Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Kadın cinayetleri

Şiddet toplumun her köşesinde kol geziyor. Bir insanın yakın çevresine ve topluma karşı davranışlarında görülen korku, nefret, hırs, kıskançlık, öç alma duygusu vb. tür negatif duygular şiddete doğru sürüklenmesini sağlayabiliyor. Yoksulluk cehaleti, cehalet korkuyu, korku nefreti, nefret şiddeti doğuruyor.

- Şiddet, çıkış yolu bulamayan insanın tek başvuracağı yöntemdir.

- Şiddet, zalimin mazluma dayatmasıdır.

- Şiddet, nefret eden insanın öç almasıdır.

- Şiddet, kıskanan insanın tavrıdır.

- Şiddet, din, mezhep, ırk, statü, renk ve parayı çıkarları için kullanmak adına dünyayı birbirlerine dar etmektir.

    Hannah Arendt, Şiddet Üzerine adlı kitabında, şiddet ile “söz”ün imkânsız birlikteliğinden söz ediyor ve savaş ile devrimi şiddet olgusu üzerinden kıyaslıyor. Bir “devrim aracı”, değişim aracı, politika aracı ve doğrudan iktidar aracı olarak ‘şiddet’in anlamını sorguluyor ve şöyle tanımlıyor: “Şiddetle değişen bir dünya, ancak daha çok şiddetin var olduğu bir dünya olur.”

               COVİD-19 salgını ile binlerce hasta ve ölüm vakaları ile sarsıldığımız 2020 yılının son günlerini ne yazık ki vahşice ve barbarca işlenen kadın cinayetleri ile kapattık.

 

- İstanbul’da akademisyen Aylin Sözer, boğazı kesilerek öldürüldü.

- Malatya’da Selda Taş, kocası tarafından başından kurşunlanarak öldürüldü.

- Gaziantep’te Vesile Dönmez, oğlu tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü.

- İzmir’de Betül Tuğluk oğlu tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

2008’de 80, 2009’da 109, 2010’da 180, 2011’de 121, 2012’de 210, 2013’te 237, 2014’te 294, 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409, 2018’de 440 kadın, 2019’da 474, 2020’de 266 kadın katledildi.

Ülkemizde kadın cinayetlerinin yüzde 35’i kadınlar boşanmak istediği, barışmayı ya da birliktelik teklifini reddettiği bahanesiyle gerçekleşiyor. Kadınların yüzde 45’ini eşleri, yüzde 20’sini eski eşleri öldürdü. Cinayetlerin yüzde 60’ı ateşli silahlarla işlendi.

                             Kadına Şiddet, Ülkeler Sıralaması ve Türkiye

OECD’nin 2019 yılında yaptığı “Tek Bakışta Toplum” araştırmasında, yaşamlarında en az bir kez eşinden bedensel veya duygusal şiddet gören kadın oranına göre ülkelerin sıralanması belirlendi. Türkiye yüzde 38 ile ilk, Şili ise yüzde 7 ile son sırada. Yüzdeleri vermeden sıralama şöyle: Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda, Letonya, Danimarka, Finlandiya, İngiltere, İsveç, Norveç, Fransa, Hollanda, Belçika, Litvanya, Slovakya, İzlanda, Lüksemburg, Almanya, Macaristan, Estonya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Avustralya, Güney Kore, Japonya,  İrlanda, Çek Cumhuriyeti, Meksika, Avusturya, İspanya, Slovenya, Polonya,  İsviçre, Şili.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2019 yılı Eylül ayında yayınladığı raporda kadın cinayetlerine ilişkin olarak, yüzdelerle yanıt verdi.

Kadınları kim öldürdü” sorusunun yanıtı yüzde üzerinden şöyle: Saptanamayan 33, evli olduğu erkek 27, tanıdık biri, akraba 11, birlikte olduğu erkek 10, oğul 5, ağabey 4, boşandığı erkek 4, evli olduğu erkek ve ailesi 2, evli olduğu erkek ve kardeşi 2, tanımadığı biri 2.

“Kadınlar nasıl öldürüldü” sorusunun cevabı yüzde üzerinden şöyle: Saptanamayan 33, kesici alet 33, ateşli silah 23, boğularak 3, boğularak ve kesici alet 2, düşerek 2, kimyasal madde 2 ve yanarak 2.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2020 yılı kadın cinayetleri raporunu geçtiğimiz günlerde yayımladı. Bu rapora göre 300 kadından 182’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemedi. 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların 22’si ekonomik, 96’sı boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

2020’de kadınların 97’si evli olduğu erkek, 54’ü birlikte olduğu erkek, 38’i tanıdık birisi, 21’i eskiden evli olduğu erkek, 18’i oğlu, 17’si babası, 16’sı akraba, 8’i eski erkek arkadaşı, 5’i kardeşi, 3’ü tanımadığı birisi tarafından öldürüldü.

Yeni Politikalar Gerekli

Toplumuzda genellikle şiddet mağduru kadın, tüm yaşananlara rağmen ayakta kalmak için inkâr ve bastırma gibi savunma mekanizmalarına başvuruyor. Oysa bastırılan travmalar, yıllarca sürebilecek ruhsal sıkıntılara yol açıyor. Unutulmamalı ki bastırılan duygular daha şiddetli şekliyle geri dönebilir.

Kadına yönelik şiddetin önüne geçilebilmesi için psikoloji, eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, sosyoloji, hukuk, güvenlik, siyaset, sivil toplum kuruluşları ve medya alanlarını kapsayan geniş ve bütüncül bir bakış açısının hâkim olduğu bir politikaya ihtiyaç duyulmaktadır.

 Eğitim düzeyinin yükseltilmesi hedeflenmelidir. Kadının eğitim düzeyindeki yükselmesi ile “kendine güvenen kadın kimliği” söz konusu olabilecektir. Kendine güvenen kadın, aile içi şiddet ve sorunlarla daha etkin baş etme yöntemlerini bulabilecek, stresle baş etme becerilerini geliştirecektir. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi’ni Türkiye 14 Mart 2012 tarihinde onayladı. Sözleşme’nin uygulanması ile kadına yönelik şiddet ortadan kalkacak ve bu konuda önemli mesafeler alınacaktır.

Ülkemiz genelinde kadının Türk toplumunun geleneksel kodlarına uygun olarak yeniden güçlenmesi, şiddete, kadın cinayetlerine, tecavüze, cinsel istismara maruz kalmayan bireyler olabilmesi kadının kalkınma ve planlamada özgür vatandaş, eğitimli birey ve siyasette eşit söz hakkına sahip olması ile mümkündür. Tüm Anadolu kadınlarına eğitim imkânları sağlamak, gelir getirici istihdam projelerini hayata geçirmek, kadınları yaşamları hakkında söz hakkına ve karar alıcı mekanizmalara katılma hakkına sahip olmalarını temin etmek, siyasette eşit temsil hakkı tanımak önceliklerimiz olmalıdır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları