Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Çanakkale Zaferi'nin 107. Yıl Dönümü

Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın Rusya'ya savaş ilan ettiği 1 Ağustos 1914'ün ertesi günü, Almanya ile bir İttifak Antlaşması imzaladı. Bu antlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu, Almanya'nın ana gücü oluşturduğu İttifak Devletleri safında yer aldı.

İtilaf Devletleri tarafından Akdeniz'de sıkıştırılan Almanya'ya ait Goben ve Breslav adlı  gemilerin Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'a gelmesi ve bu gemilere Osmanlı bayrağı çekilerek Yavuz ve Midilli adının verilmesi savaşı başlatan olaylardan biriydi. Yavuz ve Midilli'nin 19 Ekim 1914'te Karadeniz'e açılarak Rusların Odessa, Sivastopol ve Navroski limanlarını bombalayıp İstanbul'a dönmelerinden 5 gün sonra 3 Kasım 1914'te İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı'na girmeye başladılar. Boğaz, 1. Dünya Savaşı'nın en önemli ve kanlı cephelerinden birine dönüştü. Dünyanın en güçlü, en gelişmiş silahlarıyla donatılmış savaş gemileri bir ay boyunca tabyaları top ateşine tuttu. Mayın gemileri boğazda yol açtı. Gelibolu sahillerine her gün binlerce mermi yağdı. Ancak karşılarında güçlü bir direnç vardı.

Nusret Mayın Gemisi sisli ve yağmurlu bir gecede Erenköy Koyu'na doğru yol alıyordu. Burası İtilaf Devletleri'ne ait gemilerin kullandığı ve top mevzilerinin dışında kalan bir yoldu. Elde kalan 26 mayın kıyıya paralel olarak 100 metre arayla buraya döşendi. Birleşik donanmanın ikmal için dönen Ocean, Bouvet ve Irrettable gemileri bu mayınlara çarparak patlamaya başladı. Üç gemi, inflexible, Golva ve Suffen de patlamalarda ağır yara aldı. Nusret Mayın Gemisi, boğaz muhaberesinin sonucunu değiştirdi. Fakat vazgeçmediler. Osmanlı Sahil Topçuları'nı ele geçirmek için kara harekâtı yapmaya karar verdiler. 5 ayrı noktadan Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapıldı. Sekiz ay şiddetli çatışmalar oldu. Kumkale, Beşika, Bolayır, Seddülbahir, Arıburnu, Conkbayırı, Kabatepe, Anafartalar'daki kanlı çatışmalarda kazanan hep Türk Ordusu'ydu. 19. Tümen Komutanı Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal, o tarihi, "Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelecek" sözünü işte burada söyledi. Çanakkale geçilemedi.

Çanakkale Savaşı ile İtilaf Devletleri İstanbul'u alarak, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'na egemen olmak, Rusya'ya güvenli bir yardım yolu açmak ve Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatmak istemişlerdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen ve Gelibolu Yarımadası'nda meydana gelen Çanakkale Savaşı, bin yıllık tarihimizin her anına damga vuran istiklal ve istikbalimiz konusundaki kararlılığımızın, iman gücünün, çok büyük fedakârlıklarla bir kez daha teyit edildiği yerdir. Azmin ve imanın teknolojiye galebe çaldığı tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, namusu bildiği vatanının ve milletinin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını vermeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Çanakkale, istiklal ve istikbalimiz konusundaki kararlılığımızın, iman gücümüzün, çok büyük fedakârlıklarla emperyal güçlere ispatlandığı yerdir. Tarihte eşine çok az rastlanan bu büyük destan, namusu bildiği vatanının ve milletinin bekası için gözlerini kırpmadan canlarını vermeyi göze alan yüzbinlerce kahramanın eseridir. Bunun için Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale'de savaşan kahramanları Bedir'in aslanlarıyla mukayese etmiş, mezar taşı olarak başlarına Kabe'yi layık görmüştür. Bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen kınalı kuzular, dünyayı kendilerine hayran bırakan mücadeleleriyle destan yazdılar. Anadolu'dan Ortadoğu'ya, Balkanlardan Kuzey Afrika'ya kadar kökeni, rengi ve meşrebi ne olursa olsun Mehmetçikler; Filistinli Ahmet, Musullu Selahaddin, Sudanlı Muhammed, Tunuslu Ali, Bosnalı Murat, Kırımlı Kemal ve elbette Anadolu'nun, Trakya'nın her şehrinden kahramanlar "Çanakkale Geçilmez" sözünü, daha doğrusu bu sözün gerisindeki inancı ve kararlılığı, tarihe kanlarıyla yazdılar. Türk Milleti en verimli çağındaki yetişmiş nesillerini Çanakkale'de feda etmiş, Kurtuluş Savaşı'nın ateşini Çanakkale'de yakmış ve bu şahlanma Cumhuriyet'imizin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

                - Çanakkale Boğazı'nda,

- Mustafa Kemal Atatürk'e inanan ve güvenen halkımızın ve ordumuzun emperyalist güçlerle savaştığı Kurtuluş Savaşı'nda,

                - Uluslararası antlaşmalarla, garantörlük hakkına sahip ülkemizin ulusal çıkarlarını gözetmek ve soydaşlarımızın canlarını korumak ve onları Rum mezaliminden kurtarmak amacıyla yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı'nda,

                - AB-D emperyalizminin organize ettiği dış güçlerce desteklenen ve yönlendirilen PKK ile yapılan mücadelede, canlarını seve seve veren, gözü pek ve kalbi ülke sevgisi ile kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anarken, bu savaşlarda yaralanarak bizlere ulus sevgisi için canlı örnek teşkil eden gazilerimizi de unutmayalım.

Emperyalist istila ve işgale karşı Çanakkale'de mücadele veren Osmanlı ordusu, Alman komutanların yönetiminde gereğinden fazla zayiat vermişti. Çünkü Alman komutanlar askerî strateji olarak Avrupa'daki İngiliz-Fransız askerlerinin, Almanların karşısından çekilip, Çanakkale'ye gönderilmelerini istiyorlardı. Mustafa Kemal'i, yapılacak çıkarma konusunda dinlemeyen ve küçümseyen Çanakkale Orduları Genel Komutanı Mareşal Liman Von Sanders yüzünden binlerce vatan evladını kaybettik.

Osmanlı İmparatorluğunun son 150 yılında, Gazi Mustafa Kemal'in müthiş öngörüsü ve becerisi ile kazanılmış tek zafer olan Çanakkale'de millet olmanın ne demek olduğunu tüm dünyaya gösteren kahramanlarımızın ruhları şad olsun.

                "18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi"nin 107. yıl dönümünde Çanakkale Zaferi'nde ve tüm savaşlarda kaybettiğimiz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha hatırlayalım. Dualarımız hep onlarla olsun, mekânları cennet olsun.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları