Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüdavendigâr Onur

Hüdavendigâr Onur

Yazar

Birlik ve beraberliğin önemi

Britanyalı filozof, toplum eleştirmeni Bertrand Russell (1872-1970), siyaseti tarif ederken, "Siyasetin amacı kişilerin hayatlarını olabildiği kadar iyiye götürmek olmalıdır. İnsanın doğal yaratıcılığına özgürlük vermek olmalıdır" der.

Siyasilerin tümü ya da bazıları, yukarıdaki sözlere uyuyor mu uymuyor mu, buna ancak halkın büyük çoğunluğunun görüşüne göre karar verilebilir. Yönetici kadro birbirine sert üslupla karşılık verince bu halka da yansıyor, toplumda da kutuplaşmalar oluyor. Bu da bütünleşme ve birlik içinde hareket etmeye engel oluyor. Siyasiler anlayışlı olursa, birbirlerine saygılı, nazik bir dille hitap edince bu halka yansır ve sertlik olmaz, taraftarları arasında da husumet oluşmaz.

Sol ve sağ iktidarlar koalisyon hükümetini kurunca sağ ve sol görüşlü yurttaşlar arasında bir yakınlaşma olmuştu. Bu da topluma yansımıştı. Farklı kutuplardaki insanlar bir arada oturup yurt ve ülke sorunlarını tartışma, birlikte çare arama gibi önemli bir ihtiyacı gidermişti. Her iki grup arasında da kıymetli, vatansever aydınlar vardır. Her konuda anlaşamasalar da bazı konularda uzlaşabilirler. Bu da ülke yararına olur.

Alevi-Sünni meselesi ya da diğer konulara da böyle bakabiliriz. Her insan bizim gibi düşünmek veya inanmak zorunda değildir. Ülkeye ve ulusa zarar veren bir harekette bulunmadıktan sonra ufak tefek ayrılıkları zenginlik olarak görmeliyiz.

Etnik ayrımcılık da keza aynı şekilde yanlıştır. Mesela Kürtlerin büyük çoğunluğu, Türklerin de büyük çoğunluğu gibi Müslümandır ve bunun için emperyalizm iki toplumu birbirine düşürememektedir. Terör örgütünün de bunca zulmüne ve propagandasına rağmen başarılı olamayışının nedeni İslam dinidir. Din burada birleştirici oluyor.

Tabii emperyalizm, bu arada yine boş durmuyor. Bu kez dini kendi emelleri için kullanmaya kalkışıyor. Örnek olarak "Ahirette milleti sormayacaklar" gibi ilk başta doğru gibi gözüken bu fitneyi toplum arasında yaymaya kalkışıyor. Böylece 'millet' olma şuurunu, kimliği yok etmeye kalkışıyor. Kimliğini, kişiliğini kaybeden toplumlar yok olur. Türkiye'de bir dini cemaat ise yıllardır Müslüman Türk çocuğuna "Sen, Türk müsün Müslüman mısın" gibi art niyetli sorular sormakta, beyinleri bulandırmakta, emperyalizme hizmet etmekte, kısacası küfrün yanında yer almaktadır.

Anayasada yer alan "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" sözü benim çok hoşuma gider. Ülkemizdeki farklı toplumlar ister Müslüman olsun ister olmasın, kendi dilini istediği zaman konuşabilmeli, kültürünü yaşayabilmeli, düğününü yapabilmeli, cenazesini istediği gibi kaldırabilmelidir. Ama yurt ve ülke çıkarları gündeme gelince tek yumruk olmalıdır. Yoksa düşman bu topraklarda yaşayan kimseyi sevmez ve sevmiyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları