Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Dede Korkut Hikâyelerinde Doğa ve İnsan

Dede Korkut, Türk destan edebiyatının ve XV. yüzyıl Eski Anadolu Türkçesinin en büyük eserlerinden biridir. Bu büyük eseri Oğuz destanının parçalarından ve birbirinden bağımsız 12 hikâyeden meydana gelmiştir. Boy adı verilen bu hikâyeler, olaylar bakımından başlıca iki döneme aittir. Bunlardan birincisi, Oğuzların Yakın Doğu'ya gelmeden önceki yaşamları; zaman olarak M.S. IX-X. yüzyıllardır. Coğrafya olarak da Isıg Göl'ün batısı ile Sırderya Irmağı'nın kuzeyindeki steplerdir, ikinci dönem ise Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu ile Azerbaycan bölgesini içine alan olaylarla ilgili hatıralardır. Akkoyunlu Devleti'nin o bölgelerde egemen olduğu dönemde yazılmış olan Dede Korkut hikâyelerinde her iki dönemin tarihî olayları ve ortak kültür değerlerine destanî bir anlatımla yer verilmiştir.

Dede Korkut hikâyeleri, destan tipi eserlerde görülen çok canlı, akıcı ve etkileyici bir dil ve üslup özelliğine sahiptir.

Oğuzların göçebe yaşam sürdürdükleri için kışın ovaya inmişler, yazın yaylaya göçerek çadır hayatı yaşamışlar. Eserde atlı göçebe uyarlığının zengin bütün özellikleri karşımıza çıkar.

Hikâyelerdeki Oğuz insanı iki temel nedenle doğayla bütünleşmiştir.  Birinci neden göçebe yaşayışını düzenleyen ana etkenin doğrudan doğruya doğanın kendisi olması, ikinci neden, eserde yer alan, Türklerin Gök Tanrı dönemine ait inanış ve kalıntılarıdır.Oğuzlar X. yüzyılda İslam dinine girmişlerdir. Dede Korkut'ta sık sık İslamiyetle ilgili söyleyişler yer alır. Ancak Türklerin İslamiyetten önce Gök Tanrı inanışına bağlı olmaları ve bu inanışta doğanın çok önemli bir yer tutması dolayısıyla, Oğuz boyunun hikâyelere ağaç, dağ, su, göl gibi çok çeşitli doğa öğeleri önemli bir yer tutmaktadır.

Doğa, Oğuzların yaşam biçimini ve sosyal yapısını hem acımasız yönü ile hem de insan ruhuna ferahlık veren yönü ile etkilemiştir. Dede Korkut hikâyelerinde Oğuzların yaşam biçimi doğaya bağlı olduğundan yaşayışlarını düzenleyen temel etken doğanın kendisidir. Göçebe kültüründe, doğa ve çevre şartlarının getirdiği güçlükler karşısında, hayatta kalabilmek için o güçlükleri yenmek zorunluluğu vardır. Hikâyelerin hemen hepsinde doğa olaylarındaki güçlükleri yenmiş kahraman tipleri ile karşılaşılır. Nitekim eserin 1. hikâyesini oluşturan Dirse Han Oğlu Bugaç Han hikâyesinde, daha kendisine bir ad konmamış olan Dirse Han'ın oğlu 15 yaşına geldiğinde, Bayındır Han'ın meydana saldığı güçlü bir boğa ile karşı karşıya kalır. Oğuz geleneğinde 15 yaşına girmiş olan bir gence, doğa karşısındaki başarısını ispatlayan bir kahramanlık yapmadan ad verilemeyeceği için, Oğuz beyleri bu başarı karşısında oğlanın etrafında toplanır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları