Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

İnce olayı ve CHP'de kaynayan kazan

Son günlerde CHP'de kazanın kaynadığı görülüyor. CHP, Türkiye'nin en eski siyasi partisidir ve kuruluşu Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün direktifi ile gerçekleşmiştir. Partinin ilk kadroları genel olarak İstiklal Savaşımıza katılmış kişilerden oluşmuştu. Günümüz Türkiye'sinde her şeyin değiştiği gibi CHP de değişimler yaşadı. Değişimler olduğu gibi ayrılıklar da yaşandı. CHP'den ayrılan siyasetçiler Sarıgül örneğindeki gibi yeni partiler kurdular. Şimdi de Muharrem İnce partiden ayrıldı ve parti kurma aşamasında. CHP'den üç vekil de istifa etti ve sanırız İnce ile birlikte hareket edecekler. Bu vekiller Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel. Vekillerden özellikle eski Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin ayrıldığı sıradaki beyanatları toplumun bir kesiminde tepkiye neden oldu. Gerekçesi de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimimin Çelebi'ye Ergenekon yargılamaları sürecinde ciddi destek vermeleri ve sonrasında da milletvekili olmasını sağlamaları idi. Yani Çelebi kamuoyunda "vefasız" bir kişi olarak algılandı. Ancak bir gazeteci olarak CHP eski vekillerinden bazılarına ve partide halen aktif olarak bulunan kişilere bu durumu sorduğumuzda aldığımız cevap partinin dar bir çevrenin yönetimine kaldığı, kişilerin pek dinlenmediği, gerek genel merkezde gerek yerel yönetimlerde birçok mevkie bu dar çevreden kişilerin getirildiği yönünde yakınmalar ve eleştiriler oldu. Tabii bu yakınmalar ne kadar isabetlidir ve gelecekte seçim sürecine nasıl yansıyacak bunu bilemeyiz.

Muharrem İnce konusuna dönersek, İnce'nin Kemalist sol çizgiyi benimsemiş bir politikacı olduğunu biliyoruz. Genç kesimden oy alma olasılığı da yüksek deniliyor. Bugün anketler Türkiye'de yüzde 30 kararsız seçmen olduğunu belirtiyor. İnce bu kararsız seçmeni de etkileyebilir, Ak Parti'den de, HDP'ye oy veren Kürt kökenli vatandaşlarımızdan da oy alabilir. İnce, grup kurabilecek bir oy oranı elde edebilirse Meclis'te aritmetik de değişebilir. Kürt kökenli seçmenlerin oylarının ortanın solunda bir partiye gitmesi halinde önemli bir siyasi hareketlik mümkündür. CHP yönetiminin Canan Kaftancıoğlu'nu devre dışı bırakmamasının başında da Kürt kökenli seçmenlerin oylarını konsolide etmesi geliyor diyebiliriz. Muharrem İnce'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki illere bizzat gidip seçmene dokunmadan Kürt kökenli vatandaşların oylarını alması biraz zor görünüyor. Aslında Ak Parti'ye oy veren önemli ölçüde Kürt kökenli seçmen vardı ama bugün Kürt seçmenlerin de ikiye bölünmüş durumda oldukları izleniyor. İnce'nin Ak Parti'nin henüz etkileyemediği düşünülen Z kuşağına hitap ederek belki oradan oy alabileceği de değerlendirilebilir.

Kemikleşmiş taban oylarını bir partiden çekmek çok kolay değildir ama İnce artık kendi partisine oy vermeyi düşünmeyen kararsız seçmenlerin de oylarına talip olabilir. Tabii şimdilik Cumhurbaşkanlığı için üç aday var, bunlardan biri Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğeri Muharrem İnce üçüncüsü ise Millet İttifakı'nın adayı olacak kişi. Burada soru o aday kim olacak? İnce, arkasına blok oy alamaz ise başarılı olma şansı yok. İnce arkasına döndüğünde kimi bulabilecektir? Bu soru anahtardır. Siyasi tarihimiz böyle örneklerle doludur. Örneğin Cem Boyner kurduğu parti ile İstanbul sermayesini de arkasına alarak seçimlere girmişti. ANAP, o dönemde Boyner'e 10 milletvekili kontenjanı verip kendisine katılarak seçimlere girmesini önerdi. Boyner kabul etmedi ve barajı çoktan geçtiğini iddia ediyordu. Seçim sonucunda yüzde yarım bile oy alamadığı görüldü. Halktan yani tabandan gelen bir hareket olmadıkça kurulan partilerin karşılık bulamadığı bilinen bir gerçektir. Ancak örneğin Ali Babacan'ın ya da Davutoğlu'nun partilerinin az da olsa halkta bir karşılığı olduğu görünüyor. Ama İnce için aynı şeyi söylemek zor, alabileceği düşünülen bir kısım genç kuşak oyları ile Kürt seçmenlerin bir kısmının oyları İnce'nin partisini baraj üstüne taşımaya yeter mi? Bizce yetmez. Bir önemli soru da Muharrem İnce, CHP'yi böler mi sorusudur. İnce'nin ayrılığının Türk siyasetinde fazla bir etki yaratacağını düşünmek pek mümkün değil. Çünkü özellikle CHP seçmeni o seçim gecesinde Muharrem İnce'nin ortalıktan kaybolmasını hâlâ unutamamış görünüyor.

CHP açısından da şu söylenebilir; siyaset inatlaşma ile kazanılamaz. CHP'nin biz bize yeteriz anlayışı ile seçim kazanması zordur. Her parti için her seçimde her oya ihtiyaç vardır. Örneğin Ak Parti, Saadet Partisi ile görüşüyor, Saadet'in oyu az bile olsa. Bu doğru bir yaklaşımdır. Seçimlerde sandıklar seçmen oyları açısından bileşik kaplar gibidir. Çeşitli nedenler ile kabın bir tarafında azalan oylar doğal olarak kabın öbür tarafına akar. Tabii bütün bu değerlendirmeler bugün için yapılan değerlendirmelerdir. Seçime daha uzun bir yol olduğu ifade ediliyor. Bu süreçte koşullar nasıl oluşur, seçim sathı mailine girildiğinde koşullar nasıl oluşur tüm bunları bilemeyiz. Bekleyip izleyeceğiz. Dileğimiz, her şeyin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasıdır.  

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları