Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Medeni Kanun 96 Yaşında

Türk Medeni Kanunu'nun 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilmesinin 96. yılını kutluyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının oluşturduğu TBMM'nin yaptığı köklü değişiklikler arasında hiç kuşkusuz en önemli değişiklik Medeni Kanun'un kabulü.

                        "Türk kadınını kurtaran devrim" Medeni Kanun'un kabulü ile sosyal alanda eşitlik anlayışının temeli atıldı. Batılı ülkelerin medeni kanunları incelendikten sonra, Türk Medeni Kanunu tasarısını hazırlamak için hukukçu milletvekillerinden, öğretim üyeleri, yargıç ve avukatlardan oluşan 26 kişilik komisyon kuruldu. İsviçre Medeni Kanununun, mevcut kanunların en çağdaşı olması, kadın-erkek eşitliğine dayanması nedeni ile komisyon İsviçre Medeni Kanunu'nu Türkçeye çevirdi. Medeni Kanun 17 Şubat 1926′da TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe girdi.

                          Medeni kanunun kabul edilmesiyle, aile yapısında önemli değişiklikler meydana geldi. Kadınlar için bir milat olmuştu. Bu Kanun ile mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın ve erkek eşit hale getirildi, evliliklerde resmî nikah yapma zorunluluğu getirildi, tek eşle evlilik esası benimsendi. Türk Medeni Kanunu, hukuk düzenine geçişin belgesi ve bir hukuk ve uygarlık anıtıdır.

                         Aile içi şiddetin adeta tırmanışa geçtiği, toplumsal cinsiyet temelli bakış açısının kadını arka plana ittiği bu dönemde, kadının "birey" olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Medeni Kanunun kabulü, eşitlik ve özgürlük yolunda atılan en önemli adımdır. 1 Ocak 2002 kabul tarihli 4721 Sayılı yeni Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kaldırılan 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi, yeni Medeni kanuna ışık tutmuştur. 2002 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu ile kadın erkek eşitliği konusunda büyük bir ilerleme kaydedildi. İlk Medeni Kanun, kadınların yaşamına âdeta bir devrimdi.

-              Ailede kadın-erkek eşitliği sağlandı.

-              Evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirildi.

-              Tek eşle evlilik esası getirildi.

-              Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı.

-              Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi.

-              Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı.

           

         Kanun ile kadınlar eğitim görüp, çalışma hayatının her alanında kendilerine yer buldular. Sosyal hayatın değişmeyen dinsel kuralları yerine insan aklının eseri olan ile dünyevi kurallarla düzenlenmesi ile laik devlet yolunda güçlü bir adım atıldı. Bu kanunla, borçlar ve ticaret kanunları, oturma yeri, soyadı, mali sorumluluklar konularında çağdaş düzenlemeler yapıldı. En önemli düzenlemelerden bir de 1934'te kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmeleriydi.

         1926 tarihli Kanun, bu haliyle çağın ihtiyaç ve taleplerinin çok gerisinde kalması nedeniyle değiştirildi. 1 Ocak 2002 tarihinde tümüyle yenilenmiş Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlüğü son buldu.

          1 Ocak 2002 tarihinde 1926 tarihli Medeni Kanun'un, gerek şekil gerek içerik bakımından pek çok hükmünde değişiklik yapıldı. Yeni Kanunla getirilen değişiklikler yalnız mal rejimi ile sınırlı değildi. Yeni Türk Medeni Kanunu ile aile hukukunda pek çok önemli değişiklikler getirildi. Bu değişiklikler genel bir değerlendirilmeye tabi tutulduğunda özellikle kadının durumunun iyileştirilmesinin amaçlandığı görülüyor. Yeni Kanun hazırlanırken evde çocuklarına bakan veya eşinin yanında veya işyerinde çalışan kadınlar için, bazı ek korama önlemleri getirmek mümkündü.

            Gerçek demokrasinin temel kriteri olan kadın erkek eşitliğinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşama geçirilmesi gerekirken, kadın sorunlarının görmezden gelinmemesi, kadın sorunların çözümü için kurulmuş olan kurumların çalışmalarının dikkate alınması büyük önem taşıyor. Kadın cinayetlerinin, cinsel istismar ve tacizlerin önüne geçmek sadece kadın sivil toplum kuruluşlarının çabaları ile değil topyekûn devlet ve toplum işbirliği ile önlenmelidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları