Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüdavendigâr Onur

Hüdavendigâr Onur

Yazar

Ailesinin gözünde Necdet Sevinç

Tarih, kültür ve düşünce dergisi Çelebi, Nisan 2020 tarihli ilk sayısında, Türk milliyetçiliği tarihinde iz bırakan adlardan biri olan Necdet Sevinç hakkında bir dosya hazırladı.

Dergi adına açıklama yapan Ahmet Şahin, "Gençlik yıllarından itibaren başının dik, alnının açık olması, mücadeleden bir an olsun geri durmaması, bu mücadele içerisinde zindanları ve kurşunları bir nişân olarak kabul etmesi, 'Kurt başlı altın kalem' olarak adlandırılması onun en önemli vasfıdır. Hayatı boyunca Türklüğe aykırı her şeyin karşısında durmuş ve yanlışa yanlış demekten çekinmemiştir." dedi.

Çelebi dergisinde çok sayıda değerli isim Necdet Sevinç'i anlatsa da, biz köşemize eşi ve çocuklarının görüşlerini almayı tercih ettik.

 

*

 

Derginin ilk sayfasında eşi Sevgi Sevinç'in yazısı yer alırken "Necdet Bey gerek gazetede çalışırken gerekse işten ayrıldıktan sonra hep evde çalıştı. Evde çalıştığı dönemler de hep el ele vererek zorluklar karşısında bir arada durduk ve birbirimize karşı olan sevgimiz, saygımızla harikulade bir dayanışma içindeydik. Onunla 38 sene dopdolu geçti. Hayatımızın her karesinde o var. Onu unutmak mümkün değil. Nurlar içinde kalsın, mekanı cennet olsun."  ifadelerini kullandı.

 

*

 

Neslihan Sevinç de dergi için kaleme aldığı "Necdet Sevinç'in kızı olmak" başlığını koyduğu yazısında, babasını şöyle anlattı: "Kendinden büyük ya da küçük herkese saygı duydu. Biz evimize kapıcımız da gelse ayağa kalkmayı öğrendik babamdan, insan ayırmamayı herkese ve her işe saygı duymayı gördük. Haksızlığa direnmeyi, haklıyı savunmayı gördük. Haklı olduğumuz konuları çekinmeden söyleyebilmeyi öğrendik. Hesapsızca cesur olmayı gördük babamdan."

 

*

 

Asena Sevinç de, Necdet Sevinç'in kızı olduğunu en çok onun ölümünde anladığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Fatih Camii'nin avlusuna gittiğimizde babam orada Türk Bayrağına sarılı uzanmış bizi bekliyordu.  Kalabalığı yarıp yanına ulaşmamız bir hayli zor oldu. Tabuta kapanmış ağlayan, sırayla gelip dokunup vedalaşan her yaştan insan vardı.  Bu kadar insan benim babamla vedalaşmaya mı gelmişti?"

Babasının hastalığı sürecince eve hiç ziyaretçi kısıtlaması yapmadığını anlatan Asena Sevinç, o günleri şöyle anlatıyor:

 "Üstelik hassas bir süreç içindeydi ve tamamen korunması gerekiyordu. Fakat çat kapı gelen veya randevuyla gelen herkesi her zaman tüm gücünü toplayarak ağırlamaya ve onlarla konuşmaya çalıştı. Hocamızı görmeye geldik diyen onlarca delikanlı vardı kapımızı çalan. Meğer okuttuğu ne çok evladı varmış. Bunları o insanlar kapımızı çalana kadar hiç bilmedik. İnsanlar bir yola inanıp o yolda yürümeye karar verdiklerinde bir idol ararlar. Necdet Sevinç, yüzbinlerce insanın idolü olmuştu. Güzel olan ise hepsine olmasa da çoğu insana kitaplarının yanında yüreğiyle dokunmuş olmasıydı."

 

++

 

Gaziantep'te "Kim bilir belki bir gün bu tekkeye uğrarsın" alt başlığıyla çıkan Çelebi'nin imtiyaz sahibi Oğuzhan Saygılı, genel yayın yönetmeni Ahmet Şahin, sorumlu yazı işleri Müdürü Ali Gezginci.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları