Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Çatışma, Yeni İpek Yolu için çıkıyor

Sizlere bir önceki yazımda Ermenistan Ordusu'nun Tovuz kentinde Azerbaycan güçlerine saldırdığını, Kura Vadisi'ni ele geçirmek için ellinden geldiğini yaptığını, ancak Azerbaycan Ordusu'nun buna gereken cevabı verdiğini ifade etmiştim. Ermenistan bu cürreti de Rusya ve Fransa'dan aldığını aktarmıştım. Şimdi Azerbaycan - Ermenistan çatışmasının analizini yapmaya dema ediyorum:

Rusya için NATO bağlamında Ortodoks Ukrayna birinci tehdit durumundadır. Türkiye'nin de Kafkasya'da STK'ları vasıtası ile etkin olduğu Abhazya, Çeçenistan gibi bölgeler bulunmaktadır. Rusya Türkiye'yi Suriye ve Libya'da köşeye sıkıştırmak için Azerbaycan'ı kullanmaya çalışıyor. Çünkü Doğu Akdeniz'de olmak istiyor.  Bu isteğinin temelinde de kendisine güneyden oluşabilecek bir tehdidi anakarasından uzakta karşılamak yani savunma hattını ileriye kaydırmış olmak amacı yatıyor. Öte yandan Rusya yaklaşık beş yıldır Azerbaycan'da etkili durumdadır. Son dönemde bazı Azeri milletvekillerinin Rusya'ya yanaştığını biliyoruz. Azeri Ordusu'nu Türk Silahlı Kuvvetleri yani Türkiye Cumhuriyeti kurdu, ama bu gün aynı ölçüde İsrail de etkili. Çünkü doğrudan yatırım yapıyor. Rusya uyguladığı politika ile Azerbaycan'ı etki altında tutarak bir direnç alanı yapmak istiyor ve Kafkasya'daki bu durumu Batı'ya karşı bir koz olarak yarattı. Türkiye'nin Kafkasya'daki bir reaksiyonunda NATO'nun arkasında duracağı da ciddi şüphe altındadır. Çünkü Fransa, Türkiye'yi her alanda baltalamak için tüm siyasi kozlarını oynayacaktır. Tabii Kafkasya meselesi içinde bir de hiç görüntü vermeyen Çin var. Çin de 'Yeni İpek Yolu'nu Gürcistan limanlarından Romanya ve İstanbul üzerinden Avrupa'ya götüreyim' diyor. Bu bağlamda Kafkasya olayı Doğu Akdeniz'den Libya'dan, Suriye'den bağımsız olmayıp hepsi bir bütünün parçalarıdır. Bu arada Rusya'nın güney güvenlik kuşağını Libya, Mısır ve Suriye üzerinden kurduğunu, Rusya açısından eksende bir tek Türkiye'nin olmadığının da önemini belirtmek gerekir. Rusya, Türkiye'nin Azerbaycan - Ermenistan olayına müdahil olmasını asla istememektedir ve 'burada raconu ben keserim' demektedir. Ancak Türkiye'nin Azerbaycan'ı yalnız bırakmasını da kimse beklememelidir. Buna karşın Türkiye, Rusya için de çok önemli bir ülkedir. Çünkü; Rusya'nın güvenliği Türkiye'den geçmektedir, Türkiye Batı ile entegre olmuş bir Batı ülkesidir ve açık bir ülkedir, NATO'nun önemli üyesidir. Bu nedenlerle Rusya Türkiye'nin çok önemli bir bölgesel güç olduğunu göz ardı edemez. Yukarıdaki tespitler ışığında kısa bir durum muhakemesi yaptığımızda Azerbaycan bizim için çok önemlidir. Kafkaslar'da Türkiye'nin bir müdahalesi sözkonusu olursa askeri strateji açısından asli cephe, tali cephe ve sıklet merkezi kurallarını göz önüne alırsak; asli cephe neresi olacaktır? Suriye mi, Doğu Akdeniz mi, Libya mı, Ege mi, Kıbrıs mı, Kafkasya mı? Harpte bir asli cephe olur, diğerleri tali cephedir. Şimdi bunlardan hangisi hangisidir? Asli cephede sıklet merkezi oluşturduğumuzda diğer cephelerde yeterli kuvveti bulundurmak nasıl olacaktır? Kuvvetin bölünmesi sonucu nasıl etkiler? Hedef ile imkân arasındaki dengenin tutturulması şarttır. Dış politikada siyasi türbülansların çok kuvvetli olduğu dönemlerde çok hassas dengeler üzerinde oynayabilecek ince politikalar yürütmek gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu başaracak imkân ve kabiliyete sahiptir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları