Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Büyük gerilim… Ukrayna!

Ülkenin iç gündemi tabii ki önemli ama dışarıda öyle hadiseler gelişiyor ki, dış mesele gibi algılanırken aslında içerde de önemli etkiler doğurabilecek bir süreç olduğunun altını çizmemiz gerek. Sınırlarımız dışında gelişen bu çok etkileyici meselelerin en başında Ukrayna-Rusya krizinin geldiğini birkaç gündür yazıyoruz. Zira aşağıdaki sebeplerden dolayı kriz Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor ve sonuçları açısından da çok yüksek ölçüde Türkiye'yi etkileyebilecek bir kriz. 1) Türkiye bir NATO ülkesidir ve Rusya-Ukrayna krizi bir NATO-Rusya krizine evrilmiş durumdadır. 2) Türkiye Rusya ile komşu ülkedir ve çok ciddi ölçüde ticaret hacmine sahiptir. 3) Rusya Türkiye'nin doğalgaz tedarikçisi bir ülkedir. 4) Türkiye ile Ukrayna arasında özellikle İHA ve SİHA satışları ile ilgili bir ticari ilişki vardır. 5) Türkiye bir NATO ülkesidir. 6) Türkiye güneyinde bekasını tehdit eden PKK/PYD terör örgütü ile mücadele için Suriye'de bulunmaktadır ve Suriye'de hâkim iki başat güç ABD ve Rusya'dır. 7) Özellikle Türkiye'nin askeri ağırlığının bulunduğu İdlib bölgesinde Rusya hâkim güç konumundadır. Görüldüğü gibi Türkiye hani tam da halk tabiri ile "İki arada bir derede kalmak" durumundadır. Yine görüldüğü üzere saydığımız çok hayati nedenlerle Türkiye bir Rusya-Ukrayna savaşında en çok etkilenecek bölge ülkesidir. Çünkü NATO üyesi olması sebebiyle Ukrayna'nın yanında saf tutması halinde Rusya'nın hışmına uğraması kaçınılmazdır. Tabii bu saf tutuş kuvvetle muhtemel olarak bir askeri angajmanı içermeyebilir ama ABD'nin de ağırlığı ile gerek siyasi gerekse lojistik açıdan (Örneğin SİHA satmak gibi) bir yaklaşımı içerdiğinde Putin'in bunu kolayca değerlendirebilecek bir hamle oyuncusu olduğunu da düşünürsek Türkiye'ye örtülü bazı hamleleri yapmaktan çekinmeyeceği açıktır. Örneğin bir teknik sebep filan uydurarak Türkiye'ye verdiği doğal gaz vanalarını bir ay kapattığını düşünelim Türk ekonomisinin, sanayisinin ne duruma düşeceğini düşünmek bile istemeyiz. Hane halkının evinde elektrik olmaz, ısınma çalışmaz. Karanlıkta ve soğukta kalmak kaçınılmaz olur. Ha, İran'dan gaz alırız dersek o da ne kadar verir? İşte, İran gazı birkaç günlüğüne kesti durum ortada. Birçok endüstri tesisinde makineler çalışmıyor, hatta kasaplar bile buzdolapları çalışmıyor, etler bozulacak diyor. Yani İran'a güven olmaz. Azerbaycan'dan temin edilen gazın miktarı arttırılır desek onun da ne kadar arttırılabileceği belli olmaz. Zira mevcut teknik olanaklar ne ölçüde buna imkân verir bilemiyoruz.

Suriye'deki durum açısından da mesele kritiktir. Türkiye için Suriye'deki mücadele hayati önem taşımaktadır. Rusya'nın Suriye'de Türkiye'nin operasyonlarına sessiz kalması, hatta bazen hava sahasını açması ile Türkiye, PKK/PYD'ye karşı terörle mücadelesini etkin biçimde sürdürmektedir. Ancak kuzeyde olası bir Ukrayna-Rusya savaşı durumunda Türkiye'nin Ukrayna yanında yer alması halinde Rusya'nın Suriye'de Türkiye'ye bir fatura kesmeye kalkması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim evvelki sene Rusya ile olan bir kriz sonucu 35 askerimiz şehit olmuştu. Bütün bunlarla birlikte Türkiye'nin bir NATO üyesi olması nedeniyle, ABD de Türkiye'nin kendi yanında saf tutmasını isteyecektir. İşte tam bir iki ara bir dere durumu. Peki, ne olur, nasıl bir politika ile yara almadan bu işin içinden çıkılır? Şunu belirtelim ki; NATO ile Rusya arasında çok büyük bir gerilim var. Bu gerilim Afganistan, Irak, Suriye'de de görüldü ama burada olanlar jeopolitiği sarsacak nitelik ve çapta meseleler değildi. Lakin Ukrayna hadisesi çok farklı ve 2'nci Dünya Savaşından bu yana Batı ile Doğu'yu karşı karşıya getiren en büyük hadise. Zaten Türkiye'de tüm savunma ve güvenlik bürokrasisi Ukrayna olayına odaklanmış durumda. Ukrayna'ya muhtemel bir Rus işgalinin gerçekleşmesi halinde Batı'nın doğrudan konvansiyonel bir savaşa girmesi şimdilik olası değil ama bir "vesayet savaşı"nın olacağı da görünüyor. Rusya'nın da Ukrayna'ya karşı bir askeri harekât düzenleyeceği yüksek ihtimal dâhilinde.

Türkiye yukarıda detaylı biçimde açıkladığımız nedenlerle bir savaş olsun istemiyor. Bunun içinde Ukrayna ve Rusya arasında arabulucu rolü üstlenebileceğini açıkladı. Ancak Moskova da diplomatik bir dil ile Türkiye'ye güvenmediğini ifade etti. Lakin Rusya'nın Şubat ayı içinde ya da Mart başında Ukrayna'ya bir harekât düzenleyeceğinin askeri açıdan emarelerini de net olarak görüyoruz. Türkiye'nin 2'nci Dünya Savaşına girmeden bile ciddi sıkıntılar yaşamış olduğunu da unutmamak lazım. Büyük bir savaşın olması halinde dünya karanlık ve çatışmalı bir sürece girer ve dünya kamuoyunun dikkati bu savaşta toplanacağından, seçime giden Türkiye'nin iç politikasında ne olduğuna pek bakmaz, duyarsız kalır. Türkiye tarihsel süreçte dışarıda olan gelişmelerden doğrudan etkilenen bir ülke olmuştur. Bu durumda Türkiye'nin taraflarla olan bağlantıları da düşünüldüğünde örneğin Türkiye'nin Ukrayna'ya sattığı SİHA'lar Rus birliklerini vurursa Putin'in tepkileri nasıl olur? Bu önemlidir.

 

*

Türkiye'nin hem ABD hem de Rusya ile dirsek teması var ve hangisi kendisine destek verirse onun yanında durmayı düşünüyor gibi görünüyor. Aslında Rusya süreç içinde ABD'nin ve AB'nin büyük hatalı politikaları sonucunda hem kuzeyde hem de güney'de (Suriye) önemli mevziler kazandı. Evet, ABD için yakın tehdit Rusya gibi görünüyor ama bu tali bir tehdittir. Aslı tehdit Çin'dir. ABD, Ukrayna üzerine oynamakla kendisi için büyük risk yarattı. Çünkü ABD büyük ölçüde hegemonyasını kaybetmiş durumda. Afganistan'dan çekilmesi, Irak'tan çekilmesi, Libya'da çok zor duruma düşmüş olması kaybetmiş olmasının göstergeleridir. Ayrıca ABD Ukrayna konusunda AB içindeki her müttefikini de ikna edemedi. Bu durumda da çıkacak olan bir Rusya-Ukrayna savaşında ABD'nin "vekâlet savaşı" yapacağı açıktır. Önemli olan ise böylesi bir vekâlet savaşında Türkiye'nin nerede duracağıdır. Ukrayna olayında Türkiye öyle bir bıçak sırtında ki "denge politikasındaki" her hamleyi sıfır hata ile kusursuz oynamak zorundadır. Aksi halde yapacağı tek bir yanlış hamle "mat" ile sonuçlanır. Dileriz ülkemiz bu satranç tahtasından hiç yara almadan çıkar.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları