Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüdavendigâr Onur

Hüdavendigâr Onur

Yazar

Avrupalıda 'Türk' şoku

Araştırmacı yazar Raif Karadağ,  'Şark Meselesi'ni "Türk-Hıristiyan mücadelesi" olarak tarif  etmektedir. Bizans  üzerine giden halifelerin ordularının  bile kumandan ve askerlerinin ekserisinin Türk cengaverleri olduğunu anlatan Karadağ, şöyle diyor: "San'atı askerlik olan Türk'e gelince, o muharebelerden ve kavgadan hiç bıkmıyordu. Askerliği sayesinde Türk, İslâm aleminin Bey'i ve Han'ı olmakta gecikmedi."Türk ırkının bu özelliğinin dost düşman Avrupalı  tarihçiler tarafından dile getirildiğini anlatan Karadağ, Deriyo'dan kitabına bir alıntı yapıyor. Deriyo, şöyle diyor: "Abbasi halifelerinin Türklerden ordular kurması büyük neticelerin doğmasına sebeb teşkil etti. Zira Arablar her işlerini Türklere bırakarak Arabistanlarına çekildiler. Ve İslâm  dinini çarçabuk kabul etmiş olan bu yeni Türkler, zamanımıza kadar yakın Şark'da İslâm'ın müthiş mümessili oldular."

Karadağ, yapıtında, Türklerin müslüman olduktan sonra kendilerine  üç amacı gaye edindiklerini belirterek bunları şöyle sıralıyor:

1- İslâm aleminin hakiki hâkimi yani dini ve siyasî reisi olmak.

 2- Garb'a doğru yürüyerek bir zamanlar Cihan'ın tek hâkimi Roma İmparatorluğu'na, Diyarı Rûm'a sahib olma, İstanbul'u fethetmek.

3- Cenub'a, Hindistan'a doğru yürümek, cihanın en zengin hazinesi olan bu efsanevi kıt'ayı taht-ı idaresine almak.

Karadağ, burada  "Türklerin bu üç hedefi gerçekleştirmek için neler yaptıklarını genişçe anlatıyor,  "Türklerin, İslâm aleminin bu iki cebhesinde  yani Garb ve Cenup cephelerinde, Bizanslılardan başlayarak her türlü Hıristiyan kavimlerle on asırdan fazla müddet çarpıştıklarını" belirtiyor.

Türklerin müslüman olduktan sonra bu ulvi dinin yayılması için nasıl çalıştıklarının, bu uğurda nasıl fedakârlıktan çekinmediklerinin ortada olduğunu belirten Karadağ, sözlerine şöyle devam ediyor: "Allah için, Allah yolunda fetih için kılıçlarını kınlarından çekmişler, kullanmışlar ve Allah'ın inayeti ile de Hıristiyanlık aleminin, Ehlisalib fikrini, takriben yedi asır müddetle, İslam'ın üzerinden uzak tutmuşlardır. Hıristiyanlık aleminin Müslüman derken Türk'ü kasdetmesinin sebebi de böylece meydana çıkmaktadır."

Raif Karadağ, Türklerin sahneye çıkmasıyla dünya tarihindeki değişikliği anlatırken, Fıransız tarihçi Albert  Sorel'in bir sözüne yer verir. Sorel, şöyle demektedir:

"Türkler, Avrupa'da görünür görünmez ortaya bir Şark Meselesi çıktı. Papazların ve küçük küçük zorbaların idaresine kendisini rahatça teslim etmiş, şarabını içip uyuklayan Avrupa'nın kapısından içeri giren dipdiri insanlar, yepyeni bir nizam içinde akıp gelen başarılı ve muazzam kuvvetler, o zamanki Avrupalı'nın örümcekli bulanık kafasında bir şok tesiri yaparak onda şifa bulmaz bir dehşet hastalığı (!) doğurmuştur.  Türklerin, uyuklayan Avrupalı'nın afyonunu patlatması hadisesi, öylesine bir tesir yapmıştır ki, aradan yedi asır gelip geçmiş olmasına ve bir gün eski dipdiri delikanlının hasta adam(!) şekline sokulmasına rağmen, Avrupalı'nın 20. batın torunları dahi bu Türk hastalığından, Türk şokundan kurtulamamıştır."

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları