Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Böyle Vandallık kabul edilemez

Geçtiğimiz Pazar günü İzmir''de Altay takımı ile Göztepe takımları arasındaki İzmir derbisinde bugüne kadar hiç rastlanmamış olaylara tanık olduk. Mazileri neredeyse yüz yıla dayanan bu iki güzide kulübümüzün taraftarları arasında çıkan olaylar İzmir gibi medeniyetin ve hoşgörünün simgesi bir kente hiç ama hiç yakışmadı. İstanbul için bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi ne anlama geliyorsa İzmir için de Göztepe-Altay derbisi aynı anlamdadır. İzmir insanı sahada her türlü sportif rekabeti kabul eder ama saha dışında Vandallığı asla kabul etmeyen bir yapıya sahiptir. İzmir insanı hoşgörülüdür, yardımseverdir, naiftir, zariftir, birlikte yaşamanın en güzel örneklerini verir. İyi de ne oldu da bu akıl dışı hadiseler oldu? İzmir''in çalışkan, iyi ve güzel yöneticileri var. İzmir''e bir değer daha katmak için son derece başarılı çalışmalarına tanık oluyoruz. En başta da kıymetli Valimiz Yavuz Selim Köşger. Aynı düşünce ile İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne İzmir''in güvenliği ve asayişi konusunda gece gündüz demeden gayret gösteriyorlar. Bu olaylar sonrasında en çok üzülenlerden birinin de İzmir Valisi Sayın Köşger olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Vali Köşger maçtan bir gün önce kulüplerin ve taraftarların ısrarlı ortak talebi üzerine son derece iyi niyeti ile Altay taraftarlarının yasağını kaldırmış ve "İzmir''e yakışır bir derbi olmasını istiyoruz." açıklamasını yapmıştı. Doğru olan da bu değil midir? Medeni insanlar için maç bir eğlence, bir oyun, bir spordur. Kazanılır da kaybedilir de. O nedenle Vali Köşger''in de maçın İzmir''in medeni ve hoşgörülü insanları tarafından izleneceğini, sonunda herkesin insana yakışır biçimde evine döneceğini değerlendirmiş olmasını son derece olumlu insani bir düşünce olarak görüyoruz. Lakin maalesef maç esnasında belki de ardında başka düşünceleri barındıran iki özel ambulans şirketi şoförünün getirdiği işaret fişeği vb. yanıcı-patlayıcı maddeler stada sokulmuş, Altay taraftarlarına verilmiş, olayların vukuuna neden olmuştur. Hâlbuki güzel bir günde Gürsel Aksel Stadı''nda rengârenk tribünlerde içlerinde kadınların, çocukların da olduğu binlerce İzmirli güzel bir futbol maçı izlemek istemişti. Bu güzel atmosferi maçın 19. dakikasında Altay tribününden Göztepe tribününe fişek atarak bir insanın ağır yaralanmasına sebep olacak biçimde bozmaya kimin ne hakkı olabilirdi ki? Ya Allah korusun o insan ölseydi? Ki ölebilirdi de. Dünyada hangi maç bir insanın hayatından daha değerli olabilir? İsterse dünya kupası finali olsun, bir insanın hayatından daha kıymetli olabilir mi? Bu esnada Göztepe tribünlerinden sahaya atlayan bir taraftar da söktüğü köşe direği ile Altay kalecisi Ozan Evrim''e saldırıyor ve kalecinin başından yaralanmasına sebep oluyor. Tabii bu koşullarda olaylar daha da büyümesin diye hakem Emre Kargın çok doğru bir kararla maçı tatil ediyor. Bu arada Emniyet güçlerimiz de derhal olaylara müdahale ederek daha fazla insanın canının yanmasını engelliyorlar. İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri yaptıkları araştırmada kamera görüntülerini inceliyor ve özel bir ambulans şirketine ait iki ambulansın şoförünün bu patlatıcı maddeyi stada sokarak bazı Altay taraftarlarına verdiklerini çok kısa bir sürede başarıyla tespit ediyorlar. Failler derhal gözaltına alınıyor ve sorgulamaları çok yönlü olarak yürütülüyor. Bize göre bu işle ilgisi olduğu tespit edilen herkes mutlaka yargı önüne çıkarılmalı. Nitekim kaleciye köşe direği ile saldıran saldırgan, köşe direğinin silah olarak kullanılması mümkün olduğundan silah sayılarak "kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçlaması ile tutuklanarak cezaevine gönderildi. İl Sağlık Müdürlüğü de şoförlerin çalıştığı ambulans şirketi hakkında tahkikat başlattı.

Burada aklımıza takılan sorular var. Çünkü çok organize bir olay söz konusudur. İşaret fişeği ve diğer suç aletleri iki şoför tarafından Altay tribünlerindeki tuvalete bırakılıyor, çantanın içindekiler daha sonra tribündeki bazı kişilere dağıtılıyor. Ülkemizin içinden geçtiği terörle mücadele sürecinde bu kişilerin birtakım odaklara hizmet ediyor olması, sakin bir şehir olan İzmir''de bile hadise çıkarılabileceğini göstermeyi amaçlamış olmaları, hatta belki de binlerce taraftarın birbirine girerek büyük hadiselerin fitilini ateşlemeyi planlamış ve bir kaosu hedeflemiş olmaları, hayır böyle bir şey hiç olmaz diyebileceğimiz ihtimaller midir? Bizce değildir ve Emniyet Teşkilatımızın her türlü ihtimali değerlendirdiğine de hiç şüphe yoktur. Bu hadise sportif bir hadise değil her şeyi ile önceden planlanmış organize kriminal bir olaydır ve failleri yasaların izin verdiği en üst sınırdan cezalandırılmalıdırlar. Ancak o zaman bir daha kimse böyle vandallıklar ile sporda terörizm yaratmaya cesaret edemez.

 Burada bir notumuz da Türkiye Futbol Federasyonu''nadır. TFF Başkanı Büyükekşi''nin iyi niyetinden kuşkumuz yoktur ama yakın geçmişte TFF''nin yaptığı büyük hatayı da görmezden gelmesi, seyircilerin sahaya girip futbolculara saldırması gibi hadiselerin yaşanmasına set çekmenin önünü kesmiştir. Hatırlayalım; Beşiktaş-Ankaragücü maçında sahaya giren bir Ankaragücü taraftarı Beşiktaşlı oyuncu Salih Uçan''a ve Cenk Tosun''a saldırmış, yine Beşiktaşlı oyuncu Josef de Souza tarafından bu saldırgan engellenerek yere düşürülmüş sonrasında da saldırgan güvenlik kuvvetlerince yakalanarak gözaltına alınmıştı. Ama hem maçın hakemi hem de TFF, Josef De Souza''nın bu davranışını "meşru müdafaa" olarak değerlendirmemiş, Josef de Souza''ya hakem kırmızı kart gösterdiği için ceza vermişti. Hâlbuki TCK''da dahi meşru müdafaa hali "kendisinin veya bir başkasının canına, ırzına, malına yapılan saldırıyı defetmek" olarak tanımlanıyor. Maçın basiretsiz ve bilgisiz hakemi bu durumu değerlendirecek birikimde olmadığından Josef''e kırmızı kart vermişti ve TFF de bunu onaylamıştı. Hem hakemin hem de TFF''nin tutumu ve kararı külliyen yanlıştı. Ya o saldırganın elinde bir bıçak olsaydı (ki görüldüğü üzere bu tür cisimler bir şekilde stada sokulabiliyormuş) ve Allah korusun Salih Uçan''ı öldürseydi TFF bunun hesabını verebilecek miydi? Ya da o saldırgan hakeme saldırsaydı da Souza engelleseydi hakem yine kırmızı kart, TFF yine ceza verecek miydi? O olayın akabinde Souza böylesi bir durumun ileride daha büyük olaylara sebep olabileceğini yazmıştı. Nitekim Altay kalecisine saldırıldığında benzer bir durum ortaya çıktı.

Yaşanan her hadiseden ders almalıyız, hem bireysel olarak hem de kurumsal olarak. Ders alınmaz ise gelecekte daha kötü hadiselerle karşılaşmak yüksek ihtimaldir. Sonuçta İzmir Valisi Sayın Köşger''in ve Emniyet güçlerimizin basiretli tutumu sayesinde İzmir bir kâbusu yaşamaktan kurtuldu. Dileriz bir daha böyle olaylar hiç yaşanmaz. Çünkü İzmir bunları hak etmiyor. Yabancı basında da yayınlanan bu tür hadiseler güzel İzmir''in imajına zarar veriyor.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları