. Çünkü biz siyasetin bir meslek değil belirli bir süre ile yapılan bir halka hizmet görevi olduğunu bilirdik. Böyle kabul ederdik. Bizim gençliğimizde böyle öğretmişlerdi. Siyaset bir meslek değildi. Siyasetçi mesleği siyaset olan kimse demek de değildir. Siyasetçi siyaset yaparken onun esas mesleği ne ise odur. Şöyle ki; bir siyasetçi eczacı iken siyasetçi olmuşsa mesleği eczacılıktır, bir siyasetçi asker iken emekli olup siyasete girmişse mesleği askerliktir, bir siyasetçi mesleği hukukçu iken siyasete girmişse onun mesleği hukukçudur, bir siyasetçi doktor iken siyasete girmişse mesleği doktorluktur, bir siyasetçi mesleği muhasebeci iken siyasete girmişse onun mesleği muhasebeciliktir, bir siyasetçi mesleği ekonomist ise siyasete girdiğinde de o ekonomisttir, bir siyasetçi siyasete girdiğinde mühendis ise onun mesleği mühendisliktir, bir siyasetçi siyasete girdiğinde şoför ise onun mesleği şoförlüktür, bir siyasetçi siyasete girdiğinde fırıncı ise onun mesleği fırıncılıktır ama hiçbirinin mesleği siyasetçilik değildir, çünkü böyle bir meslek dalı yoktur. Bu durum siyaset bilimi eğitimi almış kimselerin durumu ile karıştırılmamalıdır. Çünkü siyaset bilimi dalında okuyan kimselerin mesleği siyaset değil siyaset bilimcidir. Yani bir bilim insanıdır. Bu mesleklerin örneklerini çoğaltabiliriz.

Bu konuya tekrar dönmek üzere burada bırakıp şimdi siyaset nedir ona bakalım. Bu konuda pek çok tanım bulunmakla birlikte biz birkaç kabul görmüş tanımı ifade edelim. Siyaset; belli bir toplumda çatışma halinde olan düşüncelerin uzlaştırılması faaliyetidir. Bu uzlaştırma faaliyeti ise yönetim erkinin elde bulunması ile gerçekleşir. Siyaset tarihine bakıldığında insanın ortaya çıkışı ile birlikte siyaset; yönetim sanatı da sahnede yerini almış ve binlerce yıl yöneten ve yönetilen arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile yönetsel gücün elde tutulması davranışlarına yön vermiştir. Bir başka tanımla siyaset; bir yandan devleti idare etmek, diğer yandan toplumda çatışan menfaatleri uzlaştırmak sanatı ve bilimidir. Siyasette esas, iktidar erkini elde bulundurmaktır. İktidar kavramı ise birey veya topluluğun başka birey veya topluluk üzerinde kendi istediklerini yapabilme veya yaptırabilme gücüdür. (Bertrand Russell - İktidar a.e. - Power: A New Social Analysis 1938) Siyaset disiplini içerisinde iktidar daha genel bir anlam yüklenmiş ve bir devletin içindeki tüm birey ve gruplar üzerindeki hâkimiyeti kapsamıştır. Siyasi iktidarı diğer iktidar unsurlarından ayıran en önemli özellik ise meşru olma gücüdür. Meşruiyet ise siyasi iktidarı, yönetilenler için makul seviyede olması amacıyla halkın rızasına dayandırmasıdır. Bir diğer deyişle iktidar ile toplum arasında karşılıklı rıza ile yapılan sözleşmedir. Siyasi sistem sınıflandırmaları içinde bu duruma en uygun biçim; yoksulların çıkarını amaçlayan çoğunluğun yönetimi olan demokrasidir. Siyaseti bir meslek dalı olarak kabul edip benimsemek doğru bir tutum olmaz. Zira insanlar normal hayatlarında mesleklerini icra ederken bir gelir- kazanç elde ederler. Doğal olarak mesleklerinde daha çok çalışarak emeklerinin ve /veya sermayelerinin karşılığı olan bu meşru gelirlerini arttırmak isterler. Siyasette ise devletlerin kendi koydukları kurallar içinde siyasetçilerin halka hizmet görevlerini yaptıkları süre zarfında elbette aldıkları makul ölçülerdeki maaş, harcırah, ikramiye vb. meşru gelirleri olması çok normal ve doğaldır. Çünkü doğru olan; siyasette hizmet görevini yerine getirirken kendi asıl mesleğini icra edecek zaman bulamayacağından siyasetçinin de normal yaşamını sürdürmesi için bir gelirinin olmasıdır. Bu da zaten devletlerin yasaları içinde belirlenmiş olan gelirlerdir. Siyasetçiler de bu gelirleri ile iktifa etmelidirler.

Tüm dünyada siyasetçiler devletleri yöneten siyasi iradeyi kullanan kimselerdir. Devlet yönetmek ise devlet adamlığı vasıfları ile olur. Bu nedenle yine tüm dünyada devlet adamları kaynağı belli olmayan gelirleri elde etmemelidirler. Bu tür gelirlerden imtina etmelidirler. Tabii bu meselenin olması gereken yönüdür ama tüm dünyada böyle oluyor mu? Olduğu pek söylenemez. Özellikle Rusya, Çin, eski Doğu Avrupa, bazı Güney Amerika ülkeleri, bazı Afrika ülkeleri gibi yönetim türlerinde siyasetçilerin bir kısmının kaynağı belli olmayan gelirler elde ettikleri tüm dünyada bilinen bir konudur. Batı ülkelerinde de siyasi kişilerin bir takım kaynağı belirsiz gelirler elde ettikleri, zaman zaman ortaya çıksa da Batı toplumlarının toplumsal ciddi reaksiyon göstermesi olasılığının yüksekliğinden sayıca diğerlerine göre daha az olduğu söylenebilir. Dünyada kaynağı belli her meşru kazancın bir belgesi vardır. Maaş bordrosu, tapu kaydı, gelir gider tabloları, miras intikal kayıtları vb. hatta piyango bileti ikramiyesinin bile bir teslim alma tutanağı vardır. Kaynağı belli olmayan, nereden ve nasıl elde edildiği ortaya koyulamayan kazançlar ise gayrimeşru kazançlar olarak nitelenir. Siyaset bilimi açısından bakıldığında doğru olan kuram siyasetin bir zenginleşme aracı olmadığıdır. Zaten olmamalıdır da. Aslında devletlerde hiçbir makam, mevki, görev meşru olmayan bir zenginleşmenin aracı olmamalıdır. Bazen duyarız; "Bir seçileyim, bir de şu göreve geleyim tamamdır." Yani adam halka hizmet için değil de köşe dönmek için seçilme çabasında. Bu çok yanlış bir düşünce yapısıdır. Dünyanın birçok ülkesinde siyasetçilerin bir kısmı seçilmek için onlarca para harcarlar. Neden? İşte bu yanlış düşünce yapısından. Ama buna karşın dünyada birçok ülkede gerçekten halkına hizmet etmeyi esas hedefi olarak belirlemiş pek çok siyasetçi de vardır, olmuştur, bundan sonra da olacaktır muhakkak. Neo- Liberal ekonomik sistemin insanların düşünce yapılarını da olumsuz yönde değiştirdiği günümüz dünyasında bazı siyasetçilerin siyaseti meslek olarak görmesi hatalı bir düşüncedir. Çünkü dedik ya insanlar mesleklerinde daha çok çalışarak meşru gelirlerini arttırırlar, arttırabilirler. Siyasetçilerin gelirleri ise her devletin kendi yasaları ile sınırlandırılmış gelirlerden ibarettir. O nedenle siyaset bir meslek dalı değil halka bir hizmetin yapılış yoludur, yöntemidir.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları