Türk fikir adamlarından Ahmet Arvasi (1932-1988), her yıl 31 Aralık günü ölüm yıldönümü nedeniyle dualarla, hayırla yad edilir, hakkında panel ve söyleşiler düzenlenir. Bu yıl salgın nedeniyle etkinlikler az olsa da yine de Bengütürk TV’de bir söyleşi yapılması ve bazı sınırlı programlar bizi sevindirdi.
Cafer Kardaş’ın yönettiği ‘Maziden Atiye’ programında, oğlu Murat Arvasi ile akrabalarından Habib Arvas ve Halil İbrahim Arvas, rahmetli Arvasi hocayı çeşitli yönleriyle anlattılar. Habib Bey’in, “Arvasi Hoca bir dini cemaate veya bir şeyhe bağlı mıydı” şeklindeki soruya “Arvasi hocanın tarikat veya herhangi bir anlamda bir hocası olmadığını” beyan etmesi ve “Arvasi sülalesinden (ailedeki din bilginleri kastediliyor) ilmini tahsil ettiğini” belirtmesi dikkat çekiciydi.
*
Milliyetçi Türk gençliği yetişmesinde emeği olan ve gelecek nesilleri de etkileyeceği belli olan Ahmet Arvasi, yaşadığı dönemin sorunlarına eğilirken çözüm yollarını da göstermiştir. Biz köşemizde bir iki konu hakkında görüşlerine yer vereceğiz.
*
Ahmet Arvasi, Türk çocuğunun bütün Türk tarihinden ve bu tarihin tecrübelerinden istifade etmesi gerektiğini belirtmekte, Selçuklu ve Osmanlı tecrübesine bilhassa önem vermesi gerektiğini ifade etmektedir. Ayrıca, yetkililer tarafından, “tarihimizin etüt edilerek milletimizin aşağı yukarı on asırlık sosyal, kültürel, ekonomik ve politik hayatının akademik çalışmalarla ve tarihi köklerinden koparılmadan objektif olarak ortaya konmasını” istemektedir.
Arvasi, aynı zamanda tarihte Türk devlet yetkililerinin yaptığı hatalara da değinmekte, hakarete varmadan eleştirmektedir. Örneğin, Osmanlı kaynaklarında, arşivlerinde topraklarımızdaki bir bölgenin ‘Kürdistan’ diye zikredilmesinden rahatsız olmakta ve büyük bir hata olarak değerlendirmektedir. “Doğu Anadolu Gerçeği” adlı yapıtı bu yüzden dikkatlice okunmalıdır. Söz açılmışken vikipedi’de yer alan Ahmet Arvasi maddesinde hocanın ‘Kürt’ olduğunun yazılması ise büyük bir hatadır.
*
Ahmet Arvasi, Türk ulusunu şöyle anlatıyor: “İdealisttir. İdealist lider ve kadrolara sahipken asırlarca ‘Allah’ın nizamını yüceltmek’ için din ve devlet, mülk ve millet için ‘Nizam-ı Alem’ için canını, evladını ve malını feda etmekten mutluluk duymuştur.”
Türk milletinin hürriyet kadar disiplini de sevdiğini, dini ve töresine bağlı olduğunu, liderine inandığını ve saygıyla bağlı olduğunu ifade eder. Liderinin ‘zeki, akıllı, cesur, ahlaklı, imanlı ve yiğit olmasını’ istediğini belirtir.
Ahmet Arvasi, Türk tarihine bir bütün olarak bakar. Göktürklerden örnekler verir. “Şimdi Bilge Kağan gibi nağra atma zamanıdır” der.
Türk milliyetçilerini, dost ve düşmanı iyi tanımaya, araya sızan münafık tiplere karşı uyanık olmaya çağırır ve sözlerini şöyle sürdürür: “Tarihimiz Türk’ü Türk’e, müslümanı müslümana, kardeşi kardeşe kırdırarak makam ve mevki sahibi olan devleti ‘Yağma Hasan’ın Böreğine’ çeviren düşman sızmalarına karşı hikâyelerle doludur. Bu oyunlar artık ülkemizde oynanmamalıdır.
