Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Eğitim ile edebiyat arasındaki ilişki

Yaşadığımız çağın bilim ve teknoloji çağı olduğunu biliyoruz. Bilim çağında yaşayan bireyler ve milletler karşılaştıkları sorunları bilimin gösterdiği yöntemlerle çözüyor. Bilim neredeyse her dakika yeni bir icat, yeni bir alet ve makineler üretiyor. İnsanlık bilgisayar teknolojilerinin, yapay zekânın ve robotların hızına erişemiyor. Her alanda üretilen robotlar neredeyse insan zekâsının yerini aldı.

Her ülkede bilim, okul, laboratuvar, kütüphane, enstitü, araştırma merkezleri ve üniversitelerde üretiliyordu. Günümüzde sadece eğitim kurumlarında değil çeşitli büyüklükteki işletme, kuruluş, şirket ve holdingler bütçelerinin önemli bir miktarını yeni bilimsel bilgiler üretmek üzere AR-GE birimlerine ayırıyor.

Eğitim bir bilim dalı olarak çocuk ve gençleri davranış eğitimi ile toplumsal yaşamın kurallarına, bilim ve teknolojiye hazırlıyor. Edebiyat ise güzel sanat alanlarından biri. İnsanların güzel duyguları ve güzel düşüncelerinin açığa çıkmasını sağlıyor. Eğitim ile edebiyat arasında güçlü bir bağ var. Gerek eğitim gerekse edebiyat ortak amaca hizmet ediyor. Her iki disiplin de insanı ele alıyor, onu bilgilendirmeyi, biyolojik ve psikolojik bakımdan olgunlaştırmayı hedefliyor. Yaşadığı toplum içinde kendisiyle barışık ve çevresiyle uyumlu bireyi yetiştirmenin yanı sıra onları bilgi, davranış bakımından ilerletmeyi, geliştirmeyi ve olgunlaştırmayı amaç ediniyor.

Eğitimdeki en önemli amaçlardan biri kuşkusuz gençleri en iyi şekilde yetiştirmek, olumlu yönde davranışlara yönlendirmek, ülkesine ve insanlığa yararlı bireyler yetiştirmektir. Gençleri istediğimiz biçimde etkilemek ve onlara yön vermek yaşa, cinsiyete, zaman ve mekâna bağlı olarak değişebiliyor. Eğitimcinin işi bu kadar zor iken ve bilgiyi aktarmanın ötesinde bu bilgiyi “estetik bir biçimde”, “etkileyici bir üslupla” aktarmak önem kazanıyor. Edebiyat, resim, müzik gibi sanat dalları ile gençlerin duygularına hitap etmek gerekiyor.

Eğitim denilince çocukları ve gençleri iradeli, çalışkan, yaratıcı, dürüst ve kişilik sahibi insanlar olarak yetişmesi akla geliyor ise bu amacı taşıyan edebiyat eserlerimizi defalarca okutmalıyız. Edebiyat tarihimize adını altın harflerle yazdıran bu eserler, terbiye ve eğitim gayesini ön plana çıkaran eğitimcinin baş kitabı olmalı. Bu kitaplardan birkaçını sıralayalım:

Dede Korkut Hikâyeleri, Yunus Emre, Mevlana, Namık Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Peyami Safa, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ömer Seyfettin, Yaşar Kemal, Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Halit Ziya Uşaklıgil, Kemal Tahir, Rıfat Ilgaz, Refik Halit Karay, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Sabahattin Ali, Cengiz Dağcı, Tarık Buğra, Aziz Nesin, Yusuf Atılgan, Halide Edip Adıvar, Sait Faik Abasıyanık, Nazım Hikmet, Cemil Meriç, Evliya Çelebi, Nasrettin Hoca, Ahmet Haşim, Salah Birsel.

Dede Korkut Hikâyeleri’ni okuyan gençler, tarihin derinliğinde, hazine değerindeki bilgiyle bu eski metinlerin satırları arasında gezerken keşif tadına varacaktır. Dede Korkut Oğuznameleri’ndeki her hikâyenin sonunda “Dede Korkut gelip bu Oğuz-nameyi düzdü, koştu böyle dedi”, dedem korkut geldi, …. gazi erenlerin başına ne geldiğini söyledi”, “bu Oğuz-name …..’nin olsun” dedi” gibi kalıp sözler yer alır.

Doma’nın kalesini tutsak alan Sal-ur Kazan, her sözüyle, her davranışıyla düşmana meydan okur, korkusuzluğunu şu sözlerle anlatır: “Kendi aslımı, kendi kökümü inkâr edecek değilim, Oğuz Beyleri dururken seni öğecek değilim.” diyerek kendi kökünü açıklar. Oğuzların yaşadığı toprakları, dağı, taşı, ormanı, suyu, bayırı, vuruşmaları, yarışmaları, çadır kurma, ev düzme, ava gitme, düğünleri, toyları vb. olayların anlatıldığı sayısız karakterlerin rol aldığı sahneleriyle upuzun bir tarih hikâyesi gözümüzde canlanacaktır.

Türk kültür tarihinin bu benzersiz eserinin bulunuşunun 200. yılında gelecek nesillerimize kalacak bu değerli mirası çocuk ve gençlerimize mutlaka okutmalıyız.

Türk edebiyatında gençlere temel değerleri kazandıran, gençlerin duygularını besleyen, iç dünyalarını zenginleştiren pek çok edebiyat eseri vardır. Türk edebiyatı tarihinde modern hikâyenin kurucularından Ömer Seyfettin’in eserleri konu, olay örgüsü, zaman, mekân, dil, üslûp, bakımından büyük bir zenginlik ve çeşitlilik gösterir. Hikâyelerinde arkadaşlık, kahramanlık, çalışkanlık, dürüstlük, fedakârlık, milliyetçilik gibi temel değerler anlatılır.

Eğitim kurumlarında sosyal bilimlerin dil, tarih, coğrafya vb. konuları ile fen bilimlerinin fizik, kimya, matematik, biyoloji vb. konuları, sanatın ve edebiyatın insanları etkileme gücünden yararlanılarak işlenebilir. Sosyal bilimler ve fen bilimleri, öğrencilere insan, toplum ve çevre konularında bilgi verirken, öğrencilere temel ve objektif bilgiler verirler.

Öğrencilerin, aile, din, ahlak, felsefe konularında eğitilmeleri, iç dünyalarına ve duygularına hitap edilmesi eğitim önemli hedeflerindendir. Modern yaşamın getirdiği günlük yaşam koşulları kişisel çıkarları öncelemekte ve maddeci düşünceler, aile, din ve ahlak kuralarının gençleri üzerindeki etkilerini yok etmektedir. Gençlerin iç dünyasını besleyen, manevi değerleri canlı tutan sanat eserleri ve edebiyat eserleri, modern zamanların kötü alışkanlıklara iten koşullarından onları uzaklaştıracaktır. Sevgi, arkadaşlık, çalışkanlık, fedakârlık, dürüstlük, diline, tarihine, milletine bağlılık gibi değerlerin yaşamında en üst sırada yer almasını sağlayacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları