Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Kazanlar kaynarken

Dünyada kazanlar kaynıyor. Ekonomi kazanı özellikle tüm dünyada kaynarken Türkiye''de daha sıcak ve daha harlı bir ateşte kaynıyor. Yine özellikle bölgemizde savaş kazanları kaynıyor ve Türkiye kaynayan bu kazanların tam da ortasında duruyor. Rusya Ukrayna savaşı, Yunanistan''ın Türkiye''ye karşı olan mütecaviz tutum ve davranışları, güneyimizde Suriye''de kaynatılan PYD/PKK kazanı ve bunların altına ateşe sürekli odun atanlar, hatta bazen benzin dökenler bile var. Rusya-Ukrayna savaşı dünyada hem algıları hem de dengeleri jeopolitik ve jeostratejik açıdan çok değiştirdi. Bu değişiklik en fazla da Avrupa güvenlik mimarisinde etkili oldu. Avrupa yeni bir güvenlik mimarisi oluşturmak zorunda kaldı denilebilir. Avrupa güvenlik mimarisinin değişmesinin ateşe odun atanlar hatta benzin dökenler açısından çok kârlı sonuçlar doğuracağı kuşkusuzdur. Almanya gibi bir ülke bile bütçesinden silahlanmaya 100 milyar Euro ayıracağını açıklamıştı. Bu ve benzerleri silah üreticileri için ciddi bir kazanç oluşturacaktır.

Rusya-Ukrayna savaşının yıllar yılı sürmesi en çok silah üreticilerini sevindirir. Silah üreticisi kuruluşlar dünyada yönetimleri etkileyen en önemli güç odaklarındandırlar. Genelde de dünyadaki kritik görevlere getirilen kimseler böylesi büyük uluslararası kartellerin talepleri doğrultusunda yapılan lobilerin sonucunda gelirler. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg''in de böylesi lobilerin çalışmaları sonucunda o göreve geldiğini düşünmek çok da yanlış olmaz. Stoltenberg''in geçenlerde yaptığı açıklamalar bu düşüncemizi doğrular nitelikte idi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yaptığı açıklamada Ukrayna''daki savaşın yıllarca sürebileceğini ve Batı''nın Kiev''i bu süreçte desteklemeye hazır olması gerektiğini söyledi. Stoltenberg savaşın maliyeti yüksek olsa da Moskova''nın hedeflerine ulaşmasının yaratacağı maliyetin çok daha büyük olduğunu vurguladı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson da uzun sürecek bir çatışmaya hazırlanmak gerektiğini belirtti. Johnson gibi Stoltenberg de Ukrayna''ya daha fazla silah göndermenin Kiev''in zaferini daha olası kılacağının altını çizdi. Alman Bild gazetesine konuşan Stoltenberg, Ukrayna''ya verilecek daha modern silahların, büyük kısmı Rus işgali altında bulunan Donbas''ın geri alınması ihtimalini artıracağını söyledi. Batının Ukrayna''yı desteklemesinin istenmesi, daha fazla silah gönderilmesinin Kiev''in zaferini imkân dâhilinde kılacağını açıklaması, Batı''ya silah gönderin demek Ukrayna''ya da sen savaşmaya devam et bak sonunda zafere ulaşabilirsin demek değil midir? E, iyi de Batı silahları nereden alıp gönderecek? İşte bu silah üreticilerinden. Yani insanlar yıllarca savaşıp ölecekler, bunun karşılığında silah üreticileri milyar dolarları ceplerine indirecekler. Kiev''e de zafer gazı vermeyi ihmal etmeyen Soltenberg tavşana kaç, tazıya tut diyor. Tarihteki tüm büyük savaşlarda aynı politikayı izleyen İngiltere de uzun sürecek bir çatışmaya hazırlanmak gerektiğini söyleyerek silah üreticilerinin kapılarının daha çok açılmasını sağlamaya çalışıyor. Hâlbuki Batı isteseydi bu savaşı daha birkaç ay önce bitirebilirdi. Ama böyle bir yola yaklaşmadı bile. Çünkü amaç fabrikaların çarklarının dönmesidir. Aynı meseleyi Suriye''de de görmekteyiz. Türkiye''nin NATO müttefiki olan ABD, yıllardır PKK/PYD terör örgütünü eğitiyor, donatıyor ve binlerce TIR dolusu silah veriyor. Bu silahlar nereden geliyor? Herhalde Marslılar getirmiyorlar. Yine aynı silah kartellerinin talimatları doğrultusunda ABD yönetimlerince satın alınıp terör örgütüne veriliyor. Yani Amerikan halkının parası terör örgütüne silah olarak gidiyor. Peki, bu terör örgütünün bir numaralı hedefi hangi ülke? Türkiye. E, hani biz ABD ile müttefiktik? Müttefik olan müttefikinin altını oyar mı? Zaten aynı gayreti Yunanistan üzerinden gösterdiğini de geçen yazımızda yazmıştık. Suriye''de yalnızca ABD değil Rusya''da var tabii. Ama unutulmasın ki Emperyal büyük güçler bazen kavga edermiş gibi görünüp ortadaki pastayı kolayca paylaşabilmek için hemen anlaşabilirler. Zira Rusya''nın da tarihte Kars ve Ardahan''ı istediğini unutmayalım. Türkiye''nin kendi güvenliği için Suriye''de bazı sınır bölgelerine harekât yapmasına Rusya neden izin vermiyor acaba? Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Hem ekonomik yönden çok büyük sıkıntılar içinde hem de çevresinde kaynayan kazanlar ile doğrudan iniltili. Bu süreçten Türkiye''nin sağ salim esenliğe çıkması ancak isabetli politik hamlelerle ve bu hamleleri gerçekleştirebilecek ehil kadrolarla mümkündür. Devletimiz bunu başaracak imkân ve kabiliyete sahiptir.

***

Geçtiğimiz gün medyada çıkan bir haber bizi çok üzdü. Üst düzey bir bürokratın hanımı çantasını koruma polisine taşıtıyor. Bu çok onur kırıcı bir durumdur. Çok uzun yıllar bu devlete üst düzeyde hizmet etmiş biri olarak söyleyelim ki; Kahraman Türk Polisi kimsenin değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin polisidir. Türk Polisinin üniformasının üzerinde, göğsünde ay-yıldız vardır. O ay- yıldızlı üniforma Türkiye Cumhuriyetini temsil eder. Hiç kimse polisimize asla yumruk atamaz, parmak sallayamaz, çantasını hiç taşıtamaz. En azından bu çok ayıp bir davranıştır. Polisimiz de taşıdığı üniformaya layık biçimde vakur ve kibar bir tutum göstermek durumundadır. Haberin fotoğrafında söz konusu hanım etrafı ile konuşurken, hanımın çantası da genç bir polis memuru olan kızımızın elinde. O polis kızımız, o hanımın özel koruması ya da özel hizmetçisi değildir. Ama o hanım etkili bir üst düzey bürokratın hanımı olduğu için polis kızımız itiraz edemez. Zira herkes bilir ki başka bir yere sürüleceğinden, düzeninin bozulacağından çekinir. Sonra her üst düzey bürokrat hanımına bir koruma polisi veriliyorsa bu doğru bir uygulama mıdır bakmak lazım. O hanım kritik bir üst düzey devlet görevlisi olur verirsin tamam, tehdit altında olan bir kişi olur verirsin tamam, terörle mücadelede görev almış ve terör örgütlerinin hedefinde olan biri olur, verirsin tamam. Ama bunların hiç biri yoksa sırf önemli kişi gibi görülmek için, ego tatmin olacak diye devletin bir polis memuru hiçbir fonksiyonu olmayan, sadece bir üst düzey bürokrat eşi olmaktan öte de hiçbir niteliği olmayan bir hanıma tahsis ediliyorsa bu koruma meselesinin bir kez daha gözden geçirilmesinde yarar olacağı kanaatindeyiz. Biz yıllarca devlette üst düzey görev yaptık, emrimizde yüzlerce insan oldu ama asla ne çantamızı taşıttık ne pardösümüzü tutturduk, ne de özel bir hizmetimizde hiç kimseyi kullanmadık. Aldığımız devlet terbiyesi bize böyle davranmayı öğretti. Devlet görevimiz sonrası büyük bir meslek kurumunun tepe yöneticisi iken de asla kimseye çantamızı taşıtıp, paltomuzu tutturmadık. Koruma polisine çanta taşıtmak kişiyi önemli ve saygın insan konumuna getirmez. Kişiyi önemli ve saygın yapan onun nitelikleri ve bu nitelikleri ölçüsündeki özgül ağırlığıdır. Ne kadar nitelikli iseniz o ölçüde saygın ve önemli bir kişisiniz demektir. Zira tüm makamlar gelip geçicidirler.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları