Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Dışarıda neler oluyor?

Türkiye çok kritik ve önemli bir seçime gidiyor. Bu seçimin temel noktası; Türkiye, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" denilen sistem ile mi yaşamına devam edecek yoksa "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" ile mi yaşamına devam edecek? Yani hangi sistemi tercih edecek? Böylesi hayati bir konunun merkezinde olduğu 14 Mayıs seçimlerine odaklanmak doğaldır ama Türkiye''nin sınırları dışında da çok önemli gelişmelerin olduğunu görmek gerek. NATO''nun yeni genişleme adımları ile Ukrayna''ya artan silah yardımına Rusya lideri Putin, müttefiki Belarus''a taktik nükleer silah konuşlandırma kararı alarak yanıt verdi. Bu hem Türkiye''nin de içinde bulunduğu bölge açısından, hem de dünya güvenliği açısından çok ciddi bir hamledir. ABD, Rusya ve Çin dünyaya her açıdan yön vermeye çalışan üç süper güç gibi görünseler de asıl mücadele ABD ile Çin arasındadır. Zira Çin, muazzam bir askerî güç olmanın yanı sıra dünya ekonomisini de hegemonyası altına almak yolunda çok önemli mesafeler kaydetmiştir. Dünyanın en önde gelen "küresel rezerv para birimi olan dolar" karşısında "Yuan''ı küresel para birimi" yapmak yolundaki gayretleri hızla yol almaktadır. Böyle bir durumun ABD açısından sonun başlangıcı olacağı muhakkaktır. O nedenle ABD, Çin ile mücadele edebilecek sürece geçebilmek için Rusya faktörünü devre dışı bırakmak ya da en azından stabil hale getirmek zorunda hissetmektedir kendisini. Hâl böyle olunca birinci öncelik konumunda olan Rusya da elindeki tüm imkânlar ile bunu önleme çabası içine girmiş görünüyor. Bununla birlikte Putin kendi iç kamuoyuna karşı da bazı gösteriler yapmak zorunda kalıyor. Putin''in iktidarını sürdürebilmesi için Rusya-Ukrayna savaşını canlı tutmak ve Batı''ya karşı güçlüyüz mesajı vermek durumundadır. Bu nedenle müttefiki olan Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko''nun taktik nükleer silahlar talebinde bulunduğu ve bunların Belarus''a yerleştirilmesini talep ettiği bahanesi ile Belarus''a taktik nükleer silah yerleştirme sürecine girmiştir ve 1 Temmuz''a kadar bu süreci tamamlayacaklarını belirtiyorlar. Hâlbuki aslında Putin, Kaliningrad''a yerleştirdiği nükleer başlık taşıyan İskender füzeleri ile zaten Batı''ya karşı gerekli güvenliğini sağlamış durumdadır ve Belarus''a yerleştirmeye gerek yoktu. Burada Putin Finlandiya ve İsveç ile NATO''nun genişlemesine karşıt bir hamle yapmış hem de Lukaşenko ile müttefikliğini Rus halkına göstermiş oluyor. Çok önemli bir nokta da Rusya 1990 yılından beri ilk defa kendi sınırları dışında bir ülkeye nükleer silah yerleştirmiş oluyor. Yani Varşova Paktı''ndan sonra ilk defa. Bu önemli bir hamledir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vedant Patel ise yaptığı açıklamada, "Kendi stratejik nükleer duruşumuzu değiştirmek için herhangi bir neden veya Rusya''nın nükleer silah kullanmaya hazırlandığına dair herhangi bir işaret görmedik" diyerek durumu izlemekle yetineceklerini açıklamış oldu.

Bu gelişmeler olurken ABD Başkanı Richard Nixon döneminde Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevlerini aynı anda yürütmüş 99 yaşındaki Henry Kissinger ise dünyayı ikinci Soğuk Savaş sınavının beklediği uyarısını yaptı. İspanya''da yayınlanan El Mundo gazetesine konuşan Kissinger, "Bloklaşmaları getirecek ikinci Soğuk Savaş kapıyı çalıyor. Bu yeni Soğuk Savaş birincisinden çok daha tehlikeli, yıkıcı ve yıpratıcı olacak. Çünkü ilkinde baş aktör olarak sadece ABD ile Rusya vardı. Şimdi ise sahnede Çin var. Asıl kapışma ABD ile Çin arasında yaşanacak. İki ülkenin silah potansiyelinin yanı sıra dünya ekonomisine yapabilecekleri etki dikkate alındığında ortaya bu sonuç çıkıyor" diyor. ABD derin devletinin en önde gelen isimlerinden olan Kissinger''in bunları ifade etmesi önemli bir veridir. Kissinger''in de altını çizdiği gibi dünya yeni bir döneme giriyor; İkinci Soğuk Savaş Dönemi. Ancak bölgesel çatışmalar tıpkı 1''inci Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi devam edecektir. Lakin Rusya-Ukrayna arasındaki savaş taraflardan birinin Rusya gibi bir süper güç olması nedeniyle her an Avrupa''ya da yayılabilecek nitelikte bir savaştır ve uzun sürecektir. Süreç içinde aktif bir başat güç olan Çin''in de bulunması ABD açısından 2''nci Soğuk Savaş Dönemini daha anlamlı ve daha zorlu kılacaktır.

Türkiye açısından meseleye baktığımızda ise Türkiye''nin Rusya-Ukrayna savaşındaki tarafsızlık tutumunu devam ettirmesi doğru bir hareket tarzıdır. Ama yine Kissinger''in vurguladığı gibi 2''nci Soğuk Savaş Dönemi yine dünyayı bölecektir ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasını beraberinde getirecektir. Türkiye böylesi bir durumda aktif hiçbir reaksiyon vermemeli, ancak bir taraf seçmesi zorunda kalırsa NATO üyesi olduğunu unutmamalı ve Batı''nın yanında durmaya devam etmelidir. Hele bazı aklıevvellerin söylediği gibi bu koşullarda NATO üyeliğinden çıkmak tüm aç kurtların saldırısına uğramanın davetiyesi olacaktır. Bu aç kurtlara kâğıt üzerinde müttefikimiz görünüp de Suriye''de bölücü terör örgütü PKK/PYD''ye milyarlar vererek destekleyenler de dâhildir. Gerçekten kılı kırk yararak hareket edilmesi gereken bir dış politik sürece giriyoruz.

Korkulu rüya görmektense uyumamak iyidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları