Tarihçi, düşünür Nihal Atsız'a göre, "Türk ahlâkı en eski çağlardan beri toplumcudur. Yani Türklerde toplumun menfaati insanlarınkinden üstün tutulur. Bununla beraber kuvvetli şahsiyetler daimâ saygı görmüşler ve topluma faydalı olmuşlardır. Ferdiyete değer vermiyen Türk âhlakı, şahsiyete saygı göstermiştir.
Tarihçi Atsız, Ziya Gökalp'in Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylediğini hatırlatırken, bunu övünmek için söylemediğini belirtiyor.
Kunlar'dan örnek veren Atsız, "Doğru sözlü idiler. Kunların baş düşmanı olan Çinliler bile onların çok doğru sözlü olduklarını, verdikleri sözün yeter olduğunu yazarlar. Açık sözlü idiler. Dalkavukluğun ne olduğunu bilmezlerdi" ifadelerini kullanıyor.
Türklerin, Türk ahlâkına tam olarak sahip bulunduğu zamanlarda yükseldiğini belirten Atsız, şöyle diyor: "Yabancıların ahlâkını alarak bozulduğumuz zaman düşüp geriledik. Yükseldiğimiz zamanlar bu toprak, büyük milli davâlar için kendilerini fedâ eden, yalan, iki yüzlülük bilmeyen, vicdanını satmayan insanlarla dolu idi. Niğebolu'da 60.000 Türk, birleşik Avrupa'yı yenerken, Yavuz, korkunç çölleri aşarken, Kânuni boy ölçüşmek için Şarlken'in ordusunu ararken böyle yıkılmaz rûhlu bir topluma dayanıyordu."
Ahlâkın millet yapısının temeli olduğunu, o olmadan hiçbir şey olmayacağını ifade eden Atsız'a göre, milletlerin temeli ahlâktır.
Ordu, bilgi, teşkilât gibi şeyler ahlâktan sonra gelir. Gerek Türk milleti olsun, gerek başka milletler olsun, ahlâkça yüksek oldukları zaman büyümüşler, ahlâk sağlamlıkları bozulduğu zaman da çürüyüp dağılmışlardır.
Atsız, Roma, İran, Bizans, İspanya'daki Gotlar, Arapların ahlâkları bozulduğu için battıklarını belirtirken, "dünkü Fransa'nın da ahlâkı bozulduğu için devrildiğini" ifade eder. Bir milletin özellikle gençlerin ahlâkının önemli olduğunu anlatan Atsız, çünkü milletin mukadderatı söz konusu olduğunda gençlerin devreye gireceğini söyler.
Gençlerin en çok öğretmenlerini örnek aldığını anlatan Atsız, bu yüzden öğretmenlerin "ahlâk bakımından mükemmel bir insan olmaları, yani seçkin bir zümreden olmaları gerektiğini anlatır. Atsız, burada şöyle hayıflanır: "Halbuki bizde herkes öğretmen olmuştur. Ne ilkokul öğretmenleri için, ne de ortaokul ve lise öğretmenleri için bir karakter seçimi yapılmamıştır."
Atsız'a göre, gençler ahlâklı bir toplumda yaşamalıdır. Paraya, kadına, makama düşkün olanlar Türkçü olamazlar. Türkçüler aralarına sızan bu tür kişileri dışlamalıdır. Türk gençleri birbirleriyle evlenmelidir. Atsız, ahlâk konusundaki sözlerini şöyle tamamlar: "Ahlâkın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlâkı, soyunun karışması ile değişebilir."
*
Ne dersiniz Atsız bu konuda haklı değil mi?
Bana göre haklı.
Esen kalın.
