Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Laiklik İlkesinin Anayasada Yer Almasının  85. Yıl Dönümü

Laik sözü, "din işlerinin devlet işlerine karıştırılmaması, devlet işlerinin dinden ayrı tutulması, devletin her dine eşit mesafede yaklaşması" biçiminde tanımlanmaktadır. 
Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 yıl önce cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, inkılapçı olduğu kabul edilerek laiklik ilkesi, 5 Şubat 1937 tarihinde anayasadaki yerini aldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliği olarak laiklik, anayasanın değiştirilmez hükümleri arasındaydı.
TBMM  tarafından kabul edilen ilk anayasa 20 Ocak 1921'de yürürlüğe girdi. 1921 Anayasası, değişen ve gelişen ihtiyaçları karşılamaya yetmeyince, anayasanın esas prensiplerine sadık kalmak şartıyla, 20 Nisan 1924 tarihinde, 491 sayılı kanunla ikinci bir anayasa kabul edildi. Bu anayasada "Devletin dini, İslam dinidir" maddesi 10 Nisan 1928'deki değişiklikle kaldırıldı ve laiklik ilkesi 1937'de anayasaya girdi.
Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda belirttiği gibi en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, millî bir harç olarak "millet olma hedefi" ve "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma"  hedefine yönelmiştir. Türk İnkılabı, diline, tarihine, kültürüne kısaca millî kimliğine, kendi benliğine sahip Türk milletine "ümmet" anlayışı yerine "millet" anlayışı kazandırmayı ve "çağdaş uygarlık" düzeyinin üstüne çıkarmak ülküsüydü.
"Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin ülküsü, bütün cihanda tam anlamı ile medeni bir sosyal toplum olmaktır" diyen Atatürk'e göre, kendi benliğine sahip, medeniyete bigâne olmayan, çağdaş değerlere sahip bir millet olmak, çağı yakalamak hatta çağın önüne geçmek "hayat davası"dır. 
Atatürk'ün "çağdaş millet olma" hedefine yönelik inkılaplarından biri olan laiklik, her iki amaca ulaşmanın temel ilkesiydi. Çünkü Türk İnkılabı; devlet yapısını, hukuk sistemini, eğitimi, kültür hayatını, donmuş birtakım kalıplardan kurtarıp aklın ve çağdaş bilimin ışığında yüzyılımızın gereklerine uygun bir hâle getirmek mecburiyetinden doğmuştur. 
Laiklik, "imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir toplum kitlesi" anlayışına uygun olarak millî birlik ve beraberlik anlayışının sağlanmasında esas unsurdur. Laiklik, Atatürkçü düşünce sisteminin özünü oluşturan, akılcı ve bilimci yaklaşımın ayrılmaz bir parçası ve kaçınılmaz bir sonucudur. Çağdaş toplum, laik toplumdur. Laiklik olmadan ne akılcılıktan, ne aydınlanmadan ne de bilimden söz edilebilir.
Bilindiği gibi İslamiyet, Hristiyanlığın aksine, hem bir din hem de devlet düzeni olarak doğmuş ve sosyal hayatın büyük bir bölümünü düzenlemiştir. İslamiyette din ve devletin birbirinden ayrılamayacağı iddia edilmiş, devlet ve hukuk düzenini din kurallarından ayırma çabaları daima tepkilere yol açmıştır. Dinin kişilerin vicdanı ile ilgili olduğu, kişinin inanç ve ibadetinin kendisine özgü olduğu kabul edildiğinde dünya işlerinin dinî kurallara göre düzenlenemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır. Toplumların gelişen ve değişen ihtiyaçlarının akılcı kurallara, bilimin kurallarına göre düzenlenmesi gereği çağdaş dünyanın vazgeçilmez unsurudur.  Bu açıdan bakıldığında;
Laik devlette, kişiler din ve vicdan hürriyetine, ibadet hürriyetine sahiptirler. Laik devlet, fertlerin bu hürriyetini sağlar ve korur.  
Laik devlette, kimse ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. 
Laiklik, bu özellikleriyle toplumun bütün fertleri için din, mezhep, ibadet, vicdan, düşünce ve fikir hürriyeti ve bunların yasal güvence altına alınması demektir.
Atatürk'ün "Vicdan hürriyeti mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabiî haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır. Her fert, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendisine mahsus siyasi bir fikre malik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz" sözleri; din, vicdan, ibadet, mezhep, düşünce ve fikir hürriyetlerinin teminatının doğrudan doğruya laik devlet olduğunu açık bir biçimde ifade etmektedir.
  Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni insan haklarına dayalı, millî, demokratik ve laik sosyal bir hukuk devleti esasları üzerine inşa etmiştir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları