İbrahim Ramazani, Güney Azerbaycan'ın konumunu anlatırken, bu bölgenin "beşeri, iktisadi yapısı ve özellikleriyle Kafkasların, Orta Doğu ve Orta Asya'nın kilit noktasında olduğunu" belirtiyor.

Ramazani, Traxtor Fotbol Takımı ve etkileri üzerine kaleme aldığı yapıtında, İran'da Türk kimliğinin canlanmasında ve Türkler üzerinde uygulanan asimilasyona karşı tepkilerin artmasında bu futbol takımının etkilerinden de bahsediyor.

İran'da, 2006 yılında İran basın organlarında Türkleri hamamböceği gibi gösteren Karikatür olayını anımsatan Ramazani, bu olayın İran Türkleri arasında büyük tepki çektiğini ve 'geniş bir kitle hareketi ve dayanışma duygusunun oluşması'na neden olduğunu ifade ediyor.

Yapıtında kimlik, milliyetçilik, etnisite gibi konularda düşün adamlarının görüşlerine de yer veren Ramazani, Smith'in "milliyetçiliğin sadece bir toplumsal hareket türü ve bir siyasi ideoloji olmayıp, aynı zamanda bir kültürel kimlik biçimi  olarak incelenmesi gerektiğine" dair görüşüne de sayfalarda yer veriyor.

İran'da, Türklerin kimliğinin yok edilmek istendiğini, asimilasyon politikasının uygulandığını belirten Ramazani, "İran'da Türkleri asimile etme isteği ve bu yöndeki politikaları sadece Pehleviler dönemine ait değildir. İran İslam Devrimi'nden sonra da devlet politikası olarak devam etmiştir" ifadelerini kullanıyor.

İran'da yoksul bırakılan yerlerden birinin Güney Azerbaycan olduğunu belirten Ramazani, Güney Azerbaycan'daki sembolik kulüplerden biri olan Traxtor Fotbol Takımı taraftarlarının da aşırı milliyetçilik ve pan-Türklükle suçlandıklarını belirtiyor.

Türk kimliği yok edilmek isteniyor

İran'daki hükümetlerin Türkleri, Fars kültürü içinde eritmeye çalıştıklarını, 100 yıla yakındır her türlü yola başvurarak asimilasyon politikalarını devam ettirdiklerini anlatan Ramazani, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tarihsel olarak  da bakıldığında, Türkler bu politikalara karşı durarak varlıklarını sürdürmektedirler… Asimilasyon politikalarında Türkler tarihi olarak farklı biçimlerde tepki göstermişler ve bugün bu tepkilerin ortaya çıkmasında Traxtor Futbol Takımı'nı bir araç ve sembol olarak görmektedirler. Taraftarlara 'Neden Traxtoru destekliyorsunuz?' sorusu sorulduğunda, bu takımı Türklerin temsil aracı ve Türk dilinin ve kültürünün korunmasında önemli bir araç olarak gördüklerini söylemektedirler. Traxtor taraftarlarında dilin çok önemli bir yeri vardır, hatta taraftarlık kimlikleri bile dil üzerinden kurulmuştur."

Ramazani, Doğu Kütüphanesi'nin yayınladığı "Traxtor İsyanı-İran'daki Türk Milliyetçiliği Duruşu" kitabında, İran Fars hükümetinin zorunlu asimilasyon politikasıyla 30 milyonluk Türk nüfusunu kendi içinde eritmek istediğini, Türkleri tehlike olarak gördüğünü, Türklerin yoğun oldukları yerlere yatırım yapılmadığını, işsizlik sebebiyle Türklerin göç etme mecburiyetinde bırakıldığını belirterek sözlerini şöyle

tamamlıyor: "Böylece Türk demografik yapısıyla oynayan İran yönetimi, yarattığı mecburi göçü bir asimilasyon unsuru olarak kullanmaktadır. Bu uygulamalara ve özellikle eğitim ve maddi yoksulluğa itiraz edenler işkencelere maruz kalmaktadırlar."