Tarihçi, yazar İlhan Bardakçı, "Batı'da Görüp Yaşadıklarım" adlı kitabında gezip dolaştığı ülkeler hakkında bilgi verirken "Avrupa'da edebiyat olayları", "Avrupa Kitap Dünyası" gibi konulara da değiniyor. Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları arasında 2012 yılında çıkan yapıtta, "Estetik Ahlakiyat: Edebiyat", "Edebiyat Kabeleri ve Yalanları", "Roman Ölüyor mu?", "Avrupa'dan Kadın, Roman ve Can Eriği Üzerine", "Unuttuğumuz Şiir: Türk Evi", "Bir Almanya Gecesinde Yunus Emre sabahı" gibi başlıklar yer alıyor.
*
İlhan Bardakçı, eserinde Türk ve Avrupalı yazarlar arasında zaman zaman mukayese yapıyor. "Biyografi güzellikleri" adlı yazısında şöyle diyor: "Altan Deliorman'ın insanı deli edecek nefasetteki Yesari Asım Ersoy incelemesini, Avrupa'da kendi klâsik zirveleri üzerindeki çalışmalarla kıyasladım. Deliorman daha da büyüdü. Yesari Asım'ın ruh parabolleri. Bestelerinin yaratılış şartları. Yumak yumak çözülüp anlatılan bir ömrün hikayesi, ancak bu kadar güzel olabilir."
*
İlhan Bardakçı eserinde ayrıca, Hitler, Mussolini, Churchill, Stalin gibi siyaset sahnesinin hükümdarları ile Victor Hugo, Byron, Goethe ve başka edebiyatçılar hakkında yazılmış güzel biyografiler okuduğunu belirtirken, "Konuyu âdeta bir anatomi masası başındaki teşrih dersi gibi anlatmışlardır. Doğrusu da bu olsa gerek" ifadelerini kullanıyor.
*
İlhan Bardakçı'nın kitabı okundukça insan Türkiye ve Avrupa'dan birçok şair, yazar ve siyasetçi hakkında önemli bilgiler ediniyor. Eski Türk toplumunda devletin çekirdeğinin mahalle olduğunu anlatan Bardakçı, sözlerini şöyle sürdürüyor: "İmam dinden gelen güven ve saygının, muhtar devlet ve hukuk nizamının, bekçi din ve devlet buyruğunun gözcüsüdür. İbrahim Efendi Konağı'nda Sâmiha Hanımefendi'nin muhteşem teşhisi budur."
Bardakçı burada eskiye hasret kalmış gibi şu ifadeleri kullanıyor: "Biz çekirdekte yozlaşmağa başlamışız. Türk ve İslâm fikriyatına ters düşmüşüz. Tanzimat ile Batı'nın madde çarelerini alacağımıza, kendi medeniyetimizin tohumlarını bırakıp gelmişiz. Sonra, Batı'nın amansız savletlerine karşı, artık silahsız ve reçetesiz kalan bünyemizi koruyamamışız."
*
İlhan Bardakçı bir yurtsever. Yayınevi, okura Bardakçı'yı şöyle tanıtıyor: "Yabancı kaynakları da tarayarak tarihimizi aydınlatan ve tarihimizle iftihar ettiren yazılar, dizi yazılar ve kitaplar kaleme aldı. Gönüllü sürgün olarak gittiği Almanya'da da işçilerimizin tarihi şuurla bezenmeleri için elinden geleni yaptı. Ve bu uğurda çalışırken son nefesini verdi."
*
Bardakçı'dan söz açılmışken "İmparatorluğa Veda" adlı eserini hatırlamak iyi olur diye düşündüm. Ben okudum beğendim. Okumayan arkadaşlara tavsiye ederim. Bu arada imparatorlukla ilgili iki kitap daha var okunmaya değer. Yılmaz Öztuna'nın "Bir Darbenin Anatomisi" ile Raif Karadağ'ın kaleme aldığı "Muhteşem İmparatorluğu Yıkanlar"
