Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Mütekabiliyet

15 Ağustos tarihinde Trabzon’un dünyaca ünlü turistik ziyaret yerlerinden biri olan Sümela Manastırı’nda bir ayin düzenlenmesi söz konusu idi. Bu yazı yazılırken henüz bu ayine izin verilip verilmediği, ayinin yapılıp yapılmayacağı belli değildi. İnşallah izin verilmemiş ve ayin yapılmamış olsun. Tarihi iyi bilmek çok önemlidir. Bazı tarihsel hadiseler günümüzde de simgesel tutum ve davranışlar ile diri tutulmaya çalışılır ki geleceğe yol olması hedeflenir. Yunanistan ve Rum Ortodoks Patrikliğinin Türkiye’ye olan düşmanlığı ve Megalo İdea hayalleri hiçbir zaman son bulmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ve Türk toprağı olan Patrikhanenin “Ekümenik” olduğu iddia edilen patriği Türk vatandaşı olmasına rağmen eğer gerçekten kendini bu ülkenin vatandaşı hissediyorsa o zaman “Patrikhanenin ana giriş kapısını kullanıma açsın.” O kapı 200 yıla yakındır neden kapalı ve adına neden “kin kapısı” denilmektedir acaba? Zira o kapının önünde Osmanlı Devletine ihanet eden vatan haini bir papaz, padişah tarafından idam ettirilmiştir. Bize göre patrikhane de hâlâ bu kini devam ettirmektedir. Görüntüye aldanmamak lazımdır, patriğin toplantılardaki kardeşlik mesajlarına inanmak ne kadar isabetlidir? Kişileri söyledikleri ile değil yaptıkları ile değerlendirmek gerekmez mi? Bizans’ı diriltme hayalleri içinde olanlar hâlâ Ayasofya’nın cami olmasını kabul etmemişlerdir. Bugün hâlâ Batı’da yayınlanan makalelerde, haritalarda İstanbul için “İnternational Constantin State” (Uluslararası Konstantin Devleti) diye yazılıyor. Bu sizce farkında olmadan mı yazılıyor dersiniz? Bir hayal var, bir hedef var. Cihat Yaycı Paşa bu konuyu dile getirdi diye Yunan veryansın edebiliyor. Cihat Paşa bu konuda son derece haklı ve isabetli uyarılarda ve önerilerde bulunuyor. Bakınız bu konuda ne diyor Cihat Paşa; “Bir Müslüman Türk şehri Trabzon’da bu ayinin yapılması Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesi ve Lozan Antlaşması hükümlerine aykırıdır. Eğer Sümela’da 15 Ağustos tarihinde bu ayine izin verilecekse burada da mütekabiliyet esası devreye sokulmalıdır! Örneğin; bu yıldan başlayarak her yıl 30 Ağustos’ta Atina’da sergi salonu yapılan, Fatih Sultan Mehmet’in Atina’yı Türk topraklarına kattığı dönemden kalan tarihi Fethiye camiinde başta Fatih Sultan Mehmet Han ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Kurtuluş Savaşı ve Balkan Savaşları şehit ve gazilerimiz için Diyanet İşleri Başkanımız başkanlığında Kur’an-ı Kerim tilaveti ve mevlit okunması gibi dini merasimlerin yapılması sağlanmalıdır. Aksi takdirde Ecdadımızın kemiklerini sızlatan, Lozan Antlaşması’nı ezen ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesine hiçbir şekilde uymayan bu sözde ayin özde Pontus Bayramı kutlamasına izin verilmemeli ve Sümela’da Bizans-Pontus hayallerini bittiği yerden diriltmeye çalışan bu Kara Papaz ayini iptal edilmelidir. Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisi şüphesiz ki 15 Ağustos 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethedişidir. Nasıl ki İstanbul’un fethinin sembolü ‘Ayasofya’ olmuş ise Bizans hayallerini tamamen bitiren Trabzon’un fethinin sembolü de ‘Sümela Manastırı’ olmuştur. 88 yıl boyunca sadece müze olan Sümela Manastırı, 15 Ağustos 2010 tarihinde sanki bölgede yaşayan Ortodoks cemaati varmışçasına Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethedişinin yıldönümüne denk gelecek şekilde ibadete açılmıştır. Fener Rum Metropoliti ve Yunanistan’dan gelen papazlar, 2010 yılında izin verilen ilk ayinde bile Pontus hayallerini ‘Pontus bayramı kutlu olsun’ şeklinde sahneye taşımış, ‘ayin’ adı altında kemençe ile zafer şarkıları söylemişlerdir. FETÖ destekli Pontus oyunlarıyla 1461’de Karadeniz’in sularına gömülen Bizans hayalleri bitirildiği yerden diriltilmeye çalışılmaktadır. FETÖ, bölücü terör örgütü üyeleri ile Rum lobisinin amacı, buraların aslında Yunan toprağı olduğu propagandasını yapmaktır. Sümela Manastırı’ndaki bu ayinler aynı zamanda Lozan Antlaşması’nın çiğnenmesi manasına da gelmektedir. Bu ayinle, Lozan Antlaşması’na göre yalnızca Gökçeada, Bozcaada ve İstanbul’daki Ortodokslardan sorumlu olan Fener Rum Metropolitliği, yetkisini aşmaktadır. Bizler Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fetih gününde Pontus Bayramı yapılmasına ve Bizans-Pontus hayallerinin diriltilmesine izin verirken, Batı Trakya’da ise Yunanistan camileri ahıra çeviriyor, seçilmiş müftüleri tutukluyor, tarihî eğitim kurumları olan medreselerini de kapatacak, vakıflarına da müdahale edecek kararnameler çıkartıyor, Türkçe eğitimi yasaklıyor ve Türk okullarının kapısına kilit vurarak Batı Trakya’yı adeta Filistin’e çeviriyor. İşte bu yüzden, ecdadımızın kemiklerini sızlatan bu sözde ayin özde Pontus Bayramı kutlamasına izin verilmemelidir.” Cihat Paşa’nın söylediklerinde yanlış olan bir nokta var mı? Bize göre yok. Katılmamak mümkün değil. Madem onlar burada “ayin” yapıyorlar, biz de Yunanistan’da mevlit okutabilmeliyiz. Uluslararası ilişkilerin temelinde “mütekabiliyet” yani karşılıklı eşitlik ilkesi yatar. Bilmeliyiz ki, tüm düşmanca davranışların son ve nihai hedefi Alpaslan’dan beri Anadolu coğrafyasını yurt edinmiş, bin yıldan fazladır bu topraklarda yaşayan ama aslında binlerce yıldır bu topraklarda bulunan (Sümer Türkleri, Etiler gibi) Büyük Türk Milletini Anadolu topraklarından çıkarıp atmaktır. Lakin unutulmasın ki Büyük Türk Milletini yurdundan çıkartmaya Yüce Rabbimizden başka hiçbir güç yetmez. Büyük Türk Milletinin tokadı çok ağırdır. Siz bu yazıyı okurken devletimiz de söz konusu ayine inşallah izin vermemiş olur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları