Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Gündemin satırbaşları

Türkiye'nin gündemi her zaman yoğun. Hem iç politikada hem de dış politikada gündem sürekli değişiyor. Lakin öyle meseleler var ki hep gündemde ve sıcaklığını koruyor. Bunların en başında da hayat pahalılığı geliyor. Dünyada her ülkede yaşayan her insan en doğal ihtiyacı olan yeme, içme, barınma ihtiyacı dediğimiz birincil ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. Aslında bu ihtiyaçlar tüm canlılar için elzemdir. Ülkemizde son yıllarda özellikle gıda fiyatlarının ve kiraların hızlı artışı sözkonusu ihtiyaçların karşılanabilmesini önemli ölçüde olumsuz etkiledi. Et, süt, süt ürünleri, yumurta, yağ, zeytin, sebze, meyve gibi temel gıda maddeleri fiyatları hem pazarda hem markette el yakıyor. Bu bir vakıa olduğundan siyasi iktidar tarafından çarşı pazara teftiş heyetleri çıkarılıyor. Aslında burada sorun yeterli düzeyde üretememek, yetersiz üretimin de tüketici vatandaşa ulaşana kadar aracılar tarafından el değiştirdiği için fiyatların yükselmesidir. Üretim sektörüne özellikle de gıda üretimi sektörüne ne yazık ki yeterince eğilemedik. Hatta hala özellikle üretici açısından yanlışlar yapılıyor. Geçtiğimiz günlerde haber olmuştu, bir çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifine olan 40 bin liralık borcu nedeniyle tarlasını sürerken giden Avukatlar, İcra Memurları ve Kolluk Kuvvetleri çift sürmeyi durdurup köylünün traktörünü borcuna karşılık olarak haciz altına almışlardı. İyi de kardeşim sana olan borcunu ödeyebilmek için adamın o traktöre ihtiyacı var. Sen onu alırsan adam tarlasını nasıl sürüp ürün elde edecek ve sana borcunu nasıl ödeyecek? Eskiden bir kanun vardı şimdi yürürlükte mi bilmiyorum; çiftçinin üretimde kullandığı üretim araçları haciz edilemez diye. Tabii bu ve benzeri yanlış uygulamalar da zaten az olan üretimi olumsuz etkiliyor ve gıda fiyatlarının artmasında bir etken oluşturuyor. Çarşı pazar fiyatlarının artmasında en önemli sebeplerden biri de kaynakların büyük ölçüde inşaat sektöründe kullanılmasıdır. İnşaat sektörü bir üretim sektörü değildir, bir hizmet sektörüdür. Çünkü yaptığınız apartmanı gemiye yükleyip başka bir ülkeye ihraç edemezsiniz. O nedenle sokaktaki insanın birincil ihtiyacı olan gıda ihtiyacını ancak üretimi arttırarak karşılayabiliriz. Politikalar bu gerçeğe göre düzenlenirse gıda fiyatlarının düşmesi imkân dâhilindedir. Tabii üretim girdi maliyetlerinin de aynı biçimde düşürülmesi kaydı ile. Elektrik, su, mazot, gübre vb. fiyatlarının da aşağı çekilmesi şart görünüyor. Zira evde de tencerenin kaynaması şart.

                                                               ********

HDP'li vekil Sezai Temelli bir laf etti; "muhatap İmralı'dır" diye. Adam hayal âleminde geziyor galiba. Gerçi HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar bu görüşü kabul etmediklerini, bunun şahsın kişisel görüşü olduğunu filan söyledi ya neyse. Açık ve net söylemek lazım muhalefet partilerinden hangisi Sezai efendinin aklına uyarsa milletten acayip bir tokat yer. Zaten Kılıçdaroğlu da muhatap, meşru zeminde Mecliste bulunan HDP dir dedi. İmralı canisi teröristbaşı Öcalan elinde 40 bin kişinin ve küçük bebeklerin kanı bulunan bir katildir. Kanlı PKK terör örgütünün hapisteki başı ile siyasi amaçla hangi parti görüşürse bu vatana ihanet etmiş sayılır. Seçmen de bunun hesabını sorar.

                                                             *******

Seçim süreci yaklaştıkça özellikle Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı konusunda seçim totolar oynanmaya devam ediyor. Bir ara ortak aday olarak Abdullah Gül adı sıkça geçiyordu. Bizce Millet İttifakı Abdullah Gül'ü aday göstermek gibi akıl almaz bir yanlışa düşerse aklını peynir ekmekle yemiş demektir. İkinci bir Ekmeleddin vakası yaşamak Millet İttifakı için siyasi intiharın babası olur. Zaten Abdullah Gül el altından ne kadar isterse istesin görünen o ki Millet İttifakının gündeminde adı bile geçmiyor.

                                                              ********

 Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşan ve ABD'nin büyük desteğine sahip PKK/YPG terör örgütü gibi ciddi bir sorunu halen varlığını sürdürüyor. Bu sorun bir biçimde çözülmelidir. Evet, ABD desteklediği için sorunu çözmek kolay değildir ama hiçbir sorun da çözümsüz değildir. Dış politik süreç çeşitli kulvarlarda bir biçimde devam ediyor ama ABD ve PKK/YPG de boş durmuyor. Garnizon devlet kurma faaliyetlerini bir biçimde yürütüyor. Bu durumun gelecekte Türkiye'nin toprak bütünlüğü için en büyük tehdidi oluşturduğunu artık ilkokul çocukları bile biliyor. Türkiye kendisine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için bölge devletleri ile birlikte hareket etmek durumundadır. Bunların en başında da Suriye gelmektedir. Zira hem Türkiye hem de Suriye Devleti, PKK/YPG'yi "terör örgütü" olarak görmektedir. Bu durumda ortak çıkarlar için iki devletin yetkililerinin görüşmesi, ABD'ye rağmen Suriye'nin toprak bütünlüğü gerekçe gösterilerek başta Rusya ve Çin olmak üzere bölge ülkelerinin ve uluslar arası toplumun da desteği ile PKK/PYD terör örgütü etkisiz duruma getirilmesi mümkün olabilir. Çünkü PKK/PYD terör örgütü ABD desteği ile Suriye'nin kuzeyinde bir "garnizon devlet" ilan etmeye kalkarsa bu Ortadoğu'da sınırların yeniden çizilmesi anlamına gelir ki işte o zaman ortalık yangın yerine döner. Bu yangının ülkemize de zarar vereceğine kuşku yoktur.

                                                             ********

Afganistan'ın içler acısı halini görmeye devam ediyoruz. Taliban terör örgütü koskoca bir ülkeyi mahvediyor. Başlangıçta dünyayı kandırmak üzere kameralar önünde olumlu ve ılımlı gözükmeye çalışan Taliban gerçek yüzünü gün geçtikçe daha acımasız biçimde ortaya çıkarıyor. Kadınlara büyük ölçüde düşmanca davranan Taliban onlara adeta hayat hakkı tanımıyor. Kadınların sokak ortasında kırbaçlanması, okullara gönderilmemesi, çalışma hayatından çıkartılarak evlere hapsedilmesi uygulamaları hayata geçiyor. Kız çocukları için okullarda güvenli ortam yok gerekçesi ile okula gitmeleri yasaklandı. Çalışma hayatında "sadece tuvalet temizleme işi" için kadınlara çalışma izni verilmiş. Açlık, yoksulluk, sefalet yetmezmiş gibi bir de baskı ve eziyet. Koskoca bir Afganistan, Taliban ile ne hale geldi. Yazık hem de çok yazık oldu Afgan halkına.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları