Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Gıda terörü ve merdivenaltı estetik...

Ülkemiz dahi ekonomist diye alkışlanan (tamamen bir algı operasyonu ve yutturmaca idi) merhum Turgut Özal''ın 24 Ocak 1979 ekonomik kararları ile Neo- Liberalzim''in (Vahşi Kapitalizm''in) kucağına düşürüldükten sonra bu ülkede her değer altüst oldu her şeyin çivisi çıktı desek hiç de yanlış olmaz. Hele 1983 seçimlerinden sonra Türkiye''de tüm değerler zaman içinde yıkılmaya, hayattaki her şey paraya odaklanmaya başlayınca Türkiye para için her türlü yolun mubah sayıldığı bir ahlaki çöküntünün ve değerler yozlaşmasının alışılmışlıktan ötürü normal sayıldığı bir yaşam biçiminin içine giriverdi. Utanma, ayıp, günah gibi değerlerimiz ve duygularımız yok olmaya başladı. Aslında bugün yaşanan değerler yozlaşmasının temelleri 40 küsur yıl önce atıldı. Bugün bu yozlaşmanın ürünlerinden olan, ayıptan vazgeçtik günah duygusunun bile artık bulunmadığı bir haberi tüylerimiz diken diken izledik. Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, çikolata ve kakao kullanılan ürünlerde kurşun değerinin incelenmesi gerektiğini belirterek, "Yapılan bir analizde, bitter çikolatada kurşun oranı 400 mikrogram çıktı. Sınır değerin 200 katına yakın bir tespit yapılmış Çocuklar için vücutta 2,2 mikrogramdan sonrası istenmiyor" dedi. Manavoğlu, "Kurşun gelişim çağındaki çocukların ileride çok ciddi nöropsikolojik sorunlar yaşamasına sebep oluyor. Dünya Sağlık Örgütü, kurşun miktarının kanda bulunma miktarını yaklaşık 2,2 mikrogram olarak belirtiyor. Kurşun, kakao çekirdeklerinin yetiştiği bölgedeki çevre kirliliğiyle oluşuyor. Bu bir element, yakarak yok edemezsiniz. Bir ağır metal olduğu için havadan süzülerek ya ürüne ya da toprağa karışacaktır. Kurşun ve Kadmiyum gibi ağır metaller vücutta hem kanserojen hem zihinsel hem de psikolojik sonuçlar ortaya çıkarabilir. Kişinin zihinsel gelişimi hatta IQ seviyesini bile etkileyebilecek sorunlara yol açabilir." dedi. ABD''de yapılan bir araştırma Türkiye''de üretilen bitter çikolatanın yüksek oranda kurşun ve kadmiyum içerdiğini ortaya koydu. Uzmanlar bilişsel gelişmeyi bozabilen, öğrenme ve davranış sorunlarına yol açabilen ve şiddetli karın ağrısı, kusma, ishal, koma, kasılmalar ve bazı olgularda ölüme neden olabilen kurşun ve kadmiyum açısından da incelemişler. Ortaya çıkan raporlar ise ABD''de Türkiye''deki gibi "firmaları kollayan" kanunlar ve "haksız rekabet" adı altında firmaları tüketici nezdinde hukuk karşısında avantajlı duruma getirebilecek suç isnatları olmadığından dolayı tüm Amerikan kamuoyuna açıkça duyurulmuş. ABD de yapılan araştırmada söz konusu bir Türk firmasının ismi de verilmiş ama biz burada yazmayalım. Yalnız şunu soralım; siz Yüce Rabbimizden de mi korkmuyorsunuz? Anladığımıza göre sorun kakao çekirdeklerindeki ağır metallerden kaynaklanıyormuş. Bu firmanın bitter çikolata yapımında kullandığı kakao çekirdeklerini en kalitesiz, en ucuz ve bu tür ağır metalleri içerebilen çekirdeğin satıldığı Fildişi, Nijerya, Gana gibi ülkelerden getirdiği düşünülüyor. Neden? Maliyet ucuz olsun bu şekilde de kar çok olsun. Yahu Allah gözünüzü doyursun. Ülkenin küçücük yavrularının geleceğini karartarak, onların hastalıklara uğramasına yol açarak, zekâ özürlü çocukların oluşmasına sebep olarak kazandığınız o paradan size ne hayır gelir be ahlaksızlar. Ülke geleceğine böylesi zararlar verebilen firmaların faaliyetlerine devletçe ve yasalarla son verilmesi şarttır. Bunun için de firmaları kollayan kanunlar derhal değiştirilmeli, her faaliyet halkın sağlığı ve güvenliği için olmalıdır. Ayrıca sadece para kazanmak amacı ile ülkenin geleceğine ihanet eden bu firmaların isimleri "haksız rekabet" kavramının arkasına saklanılmadan devlet tarafından derhal kamuoyuna açıklanmalıdır, suç işleyenler de yargılanmalı ve hak ettikleri cezaları almalıdırlar. Bu milletin çocuklarının sağlığı ve geleceği ile kimsenin oynamaya hakkı yoktur.

Dedik ya ülkede her şey her yol kullanılarak para kazanmaya odaklanılmış durumda. Her alanda yasalmış, değilmiş, ayıpmış, günahmış kimsenin aldırdığı yok. Vahşi kapitalizmin (ahlaksız neo-liberalizmin) sonuçlarıdır bugün yaşananlar. Yine bir haber gözümüze ilişti necip medyamızda. Genç bir kızımız burun estetiği yaptırmak için gittiği tıp merkezinde hayatını kaybetmiş. "Seher Kılıçcı, özel tıp merkezinde gerçekleştirilen burun estetiği ameliyatı sonrası hayatını kaybetti. İstanbul''daki bir devlet hastanesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Seher Kılıçcı (26), burun estetiği ameliyatı için Beylikdüzü''nde bulunan özel tıp merkezine gitti. Önceki gün 13.00 sıralarında, genel anestezi altında ameliyatı gerçekleştirilen Kılıçcı daha sonra yapılan tüm işlemlere rağmen uyandırılamadı. Yakınlardaki özel hastaneye sevk edilen Kılıçcı, ambulanstayken hayatını kaybetti." Haber böyle. Bu köşede defalarca yazdık; sevgili vatandaşlarımız "merdivenaltı estetik operasyonlarına asla rağbet etmeyin, sonunda hayatınızı kaybedebilirsiniz." dedik. Bir defa genç kızımızın gittiği yer bir hastane bile değil bir tıp merkezi. Tıp merkezleri hastane değildir. Bunlar bir anadal merkezi de değildirler. Tıp merkezleri sadece uzman hekimlerin bulunduğu, çok küçük ve basit tıbbi müdahalelerin yapılabildiği özel sağlık kuruluşlarıdır. Ne yazık ki ülkemizde bu tip kuruluşların önemli bir kısmı para kazanmak için yapmamaları gerektiği halde bu tür ciddi operasyonları yapıyorlar. Hâlbuki bu tıp merkezlerinde genel anestezi ile ameliyat yapılabilecek tam teşekküllü bir ameliyathane yoktur. Burun estetiği ameliyatı çok ciddi bir ameliyattır, bazen saatlerce sürebilir. Tüm estetik ameliyatlar esas olarak yalnızca Plastik ve Rekonstriktüf Cerrahi Uzmanı Doktorlarca yapılır. Hele burun estetiği ameliyatları ise en sağlıklı olarak "Rhinoplasti" üzerine uzmanlaşmış sayılı Plastik Cerrahi Doktorlarınca yapılabilir. Bütün dünya bu işi böyle doğrular. Bu merhum kızımıza burun estetiği yapan doktor bırakın Rhinoplasti üzerine uzmanlığını "Plastik Cerrahi" uzmanı mıydı acaba bunu bilmiyoruz. Çünkü bu tür ameliyatları başka uzmanlık dalı olan doktorların da yaptığını duyuyoruz. Halkımız burada çok seçici olmalıdır. Ucuz diye bu tür merdivenaltı veya yetkisiz kimselere kendini emanet edip ameliyat masasına yatmamalıdır. Böyle yerlerde ameliyat olup öleceğine, bu riski göze alma, ameliyat olma kardeşim, bırak burnun öyle kalsın, en azından hayatta olursun. Daha sonra paran olduğunda da iyice araştır, soruştur, git bu işin gerçek uzmanına ameliyat ol. Ne diyelim, inşallah vatandaşlarımız bir daha böyle riskleri alıp hayatlarını kaybetmezler. Merhum genç kızımıza Allah rahmet eylesin.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları