İlk kez bulundu Türk tarihini değiştirebilecek keşif

İlk kez bulundu Türk tarihini değiştirebilecek keşif
Kazakistan'da Batı Göktürk dönemine ait bir külliye ve yeni eserler tespit edildi. Bu eşyalar arasında ise tarihte ilk kez bir Göktürk kağanının yüzünün tasvir edildiği bir kemer tokaya ulaşıldı.

Kazakistan'da Türk tarihine ışık tutacak bir keşif gerçekleştirildi. Doğu Kazakistan'da Göktürklerin hüküm sürdüğü döneme ait bir külliye ve yeni eserler ortaya çıkarıldı. 2021 yılında yapılan kazılarda Eleke Sazı Kağan külliyesinin içindeki kurganlarda, Göktürk kağanlığının temsilcisi olan ve On-Ok ilinin yöneticisi olan Tiginin kişisel eşyaları ele geçirildi.565554.jpg

Bu eşyaların arasında en dikkat çekici ve tarihte ilk kez olanı, bir Göktürk kağanının resminin bulunması oldu. Bu resim, Göktürk kağanlarının nasıl göründüğüne dair ilk somut kanıt olarak değerlendiriliyor. Külliye'nin mimari özellikleri, onun 2. Göktürk Devleti zamanında yapılmış olma ihtimalini güçlendiriyor.

665.jpg

Göktürk Külliyesi ve kağana ait bilgileri Türk Arkeolojisi bilim alanında Türk Dünyasının yaşayan en büyük uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Zainolla Samashev ilk kez TRT Haber’e anlattı.

Samashev, Göktürk dönemine ait olduğu anlaşılan bu kompleksin, Türk halklarının tarihinde özel bir rol oynadığını, çünkü ilk defa böyle bir kompleksin tespit edildiğini açıkladı:

5415265.jpg

"Elbette bu merkez Batı Göktürk kağanlarından bir tanesinin anısına inşa edilmiş bir kompleksti. Sonrasında bu yer, kağanın arkasında bıraktığı halkı için büyük bir tazim merkezine dönüşürdü ve buraya büyük bir anıt mezar inşa edilirdi. Böyle bir merkezi ilk defa Kazakistan’ın Altay bölgesindeki Tarbagatay Dağları'nın etekleride olduğunu görüyoruz .

Elbette bu kompleks mimari üslubu, defin merasimleri, ele geçirilen bulgular ve dini inanç kültü bakımından Türk dünyası için yüksek derecede önemli."Mezar alanında tespit edilen bulguların, Kağanın defin merasimine katılan temsilcilerin özel eşyaları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Samashev, "Göktürk defin merasimlerine bakıldığında, ölen kişinin arkasından şahsi eşyaları ve silahların koyulması bir görevdi. Ele geçirilen objeler içine altın levhadan oluşan bir kemer tokası bulundu" açıklamasını yaptı.

65626262.jpg

Bu toka üzerinde, tahtında oturmuş vaziyete, başında tacı, elinde ant kadehi tutan Göktürk kağanının resmi var. Prof. Dr. Samashev, bu süslemenin Türk halklarının edebi bir mirası olduğunu söyledi. Bu yüzden bu resmin çok önemli olduğunu düşünüyor.

Anıt mezar ve bulguların Orhun Vadisi’ndeki diğer yerlerle benzer yanları var. Kültigin ve Bilge Kağan’ın mezarlarına benzeyen bu yerler, Moğolistan’daki Şivet Ulan ile daha çok benziyor.

26222.jpg

Samashev, Göktürk Külliyesi'nin ve bir kağana ait tokanın Batı Göktürk Devletinde meydana gelen büyük siyasi hadiselerin hepsinin aydınlatılması açısından oldukça önemli olduğunun altını çizdi:

"Elbette bulgular hakkındaki çalışmalarımızda külliye içerisinde icra edilen defin merasimlerinin hepsinin rekonstrüksüyonunu yapıyoruz. Anıt mezar ve bulguların Orhun Vadisi’ndeki diğer komplekslerle benzerlikleri bulunuyor. Bunlar Kültigin ve Bilge Kağan’ın mezar alanındakilerle benzediği gibi özellikle Moğolistan’daki Şivet Ulan ile daha yakın benzerlikleri bulunuyor."

2626262.jpg

Eleke Sazı Mezar Külliyesi, Kazakistan'ın Karaganda bölgesinde bulunan ve Göktürk dönemine ait olduğu düşünülen bir anıt mezar kompleksidir. Mezar külliyesinin iki ana bölümü, Sunak ve Kurgan, iki ayrı avlu duvarı ile çevrilmiştir. Bu iki bölüm, ortak bir duvarı paylaştıkları kısımda birleşirler. Avlu duvarları, killi toprak ve çakıl karışımından yapılmıştır. Mezar külliyesinin boyutları yaklaşık 90 x 50,90 metredir.

Mezar külliyesinin harabeleri arasında, Prof. Dr. Zainolla Samashev tarafından Sunak bölümünde bulunan ve bir Göktürk hanedan üyesini tasvir ettiği düşünülen bir granit heykel dikkat çekmektedir. Bu heykel, mezar külliyesinin Göktürk dönemine tarihlendirilmesinde önemli bir kanıt olarak kabul edilmektedir. Heykelin baş kısmı kırık olmasına rağmen, bağdaş kurarak oturan bir Göktürk kağan veya yabgusunu betimlediği anlaşılmaktadır. Heykel, korunması için Astana'daki Milli Müze'ye taşınmıştır.

Mezar külliyesinden çıkarılan diğer önemli buluntular arasında, kemer tokası olduğu sanılan iki adet süslemeli altın levha yer almaktadır. Bu levhalar üzerinde, tahtında oturan bir kağan ve ona hizmet eden nedimelerin resimleri bulunmaktadır. Bu resimler, tarihte ilk defa bir Göktürk kağanının tasvirine ulaşıldığını göstermektedir. Altın kemer takmak, eski Türk devletlerinde bir hakimiyet sembolü olarak kullanılmaktaydı.

2565655.jpg

Prof. Dr. Zainolla Samashev, Göktürk Kağanı'nın yüzünü tasvir edildiği tokanın Türk dünyasına ilişkin önemini şu sözlerle anlattı:

"Bu kemer tokanın önemi, Tahtta oturan başında tacı olan bir Göktürk İmparatoruna ait bir kompozisyon olması. Göktürklerdeki tahta çıkış merasimleri hakkında yazılı kaynaklarda oldukça fazla bilgiler olmasına rağmen arkeolojik bulgular günümüze kadar tespit edilememişti. Bu anlamda Eleke Sazında tespit edilen kemer tokasındaki tasvir bize taht merasimlerinin nasıl icra edildiği hakkında somut bulgular sunuyor. Ele geçirilen kompozisyonda kağanın oturduğu tahtın ön kısmında doğu ve batı kısıma bakan at motifleri yer alıyor. Bu haliyle oluşturulan kompozisyon bozkır imparatorlukları arasında kendine özgü bir sunum veriyor."

612515132.jpg

"Kompozisyonun bir diğer önemi, Türk Kağanlarının komşu devletlerin elçilerini kabul merasimlerinin nasıl icra edildiğini gösteren bir sahne olması. Kemer tokasında kağanın önünde diz çökmüş iki kişi kollarında altın tabak ile kağana sunum yapıyor. Bu türden merasim kapları Türk etnografyasında sıklıkla karşılaşılan ikram sunumlarıdır. Sunum tasviri, Göktürk kağanının komşu ülkelerle yaptığı siyasi antlaşmalar veya gönderilen değerli hediyeleri temsil ediyor. Bu haliyle Kağana sunulan merasim imgesi bir anlamda hükümdarın siyasi kudretini simgeleyen bir özellik taşıyor."

"Yine bu kemer tokasının Aşina soyuna mensubiyeti gösteren bir obje olduğu düşünülürse, tasvirdeki kağan imgesinin Göktürk İmparatorluğu’nun kurucuları olan Bumin ya da İstemi Kağan’a ait olma ihtimali ortaya çıkıyor."

Eleke Sazı kompleksinin benzeri anıt mezar komplekslerden ayıran özgün yapı bileşeni, platformun en doğusunda, dış kapının karşısında yer alan labirent.

Kazılar sırasında sunak alanının beşgen şekilde olduğu görülüyor. Burada Kağan’ı tasvir eden büyük bir taş heykel bulundu. Sonrasında basamaklı merdivenler aracılığı ile mezar odasının iç kısmına geçiş sağlanıyordu. Kompleksin iç kısmında kremasyonun yapıldığı ateş ocağı, gülce motifli altın levha süslemeler, bronz ve metal üzengiler, merasim tabağı ve tunç bir şamdanlık, ok uçları ve kılıç bize Göktürk çağı kültürel yaşantıların konumu hakkında önemli ipuçları veriyor.

56256.jpg

Labirent duvarlarının yüksekliği, genişliğine ve yatay yığma levhaların sayısına bakılırsa, bir insanın bel hizasına ulaşıyordu. Labirentin genişliği sadece bir kişinin geçişi için tasarlanmıştı ve görünüşe göre üzerinde bir gölgelik ya da tavan yoktu.Moğolistan'da da Göktürk dönemi kazılarını gerçekleştiren Prof. Dr. Zainolla Samashev, Batı Göktürk Dönemi'nin Türk tarihindeki önemini şu sözlerle anlattı:

"Birleşik Göktürk Kağanlığı ikiye bölündükten sonra Batı Türkistan sahasında büyük Türk Kağanlığı adıyla anılan devlet kuruldu. Bu siyasi birleşke içerisinde sadece bozkır kabilelerinin yanı sıra Soğd ve Harezm bölgesindeki yerleşik topluluklarda yer aldı. Bu anlamda Batı Göktürk Devleti kültürel ve sosyo ekonomik açısından oldukça zengin bir siyasi birleşke oldu. Batı Göktürk döneminde sikke darbının varlığı, hatunların siyasi rolleri ve bozkır sahasındaki önemli bir birleşmeyi gösteriyor."

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.