Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

 Biden ne ister?

Bu yazı yazılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden görüşmesi henüz yapılmamıştı. Lakin siz bu yazıyı okurken görüşme yapılmış ve bitmiş olacaktır. BBC News'in haberine göre; Amerikalı yetkililerin ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında NATO Zirvesi sırasında yapılacak görüşmeye ilişkin yaptığı son açıklamalar, Biden'ın mesajlarının üç ana unsur üzerinde yoğunlaşacağını gösteriyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Jan Psaki'nin açıklamalarına göre Türk Amerikan ilişkilerinde fırsatlar da derin anlaşmazlıklar da masaya gelecek. Fırsatlar konusunda Afganistan'da hükümet ve Taliban arasında siyasi anlaşma sağlanması konusunda Türk ve Amerikan dışişleri bakanlıklarının son aylarda gerçekleştirdiği işbirliği ve Ankara'nın Kabil uluslararası havalimanının güvenli bir şekilde işletmeye açık tutulması için Türkiye tarafından öneride bulunması Washington'un memnuniyetle karşıladığı gelişmeler olduğu ifade edilirken, NATO liderler zirvesinde de gündeme gelecek bu önerinin Biden tarafından da olumlu şekilde ele alınabileceği öngörülüyor. Yine bu kapsamda, Suriye ve Libya'da örtüşen görüşlerin Erdoğan-Biden görüşmesine olumlu yansıyacağı beklentisi güçleniyor. Türkiye'nin son dönemde Ukrayna-Rusya geriliminde Rusya ile ilişkilerini tehlikeye atabilecek şekilde pozisyonunu değiştirmesi ABD tarafından not edilen bir gelişme. Buna karşın Türk-Amerikan ilişkilerinin son döneminde yaşanan gelişmeler, görüş ayrılığı yaşanan konuların fırsatlara göre çok daha fazla ve derin olduğunu ortaya koyuyor. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Senato Dış İlişkiler Komitesi üyelerinin Türkiye ile ilgili sorularını yanıtlarken yaptığı "Türkiye'nin bazen, olması gerekenin aksine, bir NATO müttefiki gibi davranmadığı" vurgusu Washington'un Ankara'ya yönelttiği en temel eleştiri unsurlarından biri. Blinken, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri almasını, Güney Kafkasya, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta uluslararası hukuka karşı davranışlarını en önemli olarak sıraladı ve bu konuların Erdoğan-Biden görüşmesinde dile getirileceğini bildirdi. Basında çıkan bazı haberlere karşın, ABD'nin S-400 sorunun çözümü konusunda Türk hükümetine yeni bir öneride bulunmadığı ama "işleri daha da zora sokacak adımlar atmaması" uyarısında bulunduğu kaydediliyor. ABD tarafı, Rusya'dan yeni bir silah sistemi alınması, mevcut S-400'lerin aktive edilmemesi ve test edilmemesi konusunda Türkiye'yi uyarırken, Rus savunma sistemleriyle ilgili statükonun değişmesinin daha ağır yaptırımlara neden olacağını da anımsatıyor. ABD Başkanı'nın dikkat çekeceği dış politika konularının başında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ın olacağı kaydediliyor. Yunanistan ile diyalog sürecine giren Türkiye'ye Doğu Akdeniz'in tartışmalı bölgelerine araştırma gemilerini ve donanmasını göndermemesi konusunda güçlü telkinde bulunan ABD, benzer şekilde Kıbrıs açıklarına da gemi gönderilmemesini istiyor. Özellikle Geçitkale'de Türk silahlı insansız hava araçları için bir üs açılacağının basına yansıması Batı'nın kaygılarını artırmıştı. Kıbrıs Sorunu'nda tarihsel olarak Rumlara yakınlığı nedeniyle Biden'ın Erdoğan'a adada dengeleri değiştirecek adımlardan kaçınılması mesajını vereceği söylentiler arasında. Tabii dedik ya görüşme bu yazı yazılırken henüz yapılmamıştı ama siz bu yazıyı okurken görüşme gerçekleşmiş olacağından bizim buradaki görüşlerimizin de bir anlamda isabetliliği görülebilecektir. Açık ve net olarak anlatalım; Biden'in Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de araştırma gemisi ve donanma bulundurmamasını, Mavi Vatan'daki hak ve menfaatlerinden vazgeçmesini isteyeceği mutlaktır. Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan bizim için gelecek 500 yıldaki varlığımızın en önemli dayanağıdır. Hiçbir Türk devlet yöneticisinin bunu kabul edeceğini aklımızdan bile geçiremeyiz. Bu asla ve kata kabul edilemez. Zaten kabul eden herhangi bir devlet yöneticisini de bu millet asla affetmez. Çünkü Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan Türk Milleti'nin gelecek onlarca neslinin yaşam dayanağıdır. Hem ekonomik olarak hem de jeostratejik olarak doğrudan Türkiye'nin varlığı ile eş anlamlıdır. Bu konuda Mavi Vatan projesinin mimarı Em. Tüma. Doç. Dr. Cihat Yaycı Paşa şöyle diyor; " Türkiye bu konuda dirayetli bir tutum sergileyecektir. ABD bir NATO üyesi gibi davranmıyor. Müttefiki Türkiye için tehdit olan PKK/PYD/YPG gibi isimler altındaki teröristleri destekleyen ABD'dir. Türkiye'nin deniz alanlarında hak iddia eden NATO üyesi olmayan Rumların tezlerini destekleyen ABD'dir. ABD'nin davranışları NATO'nun kuruluş ve müttefiklik ilkeleri ile temelden ve tümden ters düşmektedir. Biden Yunan'a yakınlığı nedeniyle Bidenopulos lakaplıdır. Şapkadan tavşan çıkmasını beklemek beyhudedir. İstenen şudur; Türksüz bir Kıbrıs, Türkiye'siz bir Doğu Akdeniz, Suriye ve Irak'ta bir terör devleti, Türkiye'nin parçalanması, Adalar Denizi'nin bir Yunan gölü haline getirilmesi. Bunun arkasından da Vatikan türü bir Rum- Ortodoks patrikhane devlet yapısı gelecek. Bunu da açıkça söylüyorlar. Bu Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünün bozulması projesidir. Hedef Türkiye'nin bütünlüğüdür. Hedef Türkiye'dir." Cihat Paşa'ya katılmamak mümkün değil. Bu tespitleri biz de defalarca yazdık, anlattık. Lakin burada önemli olan ABD'nin bu taleplerine Türkiye'nin ne kadar dik durarak direnç göstereceğidir. Hep söyleriz Türkiye'nin bulunduğu Mezopotamya coğrafyası binlerce yıldır ne devletler gördü. Görüldü ki bu coğrafyada ayakta ve sağlam durabilmek için güçlü bir ekonomiye, güçlü ve düzgün siyasi yapılara, güçlü ve savaşçı bir askeri güce, güçlü bir kültürel yapıya, iyi eğitimli ve üretken bir nüfusa sahip olmak zorundasınız. Başka bir şansınız yoktur. Bunlardan herhangi birindeki gösterilecek zafiyet hasım devletlerin sizi o zayıf noktanızdan istismar etmesine imkân sağlar. Bu durum da sizin direncinizi önemli ölçüde olumsuz etkileyebilir. Dileriz yapılan görüşmeler ülkemizin yararına sonuçlarla neticelenir.

 

                                        

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları