Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

İran'da neler oluyor?

İki haftadır komşu İran adeta bir kazan gibi kaynıyor. 13 Eylül günü 22 yaşındaki Masha Amini kurallara göre "örtünmediği gerekçesiyle" ahlâk polisi tarafından gözaltına alındı ve nezarette geçirdiği beyin kanaması sonrasında hayatını kaybetti. İddialar Amini''nin Ahlak Polisi tarafından darp edilerek öldürüldüğü yönünde. O günden beri ülkede sular durulmuyor. O zaman soru şu; İran bu günlere nasıl geldi ve Amini sonrası protestoların öncekilerden farkı ne? Bu soruyu cevaplamadan meseleye biraz açıklama getirelim. İran''da İslami bir rejim var ve İslam hukuku geçerli. İslam hukukunda şeriat kanunları uygulanır. Şeriat kanunlarına göre işlenen suçlara karşı verilen cezalar ukubat olarak isimlendirilmektedir. Şeriat ile yönetilen ülkelerde ukubat bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Ukubat, İslam hukukunda şeriatte verilen ceza ve hükümlerin ismidir. Şeriat hükümlerinde işlenen suça göre verilecek olan cezalar da farklılık göstermektedir. Cezalar ilk başta değnek cezası ile başlar. Bu en hafif cezadır. Ardından işlenen suça göre cezalar da artmaktadır. Şeriat içerisinde el, kol kesme ve taş ile infaz cezaları da bulunmaktadır. İran''da şeriat kanunlarının uygulandığı İslami rejim 1979 da hayata geçirildi ve İran Devrimi veya İslam Devrimi (İnkılâb-ı İslâmî) 1979 yılında İran''ın Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki bir monarşiden Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde İslam hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan İslam Cumhuriyeti kurulmasına dönüşen hareketin adıdır. Aslında bu bir "turuncu devrim" idi ve İran Şahı Pehlevi''nin 1963 de başlattığı ve 1979a kadar süren, amacı İran''ı endüstriyel ve ekonomik büyük bir güce dönüştürmeyi hedeflemiş olan hareketin önünü kesmek için uygulamaya koyulmuştu. Çünkü çok güçlü bir İran bölgede İsrail için ciddi bir tehdit oluşturabilirdi ve ABD''nin "yeşil kuşak" teorisinin uygulama alanını sınırlayabilirdi. Zira ABD o dönemde adı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (S.S.C.B) olan dünyanın diğer süper gücünü bir biçimde çevrelemek istiyordu. (Tıpkı bu gün Rusya''yı çevrelemek istediği gibi) O nedenle "yeşil kuşak" yani diğer adı ile "İslami Rejimle yönetilen devletler" projesi hayata geçmeli idi. Öte yandan zaten ABD Pehlevi ailesini yeterince kullanmış ve Şah Pehlevi''nin de miadının dolduğunu görmüştü. Humeyni''yi destekledi, İran''da renkli devrimi gerçekleştirdi. Tabii sonrasında evdeki hesap çarşıya uymadı ve ABD ile İran düşman kardeşler oldular. Ama İran halkı için artık iş işten geçmiş "Şeriat rejimi" binlerce insanı kıyıma uğratarak, kurşuna dizerek, darağaçları kurup asarak çok kanlı bir biçimde İran''a hâkim olmuştu. Bu gün yaşı 50 olanlar bile hatırlamazlar ama 1980lerin başında dünya İran''daki ölümlerden ülke dışına kaçan yüzbinlerce insanı konuşuyordu. Hatta bu konuda anı kitapları yazıldı, filmler yapıldı. Gelinen sürecin yani 40 yılın sonunda İran''da da birçok kural yumuşatıldı fakat bu durum günümüz İran halkını tatmin etmedi. Çünkü günümüzün iletişim olanakları İran''daki genç insanların da dünyadan bilgi sahibi olmasını sağlıyordu ve İran''ın genç, eğitimli insanları da demokrasi ile yönetilen ülkelerdeki kadar özgür olmak, hayat tarzlarını kendi düşüncelerine göre özgürce tercih etmek istiyorlardı. Ancak İran teokratik rejimi kendi hegemonyasını devam ettirmek için buna asla müsaade etmiyordu. Çünkü olası bir rejim değişikliği Mollaların iktidardan gitmesi ile sonuçlanabilirdi. Demokrasi ile yönetilmeyen ülkelerin diktatoryal rejimlerinde denetimsiz güç sahiplerinin kanunsuz ya da şahsi çıkar için ülke aleyhine tasarruflarda bulunabilme ihtimalinin olabileceği genel kabul gören bir kuramdır. Bu durumda İran''daki iktidar sahipleri de böylesi endişeler içinde olabilirler. O nedenle bu gün İran''da yaşanan protestolarda ciddi biçimde güç kullanıldığı dünya medyasında yer alıyor. Tahran''da 13 Eylül''de ''ahlak polisi'' tarafından gözaltına alındıktan sonra komaya girdiği ve hastaneye götürüldüğü açıklanan Mahsa Amini''nin 16 Eylül''de yaşamını yitirmesi İran''da infiale yol açtı. Önce genç kadınlar sokağa döküldü, ardından milyonlar. Artık her yaştan ve cinsiyetten insanlar rejime karşı kol kola direniyor. İran''ın 40dan fazla kentinde halk ile rejim güçlerinin karşı karşıya geldiği, yer yer ciddi çatışmalar yaşandığı, 50den fazla can kaybının olduğu haberleri medyada yer buluyor. İran rejimi 1979dan beri yaşanan en güçlü başkaldırı ile karşı karşıya ve bu başkaldırı "kadınların" öncülüğünde başladı. Biz hep söyleriz aslında kadınlar dünyayı yönetir ama erkekler yönettiklerini sanırlar. İran rejimi ülkede olanların dış dünyada duyulmaması için önce birkaç şehirde sonra tüm ülkede internet erişimini kapattı. Ama ne çare şimdi de Elon Musk kendi uydusu üzerinden erişim sağlanabileceğini açıkladı. Kısacası İran rejimi ne yapsa nafile gibi görünüyor. Çünkü teknolojinin önüne geçilemiyor. Ateş giderek harlanıyor, yangın giderek büyüyor. İran''dan gelen bilgilerin medyaya yansımasından öğrendiğimiz; esnafların kepenk kapattığı işyerlerinin çalışanlarına izin verdiği, İslam Cumhuriyeti kurucusu Humeyni''nin resimlerinin sökülüp yakıldığı yönünde. Yani Z kuşağı kadınlarının başlattığı isyanın ülke çapında bir bütünleşmeye dönüştüğü gözleniyor. Kadın-erkek bir olup kol kola direniyorlarmış. Bazı İranlılar artık buradan geri dönüşün olmadığını söylüyorlar. Lakin burada ciddi bir tehlikenin de altını çizmek gerek. İran''daki siyasi irade kendi iktidarını korumak için kendi taraftarlarını sokağa dökmüş durumda ve iktidar yanlısı gösteriler de tertipliyor. İşte asıl mesele buradadır. Ya bu iki kesim İran halkı bir süre sonra karşı karşıya gelirse ne olur? Biz söyleyelim; çok açık biçimde "iç savaş" olur. Peki, bu iç savaş kimin işine yarar? Cevap çok nettir; ABD''nin ve İsrail''in. ABD zaten hemen İran''a "demokrasi getirmeye" kalkar ve sonuç yeni bir Irak! İran ise sınırları cetvelle çizilmiş bir Irak değildir. 3 bin yıllık kadim geçmişi olan ve Pers İmparatorluğu üzerine kurulmuş bir imparatorluk bakiyesidir. 3 bin yıldır süregelen bir "devlet aklına" sahiptir. Sözkonusu "devlet aklı" bir iç savaşta ABD''nin ülkeye "demokrasi getirmeye" kalkacağını öngörebileceğinden kanaatimizce İran ülkesinin varlığını önceleyerek İran halkının çoğunluğunun yanında durur ve "molla rejimini" tarihe havale edebilir. Bu arada Emperyal güçlerin İran''daki maşalarının her iki tarafa da oynayabilecekleri, tavşana kaç tazıya tut politikası güdebilecekleri, her iki tarafın üzerine de benzin dökerek kibriti atabilecekleri ihtimalini de unutmamak gerekir. Yaşam tarzları insanların ruhlarının yani iç dünyalarının dışa yansımasıdır. Ruhlara zorla kelepçe vurulamaz. Bundan evvel de İran''da büyük çaplı protesto eylemleri ve çatışmalar olmuştu. Ancak onların sebebi kötü ekonomik koşullar, geçim sıkıntısı filandı. Lakin şimdi olanların sebebi insan ruhuna kelepçe vurmaksa bu diğerlerinden çok farklıdır. İnsanlar özgürlüklerinden kolay kolay vazgeçmezler. Hele de işin içinde kadınlar varsa. Tüm insanlar zorla değil ancak eğitimle kendi doğru çizgilerini bulur ve bu çizgide hayatlarını devam ettirirler. Her meselenin temeli eğitimdir. Doğduğu andan hayatının sonuna kadar aldığı eğitim bireyi birey yapar. 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları