Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Yaban hayatını koruyalım

Ceylan, karaca, kaya sansarı, dağkeçisi, üveyik, elmabaş patka, serçe, karabatak, yabandomuzu, yabankeçisi, kızıl geyik... Yüzlerce hayvan için katliam fermanı imzalanmış.

Merkez Av Komisyonu'nun 23 sayfalık kararı, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlandı. 12 Ağustos 2020 tarihli Resmî Gazete'de 403 sayfalık 2020-2021 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu (MAK) kararı açıklandı. Dünyada ve ülkemizde türleri yok olmak üzere olan bazı hayvanların öldürülmesine izin çıktı...

Hayvanları öldürme "Avlanma" izin ücreti 200 TL, avlanma ücreti 2 bin TL. 2 bin 200 TL verdiğinizde "moraliniz düzeliyor, yaşamın stresinden, Covid-19'un yani pandeminin yol açtığı maddi ve manevi dertlerinizden kurtuluyorsunuz. Üstelik katledilmesine izin verilen hayvanlar için her avcı devlete 2.200 TL para kazandırıyor.

Öte yandan "türü sona ermekte olan hayvanları av listesinden çıkaralım, yerine türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olmayan canlıları avlayalım" mantığı ise en az bu düşünce kadar yersiz. Türü ne olursa olsun, her canlı yeri doldurulmaz değerdedir. Her bir canlı bu dünyaya iz bıraksın diye yaratılmıştır. Dünya her bir 'can'ın yüzü suyu hürmetine dönmektedir. Spor ve turizm amaçlı olarak yapılan "avlanma" işinin avcının silahla savunmasız bir canlıyı katletmesi ve bundan keyif almasının ne spora ne de turizme fayda sağlamayacağı aşikâr.

Kuran'ı Kerim'in Maide Suresi, Madde 32'de; "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur"  ifadeleri yer alır. Kuran'ı Kerim'deki bu ifadeler hiç kuşkusuz insanlar gibi bir can taşıyan hayvanlar için de geçerlidir.

Korona virüs salgını tüm dünya insanlarına sağlıklı yaşam, doğal yaşam ve doğanın dengesini korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anımsattı. Doğa sessiz çığlığı ile âdeta insanlığa ders veriyor. Kendi canı kadar başkalarının canını önemsemeyi, çevreyi kirletmemeyi, gelecek kuşaklara temiz hava, temiz denizler, temiz göller ve ırmaklar kısaca bozulmayan bir doğa emanet etmeyi öğretiyor.

Sanayi atıkları, plastik atıklar, nükleer atıklar, vb. çöplerimizle doğanın her karış toprağını denizleri, gölleri, ırmakları kirlettiğimiz, kirlettiğimiz,  doğanın ekolojik dengesini bozduğumuz yetmediği gibi "Yaban hayatın yok edilmesi" tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Covid-19 ile boğuştuğumuz bir dönemde, hayvan sömürüsü ve katliamını önleme konusunda  TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu'nun gereğini yerine getirmesini ümit ediyoruz.

Av yasal ve devlet tarafından teşvik ediliyor. Toplumun bir kısmının av ve avlanma konusunu onayladığını biliyoruz. Ancak doğadaki canlı türlerini ve yaban hayatı korumanın Korona Virüs döneminde çok daha önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Halk sağlığı uzmanları SARS, MERS, PANDEMİK İNFLUENZA, EBOLA, ZIKA, DOMUZ GRİBİ ve KORONAVİRÜS gibi salgınların coğrafi dağılımına önem vermektedirler. Doğanın sağladığı yaşam koşulları salgın hastalıkları azaltıyor veya artırıyor.

Küresel korku ve endişe sosyal ağlar, televizyonlar ve tüm iletişim teknolojileri ile her geçen gün kartopu gibi büyümekte, ülkelerin ekonomileri çökmekte, milyonlarca insan işsiz kalmakta. İnsanların yaşamlarında büyük bir yıkıma yol açan bu küresel korkuyu, kartopu misali her geçen gün büyütmek neredeyse içinden çıkılmaz bir hâl almaktadır. "Ceylan, karaca, kaya sansarı, dağkeçisi, üveyik, elmabaş patka, serçe, karabatak, yabandomuzu, yabankeçisi, kızıl geyik"leri öldürmek küresel korku ve endişelerimizi azaltacak mı?

Kutsal kitabımızda Peygamberlerden Hz. Süleyman'a "Kuş dili öğretilmiş, başka hayvanların dili de öğretilmiştir (Neml Suresi 27/16)" ifadeleri yer alır.

Hz. Süleyman bir gün büyük çadırını kurunca bütün kuşlar gelip hünerlerinin birer birer sayıp dökmeye başladılar. Her biri hünerini anlatıyor, sonra diğeri geliyordu. Nihayet sıra Hüdhüd kuşuna geldi Hüdhüd:

"Ey ulu padişah, dedi. Ben size küçük bir hünerimden bahsedeceğim"

Hz. Süleyman, "Buyur söyle seni dinliyorum" deyince Hüdhüd:

"Yükseklerden uçarken baktığımda yerin derinliklerindeki suyu görürüm, o suyun ne kadar derinlikte olduğunu, renginin nasıl olduğunu, topraktan mı, yoksa taştan mı kaynadığını görür, bilirim. Ey ulu Padişah, sefere giderken beni yanına al. Sana konaklayacağın yer konusunda faydalı olurum" dedi.

Hz. Süleyman da:

"Ey güzel arkadaş, susuz ve uçsuz bucaksız çöllerde bize arkadaş ol. Böylece bize faydalı olursun" dedi. (Mevlana, Mesnevi 1. Cilt, Hüdhüd İle Karga Hikâyesi)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları