Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Asıl beka sorunu nedir?

Bir milleti dünya üzerinde var eden bazı olmazsa olmaz ögeler vardır. Bunların bazıları, dil birliği, ülkü birliği, ulus birliği gibi ögelerdir. Bunların varlığının devam edebilmesi yani milletin varlığının devam edebilmesi için en önemli varlık ise devlet dediğimiz organizasyonun varlığıdır. Dünya tarihinde devletleri yok olmuş milletlerin de tarih sahnesinden silindikleri sıkça görülmüştür. Tabii yıkıldığı halde küllerinden doğan devletler de olmuştur. Bunun en tipik örneklerinden biri de Emperyal Güçler tarafından yıkılan Osmanlı Devletinin yerine büyük Türk Milletinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde genç Türkiye Cumhuriyetini kurmasıdır. Ama böylesi bir durum her zaman gerçekleşebilir mi, işte bunu söylemek çok zor. Zira dünya tarihinde pek örneği görülmemiştir. İşte bu nedenle gelişmiş milletler devletlerinin varlığına dört elle sarılırlar. Çünkü bilirler ki devletleri yok olursa milletlerinin varlığı da yok olabilir. Emperyal güçler ise hedeflerindeki ülkenin devlet yapısını önce zayıflatmaya sonra da yok etmeye çalışırlar. O nedenle her metodu ve yolu denerler. Bunun için de uzun yıllar oya işler gibi çalışırlar. Devlet dediğimiz organizasyon, görevli memurlar ve onları yöneten siyasi iradelerden oluşur. Ama esas olan devletin memurlarıdır. Çünkü siyasi iradeler seçimler ile değişebilirler ama devlet çarkını çeviren memurlar genel olarak emekli olana kadar değişmezler, uzun yıllar devlet mekanizmasının içinde millete hizmet ederler. Milletin hizmetinde olan bu memurlar her bakanlık bünyesinde en alt kademeden en üst kademeye kadar (parlamenter sistemde en üst devlet memurları müsteşarlar idiler) pek çok makamda bulunan kişilerdir. Devlet memurları o devletin varlığını devam ettirebilmesi için bilgili, dürüst, namuslu, karakteri sağlam, vatansever, ahlaklı, iyi kişilikli, iyi eğitimli, alanlarında uzman bireyler olmak zorundadırlar. Siyasi iktidarlar devletin memurlarının en iyi koşullarda görev yapmalarını sağlamak durumundadır. Devlet memuru hem maddi hem manevi açıdan tatmin edilebilmelidir. Memur herhangi bir şeye özenmemelidir. Aldığı eğitim ve devlet terbiyesi gereği kişilik yapısı sağlam yetişmek zorunda olan memurlar ihtiyaçları insani düzeyde tatmin edildiğinde başka yollara tevessül etmezler. Devlete sadakatle hizmet ederler. Memurların sadakati vatana, devlete, bayrağa ve millete olmak zorundadır. Zira vatana sadakat memurların şerefleridir. Siyasi iktidarlar memurlarının geçimlerini sağlayacak geliri temin etmek durumundadır. Memur ailesini geçindirebilmelidir. Evinin gıda, giyim, okul, ulaşım, yakacak, elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarını karşılarken sıkıntıya düşmemelidir. Zira devletin memuru geçimini sağlayamazsa devlet de çürüme başlar. Devlette çürüme başlayınca da devlet çökme durumuna gelir. Çünkü memur en temel insani ihtiyaçlarını maaşı ile karşılayamazsa başka yollarla karşılamak zorunda kalabilir. Örneğin gıda ihtiyacını karşılayamıyorsa başka çareler aramak durumunda kalır. Çünkü her insan yaşamak için yemek yemek zorundadır. Her temel gıda maddesine bile yüzde yüze yakın zam geldiği günümüzün yüksek enflasyonist koşullarında memurlara ve memur emeklilerine (esasen tüm emeklilere) verilen maaşların yetersizliği Cumhur İttifakı ortaklarınca da ekranlarda dile getirilmektedir. Cumhur İttifakı’na yakın duran Memur-Sen bile yüzde 70 zam isterken siyasi iradenin memura yüzde 20-25-30 gibi bir zam yapması memuru yaşamak için ister istemez başka yollara itecektir. Örneğin öğretmen ders saatinden kısacak ve özel ders vermeye gitmek isteyecektir. Doktor hastaneden bir an önce özel hastaneye veya muayenehaneye kaçmaya çalışacaktır. Bazı memuriyet alanlarında rüşvet ve yolsuzluk çarkı hızla dönmeye başlayabilecektir. Yani kısacası geçinme zarureti memuru suça itecektir. Memur kendisini işine de tam anlamı ile veremeyecektir. Zira evde ekmek bekleyenler vardır. Düşündüğü birinci öncelik doğal olarak evdekiler olacaktır. Merhum Özal’ın “Benim memurum işini bilir” felsefesiyle devletin ayakta kalması mümkün olmaz. Çünkü asıl beka sorunu “devletin çürümesi”dir. Devlet çürürse değerler çürür. Değerler çürürlerse yok olurlar. Değerler yok olursa millet, millet olmaktan çıkar ve kimliksiz bir kalabalığa dönüşür. Ulus bilinci kaybolur. Ulus bilincini kaybeden milletlerin varlıklarını devam ettirdiklerine dünya tarihinde pek rastlanmamıştır. O nedenle devlet çarkını çeviren siyasi iktidarlar memurlarının insani yaşam koşullarını sağlamak durumundadırlar. Dediğimiz gibi çünkü emperyal güçlerin en temel amaçlarından biri hedef ülkenin devlet yapısını çökertmektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 5 bin yıllık devlet birikimine sahip tarihin en köklü devletlerinden biridir. Tüm siyasi iktidarlar bu köklü devleti yaşatmak ve yükseltmek için vardırlar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları