Türklerin ölüme sürgünü
Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, Yunan isyanının 1821 yılı Mart
ayında Osmanlı devletinin bazı görevlilerinin öldürülmesiyle
başladığını, Nisan ayında Mora'da Türklere yapılan saldırılarla devam
ettiğini belirtiyor.
Yunan isyanı yayıldıkça Müslüman katliamı artarken, köylere kadar
gidilip yüzlerce Türk, kadın, çocuk, erkek demeden katledildi.
Başpiskopos Germanos da "Hıristiyanlara huzur", "Türklere ölüm"
sloganlarını atarak Yunanlıları Türklere karşı isyana teşvik etti.
*
Tarihçi Justin McCarthy, Yunanlıların Türkleri yok etmek için nasıl vahşiyane
saldırdığına örnek olarak tarihçi George Finlay'ın görüşlerine yer
veriyor. Finlay, 1861 yılında şöyle yazıyor:
"1821 Nisan ayında Yunan Yarımadasının her tarafına yayılmış, tarımla
uğraşan yirmi binin üzerinde Müslüman insan yaşamaktaydı. İki
ay geçmeden bunların çoğunluğu kadın, çocuk denmeden acımasızca ve
pişmanlık duyulmadan vahşice katledilmişti. Şimdi bile yoldan geçen
seyyahlara taş kümelerini gösterip, 'İşte şurada Ali Ağa'nın konağı
vardı ve biz onunla birlikte ailesini ve hizmetkârlarını burada
kestik' deyip; bir gün bu yaptıklarından ötürü kindar bir öfkeyle
karşılaşacağını hiç düşünmeden, bir zamanlar Ali Ağa'ya ait olan
tarlaları sakince sürmeye koyulan yaşlı adamlara rastlarsınız. İşlenen
suç bir ulusa aitti ve doğurduğu huzur bozucu sonuçlar ne olursa
olsun, telafi etmesi o ulusa ait bir davranış biçimi olarak o ulusun
vicdanında yer etmeliydi."
*
Yunanistan'daki Türklerin ölümünün savaş zayiatı olmadığını anlatan
Justin McCarthy, "Yunan çetelerinin eline geçen tüm Türkler, kadın ve
çocuklar dahil öldürülmüşlerdi. Tek istisna köle olarak alınan bir kaç
kadın ve kızdan ibaretti. Bazen savaş sarhoşluğu içinde ve eski
efendilerinin düştüğünü görmek arzusuyla Türkler derhal
öldürülmüşlerdi ama katliamların çoğu planlı ve serinkanlılıkla
işlenmişti." ifadelerini kullanıyor.
Justin McCarthy, o dönem Müslümanların zor durumda kalmalarının nedeni
olarak "Osmanlı İmparatorluğu'nun kendilerini savunacak güçten yoksun
olması olduğunu" gösteriyor ve şu ifadeleri kullanıyor: "Eğer Türkler,
güçlü oldukları zaman Yunan milliyetçilerininkine benzer bir davranış
uygulasalardı, Hıristiyanlar çoktan sürülmüş olurlardı ve o topraklar
aradan geçen senelerde sadece Müslüman Türk ulusunun yaşadığı
topraklar haline gelirdi. Fakat tam tersi oldu; Osmanlılar, Hıristiyanların topraklarında
kalmasına müsamaha göstermelerinin acısını çektiler…"
*
Justin McCarthy'in kaleme aldığı "Ölüm ve Sürgün" adlı yapıtı
Fatma Sarıkaya tarafından Türkçeye çevrildi. Türk Tarih Kurumu
tarafından 2012 yılında yayınlanan eser 402 sayfa.
Esen kalın.