Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Kemal Kamburoğlu

Kemal Kamburoğlu

HAYATIN NABZI

Afganistan düştü

1970'li yıllarda bile modern bir ülke görünümünde olan Afganistan ne yazık ki hafta başından itibaren Ortaçağın bile değil, İlkçağın içine düştü. Koskoca bir ülkeye çok yazık oldu çok yazık. Bütün bir halk özellikle de Afgan kadınları ölüm korkusu içindeler. Adeta boğazlanmayı bekleyen koyunlar gibi. Afganistan'ın bu hale gelmesinin baş sorumlusu ABD'dir. 1970'lerde Sovyet yayılmacılığını durdurmayı kendi hegemonyası için hayati önemde gören ABD o dönemin komünizm doktrinine karşı din öğesini öne çıkaran "Yeşil Kuşak" projesini hayata geçirdi. Sovyetlerin Afganistan'ı işgali sonucu Sovyetlere karşı çarpışan o dönemin kudretli aşiret reisleri ya da "komutanları" diyelim sürecin sonunda bölgelerinde derebeyliklerini ilan ederek savaş baronları haline geldiler. ABD bunu fırsat bildi ve bu baronlardan zulüm gören halkın içinden kendine müzahir taraftarları topladı, sonuçta Taliban (Talebe) denen örgüt oluşmaya başladı. Taliban örgütü genelde "Peştun" etnik kökeninden insanlardan oluştu. ABD bunu özellikle talep etti. Çünkü Pakistan da Peştunlardan oluşuyordu ve CIA'nın Pakistan istihbaratı üzerinde büyük bir kontrol gücü vardı. Savaş baronlarının zulmünden bıkmış olan modern Afgan halkı başına gelecek felaketi bilmeden Taliban'ı kurtarıcı olarak gördü. Hâlbuki Taliban tamamen ilkel insanlardan oluşan radikal İslamcı bir terör örgütü idi. Çin ve Rusya, buna karşın 1996 da Şanghay beşlisini kurarak sahaya indi. Bu yapının hedefi Orta Asya'daki ABD destekli terör örgütleri idi. Pekin ve Moskova Afgan hükümetlerine yardım edeceklerdi. Ancak bu da yeterince başarılamadı. 1996 da Necibullah'ı ve yardımcısını elektrik direklerine asan Radikal İslamcı terör örgütü Taliban, 2001 yılına kadar Afgan halkına gerçek yüzünü gösterdi ve hayatlarını cehenneme çevirdi. Sovyetlerin çökmesi ile tek kutuplu dünyanın kabadayısı olan ABD için silah fabrikaları üretimi yavaşlatmak zorunda kaldı. ABD'nin savaş sanayi çalışmalı idi. Bunun için yeni bir düşman yaratması lazımdı. Üretti de, El-Kaide örgütünü. Kendi tezgâhladığı 11 Eylül'ü El-Kaide'nin üzerine yıktı ve Afganistan'da El-Kaide avına girişmek için 2001 de Afganistan'ı işgal etti. Bu durumda savaşacak yeni düşmanı da belli olmuştu; Taliban. Çünkü Taliban El- Kaide'yi de saklama durumuna girmişti.

ABD'nin 2001'den 2021'e kadar geçen 20 yılda Afganistan'daki savaşı tam bir fiyasko ile sonuçlandı ve koskoca ABD ordusu 75 bin Taliban terör örgütü militanına yenildi. Vietnam'daki gibi geri çekildi. Dünyada genel kanı bu olsa da biz bu görüşe katılmıyoruz. ABD Ordusu istese idi bu terör örgütünü iki yılda bir silindir gibi ezer geçerdi. Bu işi bilen bir profesyonel olarak bunun altını çizmek isteriz. Dünyada hiçbir 75 bin kişilik terör örgütü gerçek bir devlet ordusunun karşında başarıya ulaşamaz. Böyle bir işgal karşısında Taliban'ın da dâhil olduğu 35 milyonluk tüm Afgan halkı bir kurtuluş savaşı vermiş olsaydı bunu isabetli bulurduk. Lakin böyle bir durum yok ve bunu ifade ediyor olmak da akıl dışıdır, bunama belirtisidir. Bize göre bu yeni durum ABD'nin birkaç yıl içinde sahneye koyacağı yeni bir oyunun fragmanıdır. Aslında ABD çekilmeyi 2014 de Obama döneminde kararlaştırmıştı yani yeni bir karar değil. ABD şimdi geride bir enkaz ve savaşacak vekiller bıraktı, tıpkı Libya, Irak, Suriye hatta Vietnam gibi. Ama bu enkazın içine mikro milliyetçilik tohumlarını da bıraktığı için çıktığı ülkelerin yeniden iflah olması çok zor. Emperyal güç planını yüz yıllık yapıyor ve asla vazgeçmiyor. Zaman zaman konjonktür gereği buzdolabına kaldırıyor sırası geldiğinde yine ısıtıp masaya koyuyor. Bu gün Afganistan'ın üç önemli aktörü 1975 yılında ABD bursu ile ABD'de eğitim görmüş olan Taliban lideri, ülkeyi bırakıp kaçan Afganistan Cumhurbaşkanı ve Afganistan'ın ABD Büyükelçisi. Ne ilginç tesadüf değil mi? 1975 de yetiştirilmişler ve bu gün hepsi kendisine verilen görevi yerine getiriyor. Taliban'ın mücadelesi bir antiemperyalist mücadele filan değildir. ABD'nin kurduğu ve görevlendirdiği kimselerden böyle bir mücadele beklemek ahmaklıktan öteye geçmez. Kabil'i ele geçiren Taliban teröristlerinin hiç görmedikleri lunaparktaki ve trombolindeki görüntüleri adeta ilkçağ insanlarının görüntüleri gibiydi. Bu ilkçağ insanlarının medenileşmesini beklemek filin kuş olmasını beklemek gibi bir şey olur. Afganistan olayı pek çok derslerle doludur.

ABD'nin eğittiği ve uçak-tank dâhil her türlü modern silahlarla donattığı 300 bin kişilik Afgan Ordusu 75 bin kişilik terör güruhu karşısında kaçıp gitti. Neden? Çünkü Afganistan bir ulus devlet değildi, bir millet olamamıştı, ordusu da "milli ordu" değildi. Askerler de parayı alıp kaçtılar. Naim Babüroğlu Paşa bunu çok güzel vurgulamış; "Tarihin hükmü: Bir Ordu emir komuta sistemini, disiplin duygusunu kaybederse ve siyaset orduya nüfuz ederse o Ordu dağılır. Bu coğrafyanın hükmü: Ordu çökerse devlet yıkılır, vatan da yurt da millet de kalmaz, tarihe gömülür gider. Mezopotamya coğrafyasında Mehmetçik ruhunu taşıyan bir Ordunuz yoksa yok olmak kaçınılmaz hale gelir."

Türkiye'mizi koruyan bu Mehmetçik ruhlu ordudur. (ABD'nin çeşitli oyunlarla bu orduyu ortadan kaldırmak istediğinin de altını çizelim.) Aynı görüntüyü ABD'nin Irak'ı işgalinde de gördük. 400 bin kişilik Irak Ordusu tek bir tüfek atmadan kaçtı gitti. Tek bir uçakları hava savaşına girmedi. Savaşanlar sadece Saddam'ın Tıkrit Tümeni olmuştu. Tarihten ders almak şarttır. Afganistan'da Taliban zulmünden kaçanlar uçakların tekerlerine, kanatlarına tutunuyorlar ve uçak havalanınca düşüp ölüyorlar. Zira kaldıklarında yine öldürüleceklerini biliyorlar. Taliban meşruiyet kazanmak için genel af ilan etti, ettiği gün bir kadını asarak öldürdü. Yani asla inanılmayacak bir yapı, sonuçta kafa kesen, insanları yakarak öldüren, insanların üzerine katran döken, kırbaçlayan, tırnaklarını söken, ellerini kesen, heykelleri televizyonları kıran, kadınları evlere kapatıp köle olarak kullanan vahşi bir terörist güruh. Meşhur atasözüdür; "kırk yıllık Yani olur mu Kani?" Bundan sonrasında Afganistan'ı yıllarca sürecek bir iç savaşın beklediğini de söyleyelim. Meşru devletlerin bir terör örgütü ile görüşmesi pek isabetli değildir. Terör örgütleri ile ancak ülkelerin istihbarat örgütlerinin elemanları muhatap olabilir. İlla da görüşmek gerekiyorsa Afganistan'daki tüm guruplarla Özbeklerle, Taciklerle vs. de görüşmelidir. Türkiye'ye gelen Afgan göçünün de mutlaka durdurulması şarttır. Asla ve asla Türkiye'ye girmemelidirler. Almanya 150 kişilik nakliye uçağını 7 kişi ile kaldırdı ve tek bir Afganlıyı almadı. Almanya'da insani bir yön yok mu yani? Sadece Alman halkının güvenliğine öncelik verdiği için almadı. Bu gün Türkiye'de Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesini kutlayanlar var. Bu kişiler doğal olarak terör örgütü Taliban'a müzahir kişiler oluyorlar. Gelen Afganların içinde Taliban teröristlerinin ya da başka teröristlerin olmayacağı garanti mi? Yarın Allah korusun yine Reina katliamı gibi bir hadise olursa ne olacak o zaman? Üstelik gelen Taliban teröristlerinin kendilerine müzahir olan yerli unsurlarla birlikte eylem koymayacaklarının garantisini kim verebilir? Bunun da ötesinde İslami değerleri olduğunu iddia eden Taliban dünyanın en büyük eroin üreticisi. Büyük çoğunluğunun da kullanıcı olduğu yazılıp çiziliyor. Dolayısıyla ülkemizde büyük bir narko-terör sorununun da tetikleyicisi olacaklardır. O nedenle kesinlikle Türkiye'ye alınmamalıdırlar ve İran'da bırakılmalılar. İran üzerinden gitsinler gidecekleri yere. Zira Yunanistan'da kapıları açmayacağı için Türkiye'de kalacaklar ve çok daha büyük sorunlara sebep olacaklar. Daha önce de yazdık böylesi bir göç Türkiye'nin demografik yapısını da bozacağı için bir beka sorunu olacaktır. Türkiye'nin yapması gereken İran ile görüşerek gelen Afganlar için sınır dışında kurulacak kamplarda tutmalı, orada insani ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Biz de 85 milyon olarak ulus devletin ve milli ordunun kıymetini bilmeliyiz, tabii gelecekte bir uçağın tekerleğine sarılmak istemiyorsak.

Allah cennet vatanımızı her türlü sıkıntıdan korusun. Zira hiç unutmayalım ki, Emperyal güçlerin ülkemiz üzerindeki tarihsel emelleri asla bitmeyecektir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları