“İkisi de on yedi yaşındaydı. İkisi de korkuyordu. İkisi de evet diyordu…” cümlelerinin sıkça tekrara kapılıp aslında tüm bununla kitabın okuyucuya kolayca özetlendiği Gölün Dibindeki Ev, Amelia ve James adlı iki gencin bir kano randevusunda gölün dibinde esrarengiz bir ev keşfetmesiyle başlıyor.

Gençlik heyecanlarını ev ve aşk ile bağdaştıran gençler çok geçmeden evin büyüsüne kapılarak gölün dışında vakit geçirememeye başlıyorlar. Ona tıpkı aşk gibi bağlanıyorlar. Fakat evi çok geçmeden kendilerinin olduğunu düşünecek kadar sahiplenen Amelia ve James gerçek sahipleriyle tanışacak kadar cesurlar mı?

Kitap onu görür görmez almak isteyeceğiniz türden; rengi çok hoş ve kalın değil. Okunması kolay ve ilahi bakış açısı ile yazılmış. Ön ve arka kapak tasarımı hikâyenin özeti niteliğini taşırmışçasına okudukça çevirip bakasınız geliyor. Böylelikle okuyucu kolaylıkla hayal edebiliyor ve bu da onun hikâyeden daha çok keyif almasını sağlıyor.

Ancak kitap gerilim açısından beklentilerin altında seğiriyor. Beklenilen gerilim ve heyecan kendini küçük bir miktar sonda gösteriyor.

Final ise, daha çok havada kalan, bir nevi sezon finali. Burada gerilim ve korkudan ziyade kitap size Amelia ve James’in yaşlarının verdiği heyecan ile birbirlerine âşık olarak nasıl ev konusunda cesur olmaya çalıştıklarını anlatıyor.

Kitap sık sık karakterlerle gölün serin sularında yüzdüğünüz hissi verecek. Ve gerçeklere çok geçmeden şahit olacaksınız.

Bir evin boş olması, orada kimse olmadığı anlamına mı geliyor?

Josh Malerman imzalı Gölün Dibindeki Ev’in Türkçe çevirisini Aslı Dağlı üstlenirken kitap İthaki Yayınları’ndan çıkarak raflardaki yerini aldı. Daha fazla fikir sahibi olabilmeniz için kitabın tanıtım bültenini de sizlerle paylaşacağım. Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın.

“İkisi de on yedi yaşındaydı. İkisi de korkuyordu. İkisi de evet diyordu.

Mükemmel bir ilk randevuydu: üzerinde kanoyla kürek çekilen göller, sandviçler ve soğuk içecekler... Ama Amelia ve James aniden suyun altında yaşamlarını sonsuza dek değiştiren bir şey keşfettiler.

İki katlı.

Bir bahçeli.

Ve ön kapısı da açık.

Gölün dibinde bir ev.

Amelia ve James için tek bir kural var: Evle ilgili soru sormak yok. Peki böylesine muhteşem bir yerin, belli bir bedelinin olmaması mümkün mü? İkili dalgaların altında parıldayan evde vakit geçirirken gerçekler de ortaya çıkmaya başlıyor:

Bir evin boş olması, orada kimse olmadığı anlamına mı geliyor?’’