Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Atatürk'ün siyasi liderliğinin özellikleri             

Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 82. yılında, millî kurtuluş önderi, komutan, siyasi lider, askerlik, evrensellik özelliklerini bir kez daha hatırlatmak ve siyasi lider özelliklerini vurgulamak istedik.

Siyaset, devletleri ve daha genel olarak insan topluluklarını yönetme bilimi veya sanatı olarak tanımlanabilir. Siyasal liderlik, siyaset bilimi araştırmalarına konu olmakla beraber, siyasetin sanat yönünün çok daha ağır bastığı bir alan olarak bilinir. Siyasal liderin, siyasetin bilimsel verileri hakkında yeterli bilgi sahibi olması, siyasetçilerde aranan özellikler arasında. Siyasetin tanımı yapılırken "siyaset bilimi"nden çok "siyaset sanatı"ndan söz edilir. Siyasi liderlikten söz edilirken, liderin hitabet yeteneği ve siyaset bilgisinin yanı sıra sezgi, kavrayış yeteneği, uzağı görme gücü, hesaplılık, zamanlama, kararlılık, kitlelerle iletişim gibi özelliklerinin önemi vurgulanır.

Prof. Dr. Ergun Özbudun Atatürk'ün siyasal liderliğinin başlıca özelliklerini şöyle sıralamaktadır: 1. Tavizsizlik, uygulamada tedricîlik (Derece derece, yavaş yavaş). 2. Gerçekçilik. 3. Eyleme Yönelik Olma-Pragmatizm. 4. Halka Dayanma-Demokratik Ruh.

Atatürk'ün siyasi liderliğinin tamamen karizmatik unsurlara dayanmadığı, Atatürk'ün kendisinin de iktidarının kişisel karizmatik özelliklerine fazla güvenmediği bilinmektedir. Karizmasını kullanmak yerine, otoritesini mümkün olduğu ölçüde akılcı ve hukuki temellere dayandırmaya özen göstermiştir.

Atatürk'ün liderlik faaliyetlerinin hukuka dayandığını gösteren en önemli adımı İstanbul Hükûmeti ile ilişkilerinin kopmasını elden geldiğince geciktirmiş olması ve İstanbul Hükûmeti'nce askerî görevine son verildiği anda millî mücadele çalışmalarına Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti Erzurum Şubesinin yönetim kurulu başkanı olarak yeni bir hukuki temel bulmuş olmasıdır.

Atatürk'ün liderlik faaliyetlerine dayanak olan bu yeni hukuki temel, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde seçildiği "Heyet-i Temsiliye" başkanlığı ile devam etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışından sonra bu temel, Meclis Başkanlığı sıfatı ile daha da güçlenmiştir. Mustafa Kemal Paşa Millî Mücadelenin teşkilatlandırılması çalışmaları sırasında ilk olarak Ankara'da açılacak olan Millî Meclis için faaliyetlerde siyasi lider olduğunu göstermiştir.

Ankara'da Millet Meclisi'nin açılması için alınan ciddi tedbirlerin başında, Mustafa Kemal Paşa'nın ülkenin içerisinde bulunduğu duruma göre, meclisle ve seçimle ilgili bir tebligat hazırlayıp bunu tüm yurtta yayınlamasıdır. Mustafa Kemal Paşa bu konudaki kararlılığını ve tatbikini gösteren tebliği, 19 Mart 1920'de yani İstanbul'un işgalinden üç gün sonra yayınlamıştır. Bu tebliğ işin önemini ve nasıl yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu tebliğe göre;

1. Ankara'da salahiyet-i fevkaladeye malik bir Meclis umur-ı milleti tedvir ve

murakabe etmek üzere içtima edecektir.

2. Bu meclise aza olarak intihab olunacak zevat meb'usan hakkındaki şeraiti

kanuniyeye tabidir.

3. İntihabatta livalar esas ittihaz edilecektir.

4. Her livadan beş aza intihab olunacaktır.

5. Her liva kazalarından celbedeceği müntehib-i sanilerinden ve merkezi liva idare ve belediye meclisleriyle liva Müdafaa-i Hukuk Heyeti idarelerinin ve vilayetlerde merkezi vilayet heyeti merkeziyelerinden belediye meclisinden ve merkezi vilayet ile merkez kazası ve merkeze merbut kaza müntehib-i sanilerinden mürekkep bir meclis tarafından aynı günde ve aynı celsede icra edilecektir.

6. Bu meclis azalığına her fırka, zümre ve cemiyet tarafından namzet gösterebilmesi

caiz olduğu gibi her ferdin aday olmaya hakkı vardır.

7. İntihabata, her mahalin en büyük mülkiye memuru riyaset edecek ve selamet-i

intihaptan mesul olacaktır.

8. İntihap, rey-i hafi ve ekseriyeti mutlaka ile icra ve oyların tasnifi, Meclisin içlerinden intihap edeceği iki zat tarafından, fakat huzur-ı Mecliste ifa edilecektir.

9. İntihab neticesinde, bilumum azanın imza ve zat mühürlerini muhtevi üç nüsha mazbata tanzim olunacak. Bir nüshası mahalinde alıkonularak diğer iki nüshasının biri intihap olunan zata tevdi ve diğeri Meclise irsal olunacaktır.

10. Azaların alacakları tahsisat, bilahare Meclisçe takarrur ettirilecektir. Ancak azimet harcırahları intihap Meclislerinin masarif-i zaruriye hesabıyla takdir edeceği miktar üzerinden, mahalleri hükümetlerince temin olunacaktır.

11. İntihabat nihayet on beş gün zarfında ekseriyetle Ankara'da içtimaı edilmek üzere itmam olunarak, azalar tahrir ve netice azanın isimleriyle birlikte derhal iş'ar edilecektir.

Mustafa Kemal Paşa bu tebliği hazırlarken iki gün süreyle telgraf başında kalarak çeşitli bölgelerde bulunan kumandanlarla fikir alışverişi yapmış, onların da görüşlerini almıştır. Mustafa Kemal, tebligata dair yazmış olduğu ilk müsveddelerde, ''Meclis-i Müessisan'' (Kurucu Meclis) tabirini kullanmıştı. Bu kelimeyi kullanmasındaki maksat, mevcut yönetim şeklinin değiştirilmesini, Ankara'da açılacak olan yeni mecliste gerçekleştirmekti. Fakat bu yaklaşım, Paşalar arasında birtakım tartışmalara neden olmuştur.

''Ben ilk yazdığım müsveddede meclis-i müessisan tabirini kullanmıştım. Maksadım da toplanacak meclisin rejimi değiştirmek salahiyetiyle ilk anda mücehhez bulunmasını temin etmek idi. Fakat bu tabirin kullanılmasındaki maksadı lüzumu izah edemediğim gibi halkın ünsiyet etmediği bir tabirdir, diye Erzurum ve Sivas'tan ikaz edildim. Bunun üzerine salahiyeti fevkaladeye malik bir meclis tabirini kullanmakla iktifa ettim.''

Millî Kurtuluş Hareketimizin Önderi ve Cumhuriyet'imizin kurucusu Atatürk, Türk milleti için ulusal bir kahramandır. Türkiye Cumhuriyeti'ni "övünerek, çalışarak, güvenerek" yüceltmek ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırmakla 10 Kasım'lara gerçekçi bir anlam kazandırmış oluruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları