Yunanistan'da işler iyi gitmediğinde hemen Türk düşmanlığı hortlar. Siyasiler, devleti yönetenler Bizans'ı diriltme hayallerinden bahseder, rüyalarında İzmir'i görürler.
Türkiye'nin son günlerde Doğu Akdeniz'deki haklarına sahip çıkması, komşuyu yine rahatsız ederken, Türklerle baş edemeyeceklerini bildikleri için Avrupa devletlerinden, ABD'den destek beklemektedirler.
Fransa ise sazan gibi atlayarak Yunanistan'a destek çıkarken, hemen Doğu Akdeniz'e iki savaş uçağıyla iki fırkateyn göndermiştir. Cumhurbaşkanı Macron da, Kıbrıs sorununda, Ege'de, Yunanistan'la olan anlaşmazlıklarda, Libya'da hep karşı cephede olup sürekli Türkiye'yi eleştirmektedir. Bilindiği gibi Osmanlı Türklerinin 'Frenk kafiri' dediği Fransızlar tarih boyunca Türk ulusuna hasım olmuştur.
Hıristiyan dünyası; Müslümanlar ve bilhassa Türklerle ilgili bir olay olsa hemen birleşir ve Ankara'yı tehdit etmeye, eleştirmeye başlarlar. Avusturya ve Lüksemburg bile gelişen olaylardan Türkiye'yi sorumlu tutmaktadır. Bu da insanın aklına "Küfür tek millettir" buyruğunun ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Kefere alemi ileri geri konuşur dururken, bizimkiler de ağızlarının payını vermektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Malazgirt Milli Park Alanı'nda yaptığı konuşmada Yunanistan'ı kastederek "Daha bir asır önce Anadolu'yu perişan halde terk etmek zorunda kalanların Ege'de sahte kabadayılık peşinde koşmaları, mezarlıkta ıslık çalma psikolojisinin tezahüründen başka bir şey değildir. Türkiye, Akdeniz'de de Ege'de de Karadeniz'de de hakkı olanı alacaktır. Yaparız diyorsak yaparız, bedelini de öderiz. Bedel ödeme pahasına karşımıza çıkmak isteyen, buyursun gelsin. Yoksa çekilsinler önümüzden" ifadelerini kullanması dünya gündemine oturdu. Basında yer alan haberlere göre, Erdoğan'ın sözleri Yunan medyasında da anında manşet olmuş.
*
Neden bu konuya değindik?
Elimizde Selahattin Salışık'ın kaleme aldığı "Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri ve Etnik-i Eterya" adlı bir yapıt var ve bunu tanıtmak istedik.
Ne de olsa Yunanistan sorunu gündemde…
İstanbul'da, 1968 yılında Kitapçılık Yayınlarından çıkan eser otuz dokuz bölümden oluşuyor.
Kitabın birinci bölümünde 'Türk-Yunan ilişkilerinin karakteristiği' ele alınırken, ikinci bölümde 'Atina', üçüncü bölümde de 'İstanbul'dan bahsediliyor. Dördüncü bölüm ise "Tarih boyunca İstanbul'u zapt etme teşebbüsleri" başlığını taşıyor. Diğer bölümlerde ise "Pontus", "Greklerin din alanında Türkler aleyhine çalışmaları", "Kıbrıs ve Kıbrıs'a ait antlaşmalar", "Ege adaları", "Ege adalarının jeopolitik durumu", "Türklerin Yunanlılara karşı takip ettikleri politikanın ana hatları", "Yakın tarihte Yunan cinayetleri", "Balkan harbi", "Balkan harbini neden kaybettik", "Birinci Dünya Savaşı" gibi bölümler ve ara başlıklar yer alıyor.
