Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Türkçeyi sevmek

Dil, toplumların kültürel örüntüsünü kuran, oluşturan aynı zamanda değiştirebilen bir güç, önemli bir değişkendir. Kültürel bir değişken olduğu kadar ulusal duyguyu yaratan en önemli etkenlerden biridir. Dilde karşılığı olmayan ya da dilde belirlenmeyen hiçbir şey düşünülemez. Dilin toprağında üretilmemiş ya da oluşmamış hiçbir kültür gösterilemez; çünkü kültürel örüntüyü kuran, biçimlendiren ögeler ya doğrudan ya da dolaylı, dille ilişkilidir. Osmanlı kültür değer düzeni yerine Cumhuriyetin getirdiği değerler dizgesiyle örülmüş kültürel bir örüntü yaratma eyleminde temel etkenlerden biri olmuştur dilimiz Türkçe.

Dilin dünyaya bakış açımızı, dünya görüşümüzü etkilediği herkesçe benimsenen bir yaklaşımdır. Her dilin kendine özgü kültürel kavram ağını geliştirmesi, o dili konuşan ulusun dünyaya bakış açısını da etkilemektedir. Örneğin İngiliz ya da Fransız kültüründeki kavramlar, deyimler, atasözleri ve sıralı sözlerle Türkçedekiler tamamen farklıdır. Her toplum kendi kültürünün değerlerini ve kavramlarını yaşattığından, diller arasında ayrımlar da kaçınılmazdır. Günümüz toplumlarında dilde değişme, dünya görüşümüzde de değişimi meydana getiriyor. Son yıllarda iletişim ve bilgisayar teknolojileri ile eğitim ve bilimdeki gelişmeler, yeni teknolojilerin ve kültürel değişimlerin dilimizi nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.

'Kendine iyi bakmak'tan, 'Süper bir olay'dan, 'Start almak'tan, 'Motive olmak'tan, 'Kıl olmak'tan, 'Mal gibi yatmak'tan, 'Avantajlı olmak'tan, 'Proje yapmak'tan ve 'Bi soru almak'tan söz eden toplumumuzda dildeki yozlaşmanın binlerce örnekleri sayılabilir. Televizyon adlarından tutun da gazete ve dergilerdeki akıl almaz dil yanlışlarına, bilgisayar ve cep telefonu iletilerinin yazım biçimi ile konuşan gençlere kadar uzanan özellikle yabancı kökenli sözcüklerin çokça boy gösterdiği günlük konuşma dilinden ise söz etmeye dilimiz varmıyor. Bir dilde elbette ki yabancı sözcükler bulunabilir. Ancak bunların sayısı arttığında asıl dilde bir gerileme başlar ve bu durum dilin ölümüne yol açmasa da yıllar içinde gerilemesine neden olur. Kitle iletişiminde, gündelik konuşma dilinde, eğitim ve bilim dilinde yabancılaşmanın önüne geçilmelidir. Göz ardı edemeyeceğimiz bu durum Türkçe konusunda yapacaklarımızın ne denli çok olduğunu açıkça gösteriyor.

Güzel Türkçemiz Osmanlıcada, İngilizce ya da öteki Batı dillerinde değil Anadolu kültüründe, gelenek ve göreneklerimizde yaşatılmaktadır. Türkçemizin Anadolu ağızlarında yaşatılan isim, sıfat, zarf, fiil, kalıp söz, deyim ve atasözleri aynı zamanda yöresel gelenek, görenek, giyim kuşam, yeme içme kültürü, üretim biçimi yani kısaca günlük yaşam kültürünün bir parçasıdır. Geleneksel yaşam biçiminin yavaş yavaş yok olduğu günümüzde yeni yaşam ve giyim biçimleri yerleşmeye başlasa da Anadolu insanının dilindeki sözcük, deyim ve atasözleri, öz kültürümüzün bir parçası olan değerler varlığını korumaktadır. Türkçemizin bu varsıllığını gözler önüne sermek için Türk Dil Kurumu yayını Türkiye'de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü'nden aldığımız sözcüklere, gelecek nesillere bırakabileceğimiz bu aydınlığa bir bakalım:

aba atmak: Kendisini kurtarmak için suçu başkasına yüklemek.

abalamak, abanmak: Çocuk emeklemek, emekleyerek yürümeye başlamak.

abamak: Çirkin bir kızı veya kötü bir malı kandırma yoluyla yamamak.

acar: Yeni, taze.

afun tufun: Alelacele, çarçabuk, yalan yanlış.

ağı çalmak: Zehirleşmek, acılaşmak.

akça: Beyazca, beyaza yakın.

akça pakça: Beyaz, temiz, güzel.

alam taram olmak: Darmadağınık, karmakarışık olmak, perişan olmak, dağılmak, ayrılmak.

arkalaşmak: Yardımlaşmak, desteklenmek.

eylek: Yolcuların geceyi geçirdikleri yer, han, konak.

bacılık: Kardeşin yerini tutan yakın arkadaş, kardeşlik.

bağırdanlık: Kadınların giyim eşyası.

bağlam: Deste, demet, tutam.

bakacak: Bir tepede çevresinin en iyi görülebildiği yer, gözetleme yeri.

baldır baldır: Parıl parıl.

balkımak: Kesik kesik ağrımak, sancımak.

başgöz etmek: Bir işi herhangi bir tehlikeden sakınarak alelacele yapıp bitirmek.

başıbozuk: Dul kadın veya erkek.

gözgü: Ayna.

ecir: Aşırı güçlük ve sıkıntı.

eglek: Durak yeri.

eğeleşmek: Büyümek.

elenek olmak: Ayak bağı olmak.

elgüç: Başkaları.

eli ağzına değmek: Para kazanacak hale gelmek.

eli böğründe: Kimsesiz, yalnız kalan, boynu bükük insan.

gızdırma: Hastanın ateşi bulunmak, hasta ateşler içinde yanmak.

gürpedek: Kuvvetle yere basan veya ayak vuran.

güvenç: Güvenilen şey.

kenayi: İnadına, zıddına rağmen, aksini yapmak.

malamat: Kirli, pis, murdar, berbat.

safralık: Kahvaltılık yiyecek.

sağalmak: Hastalık veya yara iyi olmak.

satı bazar: Satıcının alış verişi.

saya: Takma ad, lakap.

sayımsamak, saylamak: Önemsemek, saymak.

sayışma: Ödeşme, değiştirme.

sayır bayır: Saçma sapan, anlamsız.

seki: Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, sedir, kerevet.

semelemek: Sersemlemek

seyirtmek: Koşmak.

şire: Üzüm suyu kaynatılarak yapılan basdık, muska dilme, tarhana, pekmez, reçel.

şirin: Bol miktarda şekerli olan.

sökenmek: Yaslanmak, dayanmak.

söğrülmek: Patlıcan, domates ateş üzerinde veya fırında pişirilmek.

suluk: Çeşme, depo, sarnıç.

sürüm: Tarlanın sürülmesi.

süreğen: Devamlı.

para pencik olmak: Param parça olmak.

par par: Parıl parıl.

pişmancalık: Pişmanlık.

pürçek: Kadınların saçlarındaki saç büklümü, zülüf.

ocaklık: Mutfak.

oturak: Çalgılı, eğlenti.

tozuntu: Toz halinde savrulmak ve tozu savrulmak.

ucun ucun: Az az, yavaş, yavaş, peyderpey.

ulmak: Meyve, sebze gibi şeyler çürümek, kopmak.

uylaşmak: Uyuşmak, uzlaşmak.

yavaşımak: Yavaşlamak, hafiflemek, hızını kaybetmek.

yeğinlik: Taşkınlık, ileri gitme, şiddet, aşırılık.

yumak: Yıkamak

taşkın: Azmış, gözü dönmüş.

tekerlenmek: Yürürken ayağı takılıp dengesi bozulmak.

torlamak, derlemek: Derleyip toparlamak, düzenlemek.

varyemez: Cimri.

Dilimize, güzel Anadolu Türkçemize sahip çıkmamız, kültürel değişimlerin dilimizi de değiştirmesine, yozlaştırmasına izin vermememiz gerekiyor. Anadolu ağızlarındaki yüzlerce sözcük ve deyişin, anlaşılır ve duru Türkçeye sahip yüzlerce sözcük ve deyişin, anlaşılırlığı, öz kültürümüze yakınlığı, toplumun ortak hafızasını yansıtan aydınlığı bizi bu çıkmazdan kurtaracaktır elbet. Türkçemizin son dönemde içine götürüldüğü bu çıkmaz, duyarlılığa sahip olan her bireyin Türkçe konusunda yapacaklarının ne denli çok olduğunu gösteriyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları