Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Kafkaslar’daki gerginlik neden?

Azerbaycan-Ermenistan hattında zirve yapan gerginlik birkaç gün önce Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadele kapsamında Dağlık Karabağ bölgesinde operasyonlara başlaması ile en tepe noktaya ulaşmıştı. Operasyonların başlama nedeni Karabağ’daki gayrimeşru Ermeni güçlerinin birtakım terör eylemlerinde bulunması ve 7 Azeri polisinin araziye döşenen patlayıcılar ile şehit edilmesi idi. Ermenistan haksız ve hukuksuz bir biçimde işgal ettiği Karabağ’dan bir türlü elini çekmiyor. Düne kadar Ermenistan’ın doğrudan desteğinde olan Rusya’nın sayesinde adeta bir kâbus gibi Karabağ’a çökmüş ve oradaki Azeri soydaşlarımıza zulmediyor. Bu zulmü yapanlar Ermeni silahlı komitacılarından başkaları değildi. Azerbaycan da bu Ermeni terör unsurlarına karşı meşru müdafaa hakkını kullandı ve bu çeteleri ciddi biçimde imhaya yöneldi. İki gün evvel de çeteler silah bırakmayı kabul ettiler ve Azerbaycan bir anlamda şimdilik istediğini almış oldu. Aslında Azerbaycan operasyonlara devam edip Ermeni çetelerini Karabağ’dan tamamen süpürse idi daha iyi bir sonuca ulaşabilirdi. Çünkü bugünkü siyasi konjonktür buna uygundu. Rusya, Ermenistan hükûmetinin yani Paşinyan’ın iyice bir burnunun sürtülmesini istiyor. O nedenle operasyona bir süre daha sessiz kalabilirdi. Esasen Türkiye de, Rusya da Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunun kesin çözüme kavuşmasını istiyorlar. Ermenistan ise bu duruma yanaşmıyor ve Paşinyan özellikle ABD başta olmak üzere Batılı aktörleri de müzakerelerin içine dâhil ederek sorunu bölgesel olmaktan çıkartıp küresel hâle getirmeye uğraşıyor. 2020 sonbaharında Azerbaycan ile Ermenistan arasında 45 günlük ikinci Karabağ Savaşı olmuştu. Azerbaycan 30 yıldır Ermeni işgalinde bulunan 7 vilayetini bu savaşla kurtardı. Bunlardan en önemlisi de tarihî Şuşa kenti idi. Bu savaşta Ermenistan yenilgiyi kabul etti ve savaş Azerbaycan’ın zaferi ile sonuçlandı. 9 Kasım 2022’de Aliyev ve Paşinyan ateşkes anlaşması imzaladılar. Bu anlaşma ile Azerbaycan için Dağlık Karabağ sorunu da bitmişti. Aliyev bölgede yaşayan Ermenilerin tüm hakları ile Azerbaycan vatandaşı olacaklarını açıklamıştı. Lakin Paşinyan Karabağ bölgesinin statüsünün Minsk görüşmeleri çerçevesinde Batılı ülkelerin de katılımı ile çözülmesini isteyerek yan çizmeye başladı. Çünkü Paşinyan, Azeri toprağı olduğunu kabul ettiği Karabağ’ın otonom statüde olmasını ve Laçin koridorunun devamlılığını talep ediyordu. Hâlbuki Laçin koridoru Ermenistan’dan Karabağ’daki Ermeni milislere silah nakline imkan veriyordu ve Azerbaycan açısından tehdit oluşturuyordu. Azerbaycan’ın birkaç ay önce Laçin koridorunu denetim altına alması bu silah akışını kesti. Birkaç yıldır Erivan, Rusya’dan çok ABD’ye yanaşmaya başlamıştı. Bu durumda Rusya, Erivan’a karşı olan mesafesini açtı. Nitekim iki hafta evvel ABD ile Ermenistan silahlı güçleri sahada ortak askerî tatbikat dahi yaptılar. Bu bir ilkti ve açık açık Ermenistan’ın Rusya’ya meydan okuması anlamına gelmektedir. Putin 2022’de Karabağ bölgesinin Azerbaycan toprağı olduğunu resmî olarak Ermenistan’a bildirmişti. Her iki tarafın da haklarını korumak amacıyla 15 bin kişilik bir Rus Barış Gücü, Karabağ topraklarında idi. Rusya söz konusu Barış Gücü ile orada “patron benim” demeyi devam ettirmek istiyor. Hem Rusya hem de Türkiye her iki ülkenin devlet sınırlarının nihai olarak belirlenmesinden yanadır. Bu durumda Kafkaslarda huzur olacaktır. Türkiye’nin temel isteklerinden biri de bölgedeki ulaşım hatlarının açık olması özellikle de Azerbaycan Nahcivan arasındaki Zenzegur koridorunun işler olmasıdır. Bu durumda Türkiye Nahcivan üzerinden Azerbaycan ile doğrudan kara yolu ulaşımı imkânına sahip olacaktır. Ama mevcut stratejik koşullar farklı durumları işaret etmektedir. Şöyle ki; ABD’nin dünya üzerinde istediği gibi girip çıkamadığı tek deniz Karadeniz’dir. ABD bu büyük stratejik eksikliğin yıllardır farkındadır. Nitekim Rusya-Osetya savaşında da ABD, Kardeniz’e donanma ile girmek ve Gürcistan Lideri Saakaşvili’nin yanında olmak istemiş ancak Montrö Antlaşması gereği donanmasını Karadeniz’e sokamamış, ancak bir “hastane gemisi” ile Batum limanında bulunabilmiştir. İstediğini almaya alışık olan ABD, burada istediğini alamamış ve bunu da bir türlü hazmedememiştir. ABD, Karadeniz’de varlığını bulundurma hedefinden asla vazgeçmemiş, bir biçimde bunu gerçekleştirme gayreti içindedir. Çünkü ABD’nin esas maksadı Rusya’yı çepeçevre çevirmek ve izole etmektir. Zira Rusya’nın Viladivostok’taki Okyanus Donanması’nı bir tarafa bırakırsak iki büyük donanması vardır. Bunlardan biri Baltık Donanması’dır, diğeri de Karadeniz Donanması’dır. Baltık Donaması’nın önü Danimarka, İsveç gibi Batılı devletlerce kesildiğinde Rusya’nın kullanabileceği tek donanma olarak Karadeniz Donanması kalmaktadır. Rusya bu çevrelenmeye asla izin vermemek niyetindedir. Boğazlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliğinde ve Montrö Antlaşması ile kontrol altında olduğundan ABD Karadeniz’de Rusya’nın önünü kesemediği için şimdi de Kafkaslar’da karada Ermenistan’ın yanında olarak, onu kendine bağımlı hâle getirerek Rusya’yı çevrelemek hedefindedir. Zaten Batı’nın Paşinyan’ı bu denli tutmasının arkasında yatan sebep de budur. Kafkaslardaki gerginliğin ve bunun devam etmesinin ardındaki gerçek neden de budur. Bakalım Karadeniz ve Kafkaslar’dan oluşan bu satranç tahtasında daha hangi hamleleri göreceğiz. Kafkaslar ve Karadeniz havzası zaten tarih boyunca hep bir satranç tahtası olmadı mı? Filler tepişirken olan çimenlere olmasın da… Emperyal güçler hep aynıdır, tarih bunların örnekleri ile doludur. ABD ne ise aslında Rusya da o dur. Bugün terör örgütü PKK/YPG’yi besleyen ve başımıza bela eden ABD ise, Rusya’nın da PKK’ya geçmişte ne büyük yardımlar yaptığını Kalaşnikof’lardan RPG-7’lere kadar neler verdiğini, Moskova’da hâlâ PKK bürosunun açık olduğunu, henüz sıcak denizlere inmemişken (Şimdi Akdeniz’de Suriye’de büyük bir deniz üssü var.) kendine müzahir bir Kürdistan (Nitekim PKK’nın açılımı Kürdistan İşçi Partisi’dir ve ambleminde Sovyetlerin orak-çekiç işareti hâlâ vardır) kurdurup onun üzerinden sıcak denizlere inme gayreti içinde bulunduğunu unuttuk mu sanıyorlar?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları