Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

İsveç kepazeliği ve derin oyun

İsveç''te son günlerde kepazeliklerin sonu gelmiyor. Kısa süre önce İsveç''te PKK terör örgütü yandaşları Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan''ın benzeri olan bir maketi Stockholm''deki belediye binası önüne ayaklarından astı. Sonrasında Stockholm Üniversitesi profesörü bir Türk öğrencinin stajını kabul etmeyerek, ''ırkçılık'' yaptı. Birkaç gün evvel de Danimarkalı aşırı sağcı bir lider Türkiye''nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur''an-ı Kerim''i yaktı. Bunların hiç birisi kabul edilemez rezillikler, ahlaksızlıklardır.

Bu aşağılık davranış ve eylemleri yapanları lanetliyoruz. Son eylemde kutsal kitabımız Kur''an-ı Kerim''in yakılması yalnızca Türkiye''ye değil yüzmilyonlarca Müslümana yapılmış büyük bir hakarettir. İnançlarımızın aşağılanmasıdır ki böyle bir davranış asla hoş görülemez, lanet olsun bunu yapanlara. Peki, son günlerde İsveç''te neden bunlar oluyor? NATO üyesi olmak isteyen İsveç, zaten PKK terör örgütüne verdiği geniş serbestlik nedeniyle Türkiye''nin vetosu ile karşı karşıya idi. Buna rağmen böylesi eylemler Türkiye''nin vetosunu kesinleştirmesine neden olmaz mı? İsveç hükümeti bunu düşünemeyecek kadar akılsız mı? Hiç sanmıyoruz. Çünkü bize göre oyun, şeytanın bile aklına gelmeyecek kadar büyük kurgulanıyor. Soruluyor; İsveç Türk kamuoyuna yönelik tüm bu kışkırtıcı eylemlerle ne yapmak istiyor? Hâlbuki doğru soru; ABD, İsveç''i kullanarak Türkiye''ye karşı nasıl bir hamle yapmak istiyor olmalıdır. Bu soruya ne alaka diyenleriniz olduğunu duyar gibiyiz. Zaten derin oyun da bu soruda saklı. Rusya-Ukrayna savaşını fırsat bilen ABD, Avrupa''yı yeniden şekillendirme ve tamamen kendi dümen suyunda giden bir yapıya sokmayı hedefledi. Bu nedenle İsveç''e Rusya''nın kendilerine saldıracağı fikrini işleyerek adeta İsveç''i gaza getirip kandırdı. İsveç''in NATO üyesi olması Rusya tarafından istenmediği gibi Almanya ve Fransa''nın da İsveç''in NATO üyesi olmasını istemedikleri değerlendirilebilir. Çünkü her iki devlet de Avrupa''nın bütünlüğüne ABD''nin müdahale etmesini istemiyorlar. İsveç''in de NATO üyesi olması ABD''nin Avrupa''ya bir tık daha fazla müdahil olmasını da beraberinde getirir. Lakin bu görüşler de ABD''nin asıl düşüncesinin örtülenmesinden başka bir şey değildir.

Peki, o zaman asıl düşünce nedir? Anlatalım efendim. Son dönemde Türkiye''nin etrafındaki coğrafyaya bir bakın haritada, tüm ülkenin ABD üslerince çevrildiği görülür. ABD NATO müttefiki olmasına rağmen Türkiye''ye karşı hem PKK terör örgütüne hem de Yunanistan''a verdiği açık ve büyük destekle Türkiye''nin müttefiki gibi değil hasmı gibi davranmaktadır. Zira bize göre ABD, Türkiye''nin NATO''dan atılmasını istiyor. Çünkü Türkiye''nin halen NATO üyesi olması ABD''nin Türkiye üzerinde planladığı hedeflerine ulaşmasında ciddi bir engel teşkil ediyor. Türkiye NATO üyesi olmaya devam ettikçe ABD, Türkiye''ye karşı doğrudan fiili bir tutum sergileyemez. Bunu hem diğer NATO ülkesi üyelere hem de kendi iç kamuoyunun önemli bir bölümüne anlatamaz. ABD, Türkiye''ye NATO''dan çık dese birçok NATO ülkesi hey ne oluyor der. Ama İsveç''i veto eden bir Türkiye olursa süreç o zaman çok daha kolayca manüple edilebilir. Aynı ABD, tıpkı Rice''nin de meşhur haritasında anlattığı gibi Sevr''in yeniden hayata geçirilmesini, Anadolu''nun paylaşılmasını, Türk Milletine bırakılan ve sadece Karadeniz''e kıyısı olan bir toprak parçasında da "Anadolu Federe İslam Devleti''nin" kurulmasını hedeflemektedir. Bu hedefe gitmeye çalışan her kesimi de desteklemekten kaçınmamaktadır. Zira Türkiye Cumhuriyetinin böylesi bir biçimde parçalanması İsrail''in güvenliği için elzem olarak gördüğü "Sözde Kürdistan Devletinin" kolayca kurularak hayata geçmesini sağlar. Böylesi bir sürecin gerçekleşebilmesi için de ABD''nin bazı kavşaklarda yola fiilen müdahil olması gerekebilir. Ama Türkiye''nin NATO üyeliği ABD''nin bu müdahilliği için en büyük engeldir. Bunun için de ABD''ye göre Türkiye NATO yapısının dışında kalmalıdır. Dolayısıyla ABD Türkiye''yi doğrudan NATO''dan atmaya kalkamayacağı ve bunu tek başına sağlayamayacağı için bildiğimiz kumpasları kuruyor ve İsveç''i kullanıyor. Tıpkı Fetö kumpaslarında olduğu gibi. Fetö terör örgütünü açıkça destekleyen ABD değil midir? Fetö kalkışması başarılı olsaydı Türkiye Taliban benzeri bir yönetimle bir Federe İslam Devletine dönüşmeyecek miydi? Fetö''nün hedefi bu değil miydi? ABD''nin ve yandaşlarının amacı Büyük Atatürk''ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yerine Afganistan benzeri bir İslam Devleti kurmak değil midir? ABD böylesi bir sürecin Türkiye''de büyük bir kaos yaratacağını da iyi bilmektedir. ABD''nin bu hedefe varmak için on yıllardır Türkiye''nin altını oyduğu artık ilkokul çocuklarınca bile bilinmiyor mu? ABD, Allah korusun böylesi bir kaos sürecinde yıllar sürebilecek iç çatışmalar ile Türkiye''yi iyice zayıf düşürüp kendine uydu bir eyaleti haline getirmekten asla kaçınmaz. Ama tabii ki Türkiye Cumhuriyeti bir başka ülke, Türk Milleti de asla herhangi bir millet olmadığından ABD''nin bu yol haritaları asla gerçekleşemeyecek ham hayallerden öteye geçemez o da ayrı konu. ABD, özellikle Kuran-ı Kerim''in yakılmasında Türkiye''nin İsveç''e haklı biçimde sert tepki vereceğini hesaplamıştı. Nitekim Türkiye İsveç''in NATO üyeliği konusunda görüşmek için gelecek olan İsveçli bakanların ziyaretlerini kabul etmedi. Burada dikkat çeken bir nokta da Türkiye''nin haklı ve yerinde sert tepkisine karşın kutsal kitabımız Kur''an-ı Kerim''in yakılması olayında Suudi Arabistan, Mısır, Afganistan, Ürdün, Filistin, BAE, Bahreyn, Endonezya, Fas, Cezayir gibi birçok Müslüman ülkenin hiçbir tepkilerini duymayışımız ve sessiz kalmalarını görmemizdir. (Nasıl Müslümanlarsa anlamak zor.) Demokrasi hepimizin, tüm dünyanın istediği bir yaşam biçimidir. Ama hiçbir demokrasi ve hiçbir düşünce özgürlüğü yüzmilyonlarca insanın kutsallarına saldırılmasına, hakaret edilmesine izin vermez, bu duruma seyirci kalınmasını da kabul edemez. Böyle ahlaksızlıkları yapanlara lanet olsun.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları