Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüdavendigâr Onur

Hüdavendigâr Onur

Yazar

Mehmed Arif Bey'in, 'Başımıza Gelenler' kitabı

Erzurumlu Mehmed Arif Bey, Ahmed Muhtar Paşa'nın özel kalem müdürü olarak görev yaptı, onunla birlikte dokuz ay Doğu'da, iki ay da Çatalca'da savaşa katıldı. Erzurum kale topçu miralayı Hacı Ömer Bey'in oğludur. 29 Mart 1845 tarihinde Erzurum'da dünyaya geldi. İyi bir eğitim gördü. İslam felsefesiyle ilgilendi. Birçok kitap kaleme almasına rağmen en önemlisi "Başımıza Gelenler" adlı yapıtıdır. Yazdığı eserini anlatırken genellikle harp vakalarından  bahsedeceğini belirten Mehmed Arif Bey, "Bir harp tarihi şeklinde olacağından, ismine 'Anadolu Tarih-i Harbi' de denilebilirdi" diyor. Gördüklerini ve doğruluğundan emin olarak işittiklerini yazacağı esere "Başımıza Gelenler" adı verildiğini belirten Arif Bey, sözlerine şöyle devam ediyor: "Muhârebede bizzat bulunmuş olan ümera ve zabitan kardeşlerimizin bazı eli kalem tutanları, harp vukuatını günü gününe yazarak sevkülceyş bakımından bir harp tarihi neşretmezler ise, torunlarımızı harbin fenne ve askerliğe ait olan kısmından malumatsız bırakmış olacaklardır. Bu suretle vatandaşlık vazifesinde işledikleri büyük kusurun vebal ve günahının ağırlığını, kendilerinin hesap etmeleri lâzım gelir."

*

Mehmed Arif Bey'in bu sözlerinden, eli kalem tutanların gördüklerini, işittiklerini yazmaları, kısacası tarihe not düşmeleri gerektiğini, bunu da bir sorumluluk olarak gördüğünü anlıyoruz.

Kitabında Hilâl ve Salip çatışmasına değinirken bu konuda söylediği şu sözleri önemli görüyoruz: "Devletler arası politik münasebet ve çekişmelerin zaruri neticesi olan anlaşmazlıklar bir tarafa, madem ki 'Vahdet' ile 'Salip' birbirine zıttır, madem ki 'Cami' ile 'Kilise' vardır ve kıbleleri ayrıdır… Mümkün değildir ki bunlara bağlı olanlar anlaşabilsin; maksat ve emellerini birleştirip müşterek bir menfaati müdâfaa edebilsinler…"

Tarih bir ayna imiş…

Önceleri tarih ilmine önem vermediğini, 'Bilinmezse ne olur, lüzumsuz ve faydasız, yalnız bir bilgiçlikten ibarettir" der ve adeta bilinmesi ile bilinmemesini bir tuttuğunu anlatan Mehmed Arif Bey, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Lâkin son olarak geçirdiğim tecrübelerin yardımıyla aklım başıma geldi de anladım ki, meğer iş öyle değilmiş… Tarih o kadar mühim o kadar dikkate değer bir ilim imiş ki, bilinmez ise, devlet gemisinin dümeni istenilen tarafa doğru çevrilemez imiş. Tarih bilmezlik, siyasi olarak devletçe büyük noksan ve hataların vukuuna sebep olurmuş. Tarih, bir milletin bakıp bakıp da varsa ayıp ve noksanlarını görüp gözetip düzeltmesi için bir ayna imiş…"

 

*

Mehmed Arif Bey'in "93 Harbinde Anadolu Cephesi ve Ruslarla Savaşı" anlattığı "Başımıza Gelenler" adlı bu  eseri, İstanbul'da 2016 yılında İz yayıncılıktan çıktı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları