Orta Doğu'da dertler hiç bitmez. İslam ülkeleri derbeder, bağımsızlık ve ekonomik özgürlük istiyorlar ama başlarından bela eksik olmuyor. Zengin yeraltı kaynakları kem gözleri sürekli üzerine çekiyor. Bu ülkelerden biri de Irak. Burada büyük bir Türk topluluğu var.
Türkmenler.
Emperyalist ülkelerin başında gelen Amerika, Irak'ı işgal ettiğinde Türkmenler büyük haksızlıklara uğradı. Hâlâ bugün bu sıkıntıyı çekiyorlar. Atalar sözü var ya "Ateş düştüğü yeri yakıyor."
Tarihçi yazar Bilâl N. Şimşir, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin son yıllarda hep güneydoğudan saldırıya uğradığını belirterek şöyle diyor: "Bu saldırılarda Türkiye, 40 bin can verdi, sınırlı bütçesinden 100 milyar dolar eritti. Sabıkalı bölücü çetelerin son kalıntıları bugün hâlâ Irak'ın kuzeyinde yuvalanmaktadır. Dolayısıyla Irak'ta olup bitenler öncelikle Türkiye'yi ilgilendirir. Oradaki gelişmeler Türkiye için hayati önemdedir. Nihayet bu coğrafya bizim coğrafyamızdır, herkesten ziyade Türkiye'yi ilgilendirir."
Irak'taki Türkmen toplumunun 80 yıldır darbe üstüne darbe yediğini, ama ayakta kalmayı başardığını belirten Şimşir, sözlerine şöyle devam ediyor: "Türkiye, Türkmen milli direnişine tam destek verebilir; çünkü Türkmenlerin Kürtlerle eşit duruma gelmesi ve Kerkük'te bir Türkmen bölgesi kurulması, Türkiye'nin güvenliği bakımından da önem taşımaktadır. Türkmen sorunu, bir bakıma Türkiye'nin güvenlik sorunudur. Türkmenler ve Türkmen bölgesi, Irak'ın kuzeyinde Kürt grupların azgınlığını az çok dengeleyecektir. Türkiye devreye girse de girmese de Türkmenler herhalde mücadeleyi sürdüreceklerdir. Çünkü bu onların milli davasıdır, var olma davasıdır. Millî davaların nasıl kazanılacağını da tarihimiz göstermektedir."
BESLE KARGAYI...
Bilal N. Şimşir, Türkiye'nin Irak'ta Mesut Barzani ve Talabani'ye her türlü desteği verdiğini belirtirken şu örnekleri veriyor: "Barzani'yi, Talabani'yi ve Kuzey Irak'taki bütün Kürtleri 1991'den beri koruyan, onlara her türlü yardımı yapan ülke Türkiye idi. Türkiye birbiriyle çatışan Barzani ve Talabani'yi barıştırmış, onlara kırmızı pasaport vermiş; onların elektriğini, suyunu sağlamış, telefonunu, televizyonunu, gazetesini kurmuştu. Başbakan Abdullah Gül, NTV'ye verdiği demeçte, 'Kuzey Irak'taki Kürtleri, Talabani ve Barzani'yi Türkiye koruyor. Hâlâ Türk pasaportuyla dolaşıyorlar. Geçenlerde pasaportlarını yenilettim' diyordu. Ne demiş atalarımız: Besle kargayı oysun gözünü!"
