Konya Yenigün gazetesinin ücretsiz kültür sanat ilavesi "Şehrin Hafızası", altı yıldır okurla buluşuyor. Sorumlu editörler Sadık Gökce ve Anuş Gökce yönetiminde yayınlanan "Şehrin Hafızası", ilk 33 sayı ayda bir sonraki sayılar ise 15 günde bir olmak üzere -kısa bir dönem ara verdi- her ayın ilk ve üçüncü cuma günleri çıktı. Konya'nın kültür yaşamı, düğünler, örf ve ananeler, maniler, türküler, kültür sanat adamları, eskiden çıkan yayın organları hakkında bilgi gibi birçok konuya değinerek unutulmalarını önlüyor. Türk dünyasına emek vermiş tarihi şahsiyetler hakkında hazırlanan özel dosyalarla dikkat çekiyor. Örnek olarak Ömer Seyfettin hakkında üç sayı, Ali Şir Nevai hakkında tek sayı, Yunus Emre için üç sayı, Nizamı Gencevi hakkında bir sayı, Mevlana için altı yıldır 17 Aralık tarihlerinde özel sayı çıkarıldı. Ayrıca Ermeni Tehciri sırasında Konya'dan geçen kafilelerden bahsedilen ilave büyük ilgi gördü. Altı yıldır her sayı 18 Mart'ta Çanakkale sayısı hazırlandı. Bu ay içinde de yeni bir sayfa çıkarılacağı bilgisi verildi. Saim Sakaoğlu hakkında çıkarılan özel sayı ise beğenildi. Elimize geçen 4 Mart 2022 tarihli son sayıda ise "Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları" hakkında dosya hazırlandığı görüldü.
*
Editör Sadık Gökce, Konya Yenigün gazetesinin kültür sanat ilavesi Şehrin Hafızası'nın bu sayısında "Ahmet Yesevi ve Türk'ün İrfanı" başlıklı bir yazı kaleme alırken, 24 Şubat'ın Ahmet Yesevi'nin uçmağa varışının yıldönümü olduğunu anımsatıyor. Büyük Türk Mutasavvıfı Ahmet Yesevi'nin 24 Şubat 1166 da ahirete göç ettiğini belirten Gökce, şöyle diyor: "73 yaşında idi. Türk'ün İslam anlayışının temel taşlarından birisi olan Ahmet Yesevi Türkçe söyledi ve Türkçe yazdı. Bu alanda bir ilke imza attı. Sonradan onu takip eden dervişler Yunus Emre, Hacı Bektaş, Eşrefoğlu vb. bu yolun sıkı takipçileri oldular. Bugün Türk irfanı dediğimiz ve hayranlıkla bahsettiğimiz ahlak ve görgü kurallarının temelleri Ahmet Yesevi ve onun takipçileri tarafından yüzyıllar boyunca ilmek ilmek işlenerek Türk'ün ruhuna kazındı. Türkistan'dan Anadolu'ya gelip yerleşen, köylerin ve obaların etrafında tekkelerini kuran Yesevi dervişleri, hocalarından gördüklerini ve işittiklerini yurtlarını terk edip yeni bir yurt arayışında olan insanların kalplerine nakşettiler. Fethedip yerleştikleri bölgede bulunan eski halkı dışlamadılar. Onlara ayrı bir değer verdiler. Emanet sayıp sahip çıktılar. Yaratılanı Yaratandan ötürü sevip kolladılar. İnsanları bizden değil diye ayırmadılar. Bütün insanları kendilerinden sayıp onun Tanrı'nın yeryüzündeki halifesi olduğu bilinci ile hareket ettiler."
*
Şehrin Hafızası'nda Mustafa Özcan "Bir Polemik…" başlığını koyduğu bir yazı kaleme alırken, Anuş Gökce de, "Kadınlar Gününde Milli Mücadelenin Kadın Kahramanları" başlığı altında yakın tarihimize değiniyor. Anuş Gökce, araştırma yazısında, Kara Fatma (Fatma Seher Erden), Emine Bacı, Onbaşı Halide, Şerife Bacı, Münevver Saime Hanım, Melek Reşit Hanım, Kamacı Fatma ve Nakiye Hanımın arasında yer aldığı çok sayıda kahraman Türk kadınından bahsetmektedir.
Şehrin Hafızası'nın bir diğer yazarı ise Büşra Yeşilbağ Aydemir. Baharı özleyen Aydemir, "Yavaş yavaş süzülerek geldi göklerden son kar tanesi" ifadelerini kullanıyor. Aydemir, bu arada kader mahkumlarına değinirken içeridekiler ve dışarıdakiler arasındaki farkı şöyle anlatıyor: "Hapishaneler dışarda olan insanlardan daha özgür kişilere ev sahipliği etmekte… Düşünebilen, hayal kurabilen, umut edebilen, sevdiklerini özleyen, hasret çeken, görmeden sarılan, anılarının kapısını çalan, pişmanlıklarıyla yüzleşen… Karşısına çıktığı mahkemeden çok, iç muhakemesinde kendini yargılayan…"
Konya hakkında bir kültür sanat ilavesi yayınlanmasına katkıda bulunan Yenigün gazetesinin sahiplerine ve editör Sadık Gökce'ye teşekkür ederiz.
