Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

İnsan olmak

İnsan olmak… Hayatımızda sıkça kullandığımız bir sözcük bu aslında. Ama dünya öyle bir sürece gidiyor ki insan olmak sözcüğü 50 ya da 100 yıl sonra aynı anlamda kullanılabilecek mi acaba? Geçtiğimiz günlerde çok değerli bir bilim insanı ile uzunca bir sohbetimiz oldu. Dünyanın sayılı beyin cerrahlarından Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın ile dört saate yakın sohbet ettik. İsmail Hoca öyle şeyler anlattı ki bazıları kanımızı dondurdu diyebiliriz. Hoca ABD''de de ders veriyor. Orada yapılan bilimsel çalışmalardan bahsetti. Özellikle de yapay zekâ konusunda. İsmail Hocanın ABD''de parsiyel beyin nakli gibi çalışmaları olduğunu da söyleyelim. Özellikle parkinson hastalığı konusunda. Hoca özellikle gen alanında yapılan çalışmalar ile ilgili özetle şunları anlattı.

"Herkesin anneden gelen mitokondriyal DNA''yı taşıdığı tespit edildi. Anlattıkları Nükleus''daki DNA''nın değiştirilmesi merkezli oldu. Biliyoruz ki hücrelerimiz içinde DNA ve RNA''lar var. İnsanın ne olduğunu oluşturan DNA. DNA değiştirilerek inanılmaz canlılar ortaya çıkarılabiliyor. Örneğin Nepal''de yapılan tasarım bebekleri var. Nükleusdaki DNA değiştirilerek şu boyda, şu göz renginde filan çocuk üretiliyor. İki anneli bir babalı çocuklar var. RNA değişmesi değil ama DNA değiştirilmesi çok tehlikeli. Blastula safhasında 32 hücre var. Asıl felaket burada. 32''nin 16''sını bir ayının DNA''ları ile değiştirirseniz ne olacak? Ya da bir kaplanın DNA''sı ile değiştirilirse. Örneğin bir insan oluşturuyorsunuz ve diyorsunuz ki merhameti olmasın, vur deyince vursun, öl deyince ölsün. Bu bir anamoid oluyor. İnsan gibi görünüyor ama içinde hayvan geni var. Böyle insan benzeri anamoidlerin kötü ellerde ve ya devletlerde neler yapabileceğini düşünebiliyor musunuz? Korkunç bir durum. ABD''de laboratuvarda farelere insan beyni yükleniyor ve insan gibi düşünüyor. IQ''sü düşük bir tür anamoid insan ne büyük felaketler yaratabilir düşünün. Ayıya insan hücresi koyarsan humanoid oluyor. Aslında bir hayvan ama insan gibi düşünüyor. Bir de transhuman var, ölümsüzlük projesi. Transhumanizmde yapay sinir ağları var. Bunları makineye giydiriyorsunuz, kişinin hafızasını da yüklüyorsunuz. O zaman kişinin hatıraları filan da bu makineye geçmiş oluyor. Obama ve Putin için yaptılar bunu. Bir yere gidiyorsunuz ve kimse sizin o kişi olduğunuzu bilmiyor. İnsan yapısında telemörler var. Telemörler kısaldıkça hayat süresi kısalıyor. Telemörler uzatılabilirse ölümsüzlük gerçekleşebilir. Fillerde 20 adet TP53 geni var. İnsanda ise 2 adet TP53 geni var. Bir gen anneden bir gen babadan geliyor. Filden TP 53 geni alıp insana koyulduğunda kanser olmuyor. Farelere aktarıldı, fareler kanser olmadı. İleri zamanlara yönelik insan üretme projesi var. Adı Ekstramofiller. Yani ekstrem şartlarda yaşayabilen insanlar. Dünyanın çevresinde bir magnitasyon tabakası var. Güneşin insana zarar veren radyasyon etkisini engelliyor. Mars''ta bu tabaka yok. Yapılan araştırmalarda hamamböceklerinde radyasyondan etkilenmeyen bir gen tespit edildi. Bu genin insana eklenmesi halinde Mars''ta insan yaşayabilir. 110 derece ısıda yaşayan canlılar ya da 10 bin metre derinlikte yaşayabilen fener balığı gibi canlıların genlerinin insana eklenmesi durumunda insan bu koşullarda yaşayabilir. Bugün yapay zekâ robotlar kullanılıyor. Örneğin ABD''de avukatların işi çok zorlaştı. Yapay zekâ öyle bir savunma hazırlıyor ki, milyonlarca içtihadı kısa sürede tarıyor ve savunmayı kusursuza yakın bir biçimde hazırlıyor. Bir süre sonra avukatlık mesleğini yapan insanlar kalmayabilir. (Biz de sorduk, peki Hocam mahkemelerde bir de yargıçlar var ve yargıçların kararlarında yasaların yanı sıra vicdani kanaatleri de etkili olur. Bu robotlara vicdan nasıl yüklenecek? Hocanın cevabı şöyle oldu; işte onu yapamıyorlar.) Lakin şu anda robotlara hissiyat yüklenemiyor ama ilerde yükleneceği düşünülüyor. Tabii bu anlattıklarımın çok büyük bir kısmı sadece araştırma safhasında olan bilimsel çalışmalar. Zaman ne getirecek bilemeyiz."

Biz İsmail Hocanın bu anlattıklarını dinleyince insanlık adına gerçekten ürktük. Bundan 100 yıl sonra nasıl bir dünya olacak hayal bile edemiyoruz. Anamoidlerin, humanoidlerin olduğu bir dünya demek insanlığın yok olması demek bize göre. Bilimin, teknolojinin ilerlemesi, insanoğlunun dertlerine çareler bulması, insanoğlunun hayatını kolaylaştırması tabii ki iyidir ve sürekli biçimde olmalı, devam etmelidir. Lakin yukarıda Prof. Aydın''ın anlattığı biçimde bir teknolojik sürecin sonunda ortaya çıkacakların kötü niyetli insanların, devletlerin eline geçmesinin sonucu ne olur sizce? İşin kötü tarafı böylesi gelişmelerin freni de yok. Umarız ve dileriz ki bir gün insanoğlu kendi yarattığı canavarların esiri ya da kölesi olmaz. Hollywood''un bilim kurgu filmleri bu tür çalışmalardan ilham alınarak yapılıyor herhalde. Yüce Allah insanı yaratırken tüm kâinatı olduğu gibi onu da bir denge içinde yaratmış. Dengeyi bozduğunuzda ne tür felaketler ile karşılaşılabileceğinin hiçbir garantisi yoktur. ABD''de Silahlı Kuvvetlerin bir laboratuvarında biyolojik silah olarak üretilen ve bir Çinli tarafından alınarak dünyaya yayılmasına sebep olan Covid-19 Korona virüsünün onbinlerce insanın ölümüne ve insanlığın üç yılına nasıl mal olduğunu hep birlikte yaşayarak gördük. Bilim ve teknoloji insanlığın felaketine değil refah ve mutluluğuna hizmet edecek biçimde yol almalıdır.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları