Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Kuzeydeki tehlike- Ukrayna krizi

Ekonomide son dönemde oluşan kriz, dövizin hızlı yükselişi, mutfaktaki sıkıntılar Türkiye gündeminin başlıca meseleleri olurken ülkemizin kuzeyinde olan bitenler biraz gözden uzak kalmış gibi görünüyor. Hâlbuki Karadeniz'in kuzeyinde bizi yakından ilgilendiren bazı gelişmeler hızla ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Ukrayna sınırında "kırmızı çizgilerinin" NATO tarafından geçilmesi halinde harekete geçmek zorunda kalacakları mesajını verdi. Putin'in bu açıklamaları, Amerikan ve İngiliz yetkililerin yanı sıra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından verilen uyarı mesajlarının ardından gelmişti. Stoltenberg gazetecilere yaptığı açıklamada, "Rusya bir kez daha Ukrayna'nın bağımsızlığına karşı güç kullanırsa ağır bir bedel öder" ifadelerini kullanmıştı. NATO Dışişleri Bakanları toplantısı için Letonya'ya gittiğinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken "Rusya'dan gerginliği tırmandıracak herhangi bir eylem Amerika için büyük endişe yaratır ve yinelenen herhangi bir saldırgan yaklaşım ciddi sonuçlar doğurur." demişti. Yine kısa süre önce İsveç'te düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGIT) toplantısı için Stockholm'de bulunan ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve Rus Dışişleri Bakanı Lavrov arasındaki görüşme yaklaşık yarım saat sürdü ve Blinken "Rusya çatışma yoluna giderse sonuçları olur." dedi. Lavrov ise Kiev ile diyaloğa hazır olduklarını ve çatışma istemediklerini, İttifakın askeri altyapısının sorumsuzca Rusya'nın Romanya ve Polonya sınırlarına yaklaştırıldığını, saldırı için kullanılabilecek bir füzesavar savunma sisteminin kurulduğunu vurguladı ve asıl meselenin Rusya'nın tehdit olarak gördüğü NATO'nun doğuya doğru genişlemesi olduğunun altını çizdi. Bu görüşmelerden sonra ABD Başkanı Biden ile Rusya Devlet Başkanı Putin, 2 saat süren bir video konferans görüşmesi yaptı. Temel mesele Ukrayna idi. Görüşmede ABD Başkanı Biden, Rusya'nın Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini ifade ederek, olası bir saldırıda ciddi ekonomik yaptırım uygulanacağı ve diğer önlemlerin alınacağını belirterek Ukrayna'nın işgal edilmesinin Avrupa'daki NATO birliklerinin yeniden konumlandırılmasıyla sonuçlanacağı konusunda da Rusya'yı uyardı. Putin ise NATO'nun daha doğuya yayılmayacağına veya Ukrayna gibi ülkelere silah dağıtmayacağına dair garanti istedi. Kısaca özetlersek süreç böyle gelişti. ABD, Çin'in kuşak-yol projesinin kendi hegemonyasına büyük zarar vereceğinin çok farkındadır. Bu nedenle 2030'a kadar askeri gücünün büyük kısmını Güney Pasifikte Çin'e karşı yığınaklamayı planlamaktadır. Ancak Rusya'nın da ABD karşısında kuvvetli durabilmek amacıyla Çin ile Şanghay Beşlisi vb. gibi yakın ilişkiler içinde olduğu zaten bilinmektedir. Bu durumda ABD, Çin karşısında kolay manevra alanı bulabilmek için Rusya'yı batıdan, özellikle de güneyden çevreleme ve etkisini azaltma gayretindedir. Bu çevrelemeyi gerçekleştirmek için de Polonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan gibi ülkelerde NATO üssü şemsiyesi altında ABD üsleri kurmakta yani NATO'yu doğuya doğru genişletmektedir. Ayrıca Ukrayna ve Gürcistan ile de yakın destek içinde bulunmakta ve onları kendi manevrasına uygun biçimde yönlendirmektedir. Bu genişlemede kritik ülke Ukrayna olarak görünmektedir. Çünkü Ukrayna'nın Donbass bölgesi Rusya için kritik alandır. Zira Donbass bölgesi, Azak Denizini ve Kerç Boğazını kontrol eden bir alandır. Azak Denizi ve Kerç Boğazı ise Rusya'nın Karadeniz'de deniz üstünlüğünü elde tutması ve Karadeniz donanmasının Akdeniz'e açılması bakımından büyük önem arz etmektedir. O sebeple Rusya ile Ukrayna arasında Donetsk ve Lugansk şehirlerini de içine alan geniş kömür rezervlerine sahip Donbass bölgesinde yaşanan kriz günden güne derinleşiyor. Rusya yanlısı ayrılıkçı Novorossiya Federal Devleti ile Ukrayna Silahlı Kuvvetleri arasında 6 Nisan 2014'ten beri Donbass bölgesinde sürmekte olan savaşta bugüne kadar 13 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Donbass bölgesindeki krizin çözümüne ilişkin Rusya, Ukrayna ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ndan (AGİT) oluşan Üçlü Temas Grubu 27 Temmuz 2020'den itibaren kapsamlı ateşkes kararı almıştı. Fakat Ukrayna Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar ayrılıkçıların on kez ateşkesi ihlal ettiğini, 26 Mart'ta dört Ukraynalı askerin bu saldırılar nedeniyle ölmesinin ardından, 6 Nisan'da da Donbass'ın Avdiyivka ve Zolotoye bölgelerinde ayrılıkçıların açtığı ateş sonucu iki Ukrayna askerinin daha öldüğünü bildirmişti. Bölgede gelişen bu olaylar ve akabinde Ukrayna Genelkurmay Başkanı Ruslan Homçak'ın 30 Mart'ta Meclis'te yaptığı konuşmada Rusya'nın tatbikat bahanesiyle Ukrayna sınırları yakınlarına asker sevk ettiği, nükleer kapasiteli büyük ve orta menzilli İskender hava savunma füze sistemleri yerleştirdiği yönündeki eleştirisi üzerine mesele ABD ve NATO'nun da sürece dâhil olduğu çok boyutlu bir hale geldi.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya'nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmasını provokasyon olarak nitelendirerek "Provokasyonlara hazırız" şeklinde bir açıklama yaptı. Bu gelişmelerle birlikte Rusya'nın Donbass'daki Rus yanlısı ayrılıkçıları desteklemesinin yanı sıra Kırım'ı da işgal etmiş olması sebebiyle Rusya ile Ukrayna arasında büyük bir savaşın olması ihtimali de kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Ukrayna'yı, ABD ve NATO'nun askeri olarak desteklemesi halinde Ukrayna'nın büyük bir yıkıma uğrayacağı Putin tarafından vurgulandı. Meselenin Türkiye ile ilgili tarafı en önemli nokta. Zira Rusya kuzey komşumuz. Ukrayna ile Rusya'nın çatışması halinde ABD Ordusu Rusya ile asla sıcak çatışmaya girmez. Çünkü tarihte ABD ile Rusya hiç çatışmamış tersine hep bölüşmüştür. Ancak "çevreleme politikası" nedeniyle şimdi durum biraz farklıdır. Atlantik'in ötesindeki ABD yarın bölgeden gider ama Türkiye bir yere gidemez ve komşu kalmaya devam eder. Rusya, Türkiye'nin Ukrayna'ya İHA ve SİHA satmasından ciddi rahatsızlık duyuyor. Zira SİHA'lar geçenlerde Rus yanlılarının bir topçu bataryasını vurmuştu. Türkiye bu satışlar konusunda daha dikkatli olmak durumundadır. Çünkü tüm dünyada silah satışları stratejik bir iştir, tekstil satışı ile karıştırmamak lazımdır. Öte yandan Türkiye'nin güneyinde yani Suriye'deki gelişmeler bakımından da Rusya etkin faktördür. Türkiye güney sınırlarında bir "terör devletinin" kurulmaması için Suriye'de Rusya'nın desteğine ihtiyaç duyabilir. Bununla birlikte Türkiye, NATO üyesi olması nedeniyle Rusya'ya karşı olan bloğun da içinde bulunmaktadır. Yani aşağısı sakal yukarısı bıyık hikâyesi. Tüm bunları dikkate aldığımızda Türkiye'nin dış politikada çok ince hesaplanmış bir denge politikası yürütmesi kaçınılmazdır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları