Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Kuzeyimizde yangın devam ediyor

Karadeniz'in kuzeyinde Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile başlayan savaş bu yazı yazılırken 11'ci gününde idi ve Kiev'de "meskün mahal muharebeleri" henüz başlamamıştı. Uzmanlık alanlarından birisi de Uluslararası Güvenlik ve Strateji olan eski bir Subay olarak söyleyelim ki; "savaş öyle anlık değişen parametreleri içeren bir hadisedir ki bir saat sonrasında ne olacağını tam olarak sadece Allah bilir." Aslında tüm harekât planlarında "her imkân ve kabiliyetin kabul ihtimal derecesi" bölümü vardır ve harekât planlaması bu kabul ihtimal derecelerine göre yapılır ama adı üstünde "ihtimal" yani her an değişebilir demektir. Zaten savaş statik değil dinamik ve sürekli değişkenlik gösteren bir süreçtir. Harekât süresince o nedenle "Komutan Durum Muhakemesi" yeni durumlara göre sürekli yenilenir. 11'ci gün itibariyle açık bilgilerle harekât alanına baktığımızda kuzeyden itibaren Rus birlikleri Belarus sınırı - İrpin istikametinde ilerleyerek başkent Kiev'e 10 km.'e kadar ulaşmıştır. Dinyeper'in doğusundaki Chenihiv, Mirgorad, Kharkiv (Harkov), Luhansk, Donetsk (Donbass bölgesinde- burada zaten Rus güçleri mevcuttu), güneyde Mariupol, Berdyansk, Zaporizhzhia, Kırım kuzeyindeki Kerson, Mykolaiv istikametlerinde taarruzlarına devam etmektedir. Dikkat edildiğinde Kiev'den başlayarak Rusya sınırı ile devamla Karadeniz'in kuzeyine gelinmesi Rus Ordusunun tam bir hilal çizdiğini göstermektedir. Rus Ordusu Dinyeper nehrinin doğu tarafında kuzey- güney istikametinde ilerlerken aynı zamanda doğu -batı istikametinde Donbass bölgesinde de ilerlemektedir. Öte yandan Karadeniz'de bekletilen ve Baltık'tan getirilen Rus Amfibi Birlikleri de Rus kara birliklerinin Mykolaiv istikametinde taarruzları Odessa'ya ulaştığında Odessa'yı almak maksadıyla bir amfibi çıkarma harekâtı icra edebilirler. Donbass bölgesi ile Dinyeper nehri arasında Ukrayna birlikleri bulunmaktadır. Kuzey güney istikametinde taarruzlarına devam eden Rus birliklerinin Donbass'dan doğu batı istikametinde taarruzlarına devam eden Rus birlikleri ile birleşmesi halinde çemberin içinde kalan Ukrayna birliklerini kuşatarak imha veya esir edebilirler ya da teslim olmaya zorlayabilirler. Odessa hem Ukrayna hem de Avrupa için özel bir önem taşır. Odessa'nın Ruslar tarafından alınması Ukrayna'nın boğazının sıkılması ve nefessiz kalması olur ki bu durum Ukrayna tarafından asla kabul edilemez olduğundan savaşın çok daha uzun sürelere yayılmasına hatta alanının genişlemesine sebebiyet verebilir. Eğer Odessa düşerse Rus birlikleri Odessa'dan güney-kuzey istikametinde taarruzlarına devamla Kiev'i kuşatan Rus birlikleri ile birleşmeye gidebilirler. Bu durumda Ukrayna, Dinyeper nehrinin doğusu ve batısı olmak üzere ikiye bölünmüş olur. Ancak Odessa'daki Ukrayna askerleri ve direnişçiler, güney-kuzey istikametinde Rusya birliklerinin harekâtının yavaş ilerlemesine neden olabilir ve bu da Ukraynalı sivillerin rahat tahliyesine fırsat sağlama imkânı verebilir. Putin'in siyasi amacı silahsızlaştırılmış ve yönetimi Rusya'ya müzahir bir Ukrayna'nın oluşmasıdır. Bu yol ile Putin Rusya'ya bağlı bir peyk devlet oluşturmak istiyor.

Savaşlar milletlerin hafızalarında derin yaralar bırakır. Ruslar ve Ukraynalılar yine yan yana yaşamaya devam edecekler. Bu nedenle Putin,Ukrayna'nın ulusal onuru kırılmasın diye Kiev'e de girmeyebilir. Kiev'i ablukaya alarak elektriğini, suyunu kesebilir ve ikmal imkanlarını kısıtlayarak Kiev yönetimini teslime zorlayabilir. Medyada günlerce konuşulan 64 km.lik(?) konvoydaki birliklerin de Kiev'in kuşatılması amacı ile kullanılacağını düşünüyoruz. Bu durumda Batı'nın Kiev'e silah ve mühimmat başta olmak üzere lojistik desteğinin de çok mümkün olmayacağını değerlendirmekteyiz. Ancak Putin'in bu harekâtı kendi çıkarlarına uygun sonuçlandırmak için kararlı olduğu görülüyor. Eğer Ukrayna yönetimi ve Ukraynalılar beklenmedik bir direnç gösterirler Stalingrad ya da Berlin savunması gibi bir savunma gerçekleştirebilirlerse savaşın uzun süre devam edeceği düşünülebilir. Çünkü Ukrayna'ya çok sayıda profesyonel yabancı savaşçı da geldi ve bu savaşçılar sızmalarla, küçük taktık akınlarla Rus birliklerine sabotajlar yaparak ciddi zayiatlar da verdirebilirler. Yani "meskûn mahal muharebeleri ve gerilla savaşı"nın bu savaşın belirleyici bir unsuru olabileceği değerlendirilmektedir. Ünlü bir söz vardır "Gerilla kaybetmezse kazanıyor demektir." Putin o durumda taarruz hızını ve gücünü yükseltebilir, ağır bombardımanlara da girebilir. Bir savaşta temel kural; sonuç için nihai hedef "muhasım gücün savaşma azim ve kararlılığını ortadan kaldırmaktır." Burada Ukrayna'nın savunma azim ve kararlılığının ölçüsü ve süresi savaş için belirleyici en önemli faktör olacaktır. Çünkü Ukrayna kendi sahasında Rus ordusu ise yabancı alandadır. Rus ordusu için sadece elindeki mevcut ateş gücü değil lojistik desteğin de büyük önemi vardır. Ukrayna harekât alanı çok büyük bir harekât alanıdır. Lakin Rus Genelkurmayının yeterince "Harekât Bölgesi Etüdü"nü iyi yapamadığı da görülmektedir. Çünkü eğer savaş uzar ise Ukrayna arazisi ilkbahar aylarında mevcut yağışlar nedeniyle zırhlı birlik harekâtına elvermeyebilir ve harekâtın ilerlemesi yollara bağımlı kalabilir. Bu da harekâtın başarısını tehdit edebilir. O nedenle Rusya harekâtı fazla uzatmadan kısa sürede, özellikle şehirleri düşürerek sonuçlandırmaya gitmek isteyecektir. Her ne kadar Rusya, sivillerin şehirleri boşaltmasını istemişse de bu durumda şehirlerde oluşacak hasar ve can kayıpları Rusya'nın içinde de olmak üzere dünya kamuoyunun Putin'in aleyhine tepkilerinin büyümesine yol açabilir. Tepkiler büyüdükçe Batı'nın ekonomik yaptırımları artabilir, bu durumda Rus halkının tepkileri de büyüyecektir ve Putin bu durumu ne kadar göğüsleyebilir? Ya da bu durum sıkışan Putin'in farklı ve beklenmedik tepkiler vermesine, harekât alanını genişletmesine sebep olabilir mi? Bütün bunları şu süreçte tam olarak bilmek mümkün değil. Gelişen süreçlerde göreceğiz. Her harekâtın bir ağırlık merkezi olur. Bu harekâtta ağırlık merkezi başlangıçta Donbass bölgesi ve güney iken şimdi harekâtın siyasi ağırlık merkezi Kiev bölgesine kaymıştır. Putin yığınaklanma açısından başlangıçta "durum üstünlüğüne" sahipti. Sadece Donbask'ın Kırım ile birleşmesini sağlayacak biçimde kıyı bölgesini almak üzere harekâtı sınırlı tutsaydı masada daha güçlü olabilirdi. Bize göre Putin Ukrayna'nın çok geniş bir alanını işgale kalkmakla stratejik hata yaptı. Özellikle de Kiev konusunda. Hiçbir akıllı kurmay bir ülkenin başkentini özellikle de çatışarak ele geçirmeyi önermez. Çünkü başkentlerin ayrı bir önemi, onuru vardır. O ülkenin psikolojik direnme yapısını tetikler. Tabii burada başkent Kiev'in coğrafi konumunun da stratejik açıdan çok ama çok hatalı olduğunun altını çizelim. Böylesi derinliği olan bir ülkede korunması açısından başkentler genellikle sınırlardan uzakta ve ülkenin ortalarında bulunmalıdır. Tıpkı Büyük Atatürk'ün seçtiği Ankara gibi. Harekâtı yazmaya devem edeceğiz. Dileriz bu savaş biran önce biter de insanlar daha fazla acı ve ıstırap çekmezler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları