Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Elektronik (Dijital) Yayıncılık     

Elektronik ortamda bilgisayar ve cep telefonu ortamında yayımlanan edebiyat ve sanat eserleri, haberlere ve bilimsel yazılara elektronik (dijital) yayıncılık diyoruz. Elektronik edebiyat, elektronik gazetecilik, elektronik dergicilik vb. çevrim içi yayıncılık, basılı eserleri geride bırakarak hızla yol alıyor. 

Yazılı edebiyattan önce sözlü edebiyat vardı. Sözlü edebiyatı üretenler, şairler, masal ve efsane anlatıcıları sadece dinleyicilere ulaştırabiliyordu. Sözlü edebiyat ya kulaktan kulağa yayılıyor ya da saraylarda, agoralara, insanların toplu olarak bulunduğu yerlerde dinleniyordu. Eskiden mektup tıpkı şiir, hikâye, roman gibi edebiyatın bir türüydü. Elektronik (Dijital) edebiyatın yaygınlaşması ile belki yıllarca sonra siber metinler ve e-posta iletileri zamanla edebî bir tür olabilir.

Elektronik (Dijital) edebiyattan, dergi ve gazetelerden söz etmeden önce yazının en önemli malzemesi kâğıttan söz etmeliyiz. Gutenberg'in 1440'ta matbaayı icadından ve ilk kitabın 1450 yılında basılmasından çok daha önce M.Ö. 2. yüzyılda Çin'de Han Hanedanlığı'nın mahkemelerinde görevli Cai Lun, ağaç kabukları, bez parçaları ve lifli malzemelerle ilk odun hamuru yani selüloz kâğıt icat etti. Çinliler kâğıt yapımında kullandıkları formülü uzun süre sakladılar. Çinli kâğıt üreticilerinin 751'de Talas Savaşı'nda kaçırılmaları ile bu bilgiler Arapların elinde geçti. Endülüs Emevilerinin İspanya'yı işgal etmesi ile bu bilgi Avrupa'ya geçti ve13. yüzyılda tüm Avrupa'ya yayıldı.

Bilgisayar icat edilmeden önce yüzlerce yıl önce saat zamanın merkeziydi. İnsanlar güneşin doğması ve batmasına göre tavuklarla yatıp, horozlarla uyanıyor, doğanın hareketleriyle yaşıyorlardı. Doğaya göre eylemleri yönlendiren insan, saatin icadıyla yaşamını saatlere göre ayarlamaya, onunla uyanmaya onunla yatmaya başladılar. Saati en çok kullananlar din adamlarıydı büyük katedrallere, kiliselere ve şehir meydanlarına saat kuleleri yapıldı. Artık insanlar için saat ve zaman kavramı merkezi bir nitelik kazanmıştı ve her insan yaşamını; yaşamın merkezdeki, yaşadığı şehrin merkezindeki saate göre düzenliyordu.

Matbaanın icadı, basılı eserlerin hızla yayılması edebiyat, bilim ve sanatın gelişmesine büyük katkı sağladı. Cervantes, James Joyce, Nietzsche, Aleksandre Dumas, Grigory Petrov, Kafka, Dante, Tolstoy, Dostoyevski'nin ilk yazdığı edebî eserleri, sansür ve engellemeler nedeniyle uzun süre okuyucudan uzak kalmıştı. Dünya edebiyatında çığır açan bu yazarların edebî metinleri onların yakınındaki kişilerin çabaları ile yayınlandı ve dünya edebiyat tarihine geçti.

Dijital çağ dediğimiz bilgisayar çağında yazar, şair, bilim adamı ve gazeteci yazdıklarını okuyucuya anında ulaştırabildiği gibi yazdıklarına yönelik tepki ve eleştirileri dijital mecralarda hemen görebiliyor. Yani eskiden sadece yazar imza günlerinde okuyucu ile buluşuyor, okurunun eleştiri ve övgülerini ancak bu buluşmada duyabiliyordu. Oysa siber metinler, okuyucuya ulaştığı dakikada okur çevrim içi zeminde anında okuduğu edebî metin veya habere yorum yapabiliyor, beğeni ve eleştirilerini anında iletebiliyor. İnteraktif denilen bu yöntem ile yazar, şair, gazeteci yani dijital metin üreticileri bu olumlu ve olumsuz geri dönüşlere hemen cevap veriyor. Okur, siber ortamda interaktif yayın yoluyla bir edebî eser veya bir araştırma yazısı hakkında fikirlerini anında yazara iletebiliyor. O yazının eksik, yanlış ve düzeltilmesi gereken bölümlerini yazara bildiriyor. Metin bütünlüğü, sıkıcı bölüm, dizgi, yazım ve imlâ hatalarını yazara anında iletiyor. Böylece yazar, edebiyatçı, gazeteci okuyucunun yönlendirmesi ile karşı karşıya kaldığı için yazdığı metne yeniden şekil verebiliyor veya bir sonraki metnini farklı özelliklerde yazabiliyor. Dijital alanda okuyucu aynı zamanda yazar, yazar ise aynı zamanda okuyucu olabiliyor. Böylece okuyucu ve yazar bir metnin aynı anda üretilmesine, bir metnin aynı anda dönüştürülmesine imkân bulabiliyor. Yazar, yazdığı metni hemen düzeltme imkânı bulduğu için yanlış ve eksik yazdıklarını anında düzeltebiliyor, okuyucunun eleştirileri ve önerileri ile yeni katkılar, yeni eklemeler yapabiliyor. Okuyucunun okuma isteğini artıran karşılıklı etkileşimde, yazar okurunun eserinin hangi bölümünde sıkıldığını, hangi bölümünde heyecanlandığını anında öğrenip eserini yeniden geliştiriyor, yeniden yazıyor. Yani okur aynı zamanda yazar, yazar aynı zamanda okuyucu oluyor.

Elektronik yayıncılık, elektronik edebiyat, elektronik gazetecilik günümüzde zamandan ve mekândan bağımsız olarak devam ediyor. Artık edebiyatçı, gazeteci ve bilim adamı eserini üretmek ve okuyucuya ulaştırmak konusunda zamana ve mekâna bağlı değil. Siber ortamda düşüncelerini ileten okur, kendisinin bir yaşayan varlık, bir özne olduğunu hissedebiliyor, yazın ve edebiyat dünyasına en önemlisi dijital dünyaya katkısı olan bir birey olduğunu hissediyor. Okura daha çok değer veren çevrim içi alanlar, edebiyatın, yayıncılığın her geçen gün daha da zenginleşmesine, yenilenmesine ve gelişmesine katkı sağlıyor.

Dijital alandaki edebiyat yazıları, haber yazıları ve bilimsel yazılar; günümüz insanına etkileşim içinde bulunduğu, fikirlerini ifade edebildiği, katılımcı olabildiği yeni alanlar yaratıyor. Edebiyat eserleri, şiirler, haber ve bilimsel yazlar ile her türlü metin dijital ağlarda; âdeta canlı organizma gibi yaşıyor, yazarına o yazı hakkında olumlu veya olumsuz tepkileri ulaştırıyor. 

Çevrim içi alan zamandan ve mekândan bağımsız olarak hızla yeni yazarlar yeni okurlar yaratıyor.

Hiç kimde bir olaydan, bir sanat ve edebiyat eserinden ve bir haberden habersiz kalamıyor.

Hiç kimse dijital yayıncılıktan uzak kalamıyor…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları