Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Gündemden - Hayatın Nabzı

Medya tarafından bakılınca haber konusu açısından Avrupa'nın en bereketli ülkesi herhalde bizim Türkiye'mizdir. Geçen hafta sonu muhalefetteki altı partinin genel başkanları bir yemekte buluştu ve 5,5 saat görüştüler. Bilahare yaptıkları ortak açıklamada esas olarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin, toplantının ana teması olduğunu gördük. Erken seçim ya da normal zamanlı seçimde muhalefet seçimi kazanırsa "güçlendirilmiş parlamenter sisteme" geçiş süreci başlayacak. Böyle bir senaryoda mevcut sistem içinde kanaatimizce Kılıçdaroğlu Çankaya'ya çıkar, Akşener Cumhurbaşkanı 1nci Yardımcısı, Karamollaoğlu, Babacan, Davutoğlu ve Uysal da 2nci,3ncü,4ncü, 5nci Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alırlar. Akşener Başbakan pozisyonunda, diğer liderler de Başbakan Yardımcısı pozisyonunda görev alırlar. Örneğin Babacan ekonomik yapıyı, Davutoğlu dışişlerini yüklenebilir. Parlamenter sisteme geçiş için hazırlıklar yapılır, sonrasında bir referandum ile parlamenter sisteme geçiş sağlanabilir. Akşener başbakan olur diğer liderler de yardımcıları olurlar. Tabii bu tamamen bir senaryo. Olur da olmaz da, şimdiden bilemeyiz. Burada her şeyin anahtarı milletin elinde, sonunda kararı milletimiz verecek. Ancak şunu söylemek mümkün; bu gün yaşanan pahalılık önlenemezse, enflasyon düşmezse, elektrik akaryakıt ve doğalgaz faturaları böyle gelmeye devam ederse muhalefetin seçimi kazanması yüksek ihtimal olabilir. Yok, eğer pahalılık önlenir, enflasyon düşer, elektrik akaryakıt doğalgaz faturaları tekrar eski haline yani normale dönerse iktidarın ciddi kazanma imkânı olabilir. Halkın özellikle gıda fiyatları ve elektrik faturalarının yüksekliği karşısında çok zor durumda olduğu iktidar yetkililerince dahi ekranlarda söyleniyor. Bir maydanozun 4 lira, tek bir patlıcanın 6 lira, bir demet taze soğanın 8,5 lira, bir marulun 9,5 lira, bir yumurtanın 1,5 lira olduğu ekonomide üstüne bir de astronomik elektrik ve doğalgaz faturaları binince geçim çok çok zor oluyor tabii. Eti, sütü, peyniri hiç yazmıyoruz. Hükümet doğru bir tercihle gıdada KDV'yi %8 den %1 e indirdi. Bu iyi ama fiyatlar genel düzeyi öylesine yüksek ki bu indirimin pek etkisi olmuyor. Örneğin kilosu 70 lira olan beyaz peynirde 4,9 lira indi ve peynirin kilosu 65,10 lira oldu. Yine çok yüksek. Hâlbuki $ 18 lirayı görmeden evvel o peynirin fiyatı 49,90 lira idi. Fakirin balığı hamsinin bile kilosu 45-50 lira. İstavritin de öyle. $ düştü ama nihai satıcılar gıdada hiçbir ürünün fiyatını düşürmedi aynen devam ediyorlar. Yani gerçekte fiyatın normale dönmesi için o peynirin fiyatının 15,2 lira daha düşmesi lazım. Ama görünen o ki kimsenin böyle bir niyeti yok, kar tatlı geldi tabii. İnsanların cebinde para kalmayınca diğer sektörler de müşteri sıkıntısına giriyor, işletme yürümeyince işçi çıkarmaya gidiyor, görüldüğü gibi durgunluk, işsizlik sarmalı ile bir kısır döngü başlıyor. Siyasi irade bir çaresini bulup bu sarmalı kırmak ve ekonomiyi kısır döngüden çıkarmak durumundadır. Başka da bir yol görünmüyor gibi.

                                                         *********

                  Geçtiğimiz günlerde ilginç bir haber dikkatimizi çekti. Bir tv programında eşi ile problem yaşadığını anlatan seyirciye kendisine "enerji ve isim analisti" unvanı vermiş bir zat  "eşinize ihlâs suresi okunmuş baklava yedirin." tavsiyesini vermiş. Biz kutsal dinimizi rahmetli annemizden öğrenmeye başlamış, kutsal dinimizi iyi de öğrenmiş olduğumuzu düşünürüz ama "ilahiyatçı din bilgini" değiliz ve uzmanı olmadığımızı bir konuda ahkâm kesmeyi de asla doğru bulmayız. Bu konuda değerli ilahiyatçılarımızın söylediklerine de itibar ederiz. İlahiyatçı -yazar Prof. Dr. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu bu konuda "Bio-enerji, isim analizi hangi kitapta yazıyor? Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi? Uzmanmış. Neyin uzmanı? Bunlar olsa olsa şarlatandır." diyor. Türk hadis kürsüsü hocası Prof. Dr. Mustafa Karataş ise " Bilimsel olmayan, dini herhangi bir delili bulunmayan bu tür öneriler aile içinde ancak şüpheciliğe ve nefrete yol açar." diyor. Geçmişte sıkça ekranlarda olan Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli ise " Bio-enerji, yıldıznameden kader tahlili gibi pek çok şekillerde karşımıza çıkan, bilim dışı ve umut tacirliği sayılan bu uğraşıları meslek ya da bilimsel uğraş olarak görmek mümkün değildir. Bu düpedüz akıl tutulmasıdır. Bunları ciddiye alıp hoca söyledi diye malını mülkünü bu şarlatanlara aktaranlar var." diyor. Ne yazık ki ülkemizdeki eğitim düzeyi düşüklüğü nedeni ile birçok insanımız yüce dinimizi düpedüz para kazanmak için istismar eden bu şarlatanların kucağına düşüyor. Milletimizin bu tür soytarılara inanmaması lazım. Bunlar sadece temiz insanlarımızın inançlarını sömürerek maddi çıkar peşinde olan kişilerdir. Öte yandan yıldıznameden kader okumak filan bizim inancımıza göre günahtır. Çünkü kaderi yalnız Yüce Rabbimiz yazar, yalnızca O bilir. Bunca yıllık bir televizyoncu olarak şunun da altını çizmeliyiz; televizyonların yapımcı ve yöneticileri de bu konuda duyarlı olmalıdırlar. Bu tür şarlatanları ekranlara çıkartarak prim yapmalarını sağlamak en azından bu millete karşı sorumsuzluk ve kötülüğe aracılık etmektir. Reyting arttıracağım diye hiç kimse bu ülkeye kötülük edemez. RTÜK bu tür yayınlara asla izin vermemeli bu suretle de hem temiz halkımızın şarlatanlarca sömürülmesini önlemeli hem de yüce dinimizin bu şarlatanlarca maddi kazanç kaynağı yapılmasına engel olmalıdır. Televizyonların da yayınlarında topluma karşı sorumlulukları vardır, sorumsuz davranamazlar. Okunmuş baklava yedir adama her şey düzelsin. Büyük Allah'ım sen akıl fikir ver.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları