Şengör'ün değerlendirmeleri, geçmişte İstanbul'u 500 yıl arayla vuran depremlerle ilgili önemli tespitler içeriyor. Bu kapsamda, "Kıyamet-i Kübra" olarak adlandırılan ve 1509 yılında yaşanan depremin büyük bir korku ve yıkıma sebep olduğunu belirtiyor. İstanbul tarihinde benzer aralıklarla büyük depremlerin yaşandığını hatırlatan Şengör; örneğin, 'Ayasofya'nın kubbesinin inmesi gibi kentte yaşanan acı deneyimleri anımsatıyor' dedi.
Prof. Dr. Şengör, beklenen depremin büyüklüğü konusunda da dikkat çekici açıklamalarda bulundu. "Bizim beklediğimiz 7,2 ile 7,4 arasında" denmesinin nedenini açıklarken, aslında bu büyüklüğün 7,6'ya kadar çıkabileceğini ifade etti. Silivri'den başlayarak İzmit'e doğru hareket edebilecek bir depremin ardından Tekirdağ yönünde bir kırılmanın olabileceğine işaret eden Şengör, tarih boyunca benzer durumların yaşandığını hatırlatarak, 1766 yılında da benzer bir çift depremin olduğunu belirtti.
İSTANBUL VE TEKİRDAĞ BÜYÜK ÖLÇÜDE ETKİLENECEK !
Marmara Denizi'nde bulunan fay hattının İstanbul'a yakın olduğunu ve yeni keşfedilen bir fayın Çınarcık havzasından geçtiğini dile getirdi. Bu fay hatlarından herhangi birinin kırılmasının hem İstanbul'u hem de Tekirdağ'ı büyük ölçüde etkileyeceğini vurguladı. Aynı zamanda, İstanbul'un doğusundan İzmit'e kadar uzanan bölgelerin de etkileneceğini, bu durumun sanayi ve ekonomik faaliyetler üzerinde büyük bir yıkım yaratacağını belirtti.
'TÜRKİYE BAĞIMSIZLIĞINI KAYBEDEBİLİR'
Prof. Dr. Şengör, İstanbul depreminin Türkiye'nin bağımsızlığını kaybetmesiyle sonuçlanabileceğini ifade ederek, Türkiye'nin ekonomisinin ve kaynaklarının, böylesi büyük bir felakete karşı yetersiz kalabileceğini ve Türkiye'nin muhtemelen uluslararası yardım talep edeceğini öngördüğünü söyledi. Öte yandan dünya ülkelerinin bu yardımı seve seve vereceğini, çünkü İstanbul'un stratejik ve kültürel öneminin herkesçe bilindiğini ekledi.
SEVR ANTLAŞMASINA DİKKAT ÇEKTİ
Son olarak, Şengör, tarihten bir hatırlatma yaparak Sevr Antlaşması'nda İstanbul'un uluslararası bir şehir olarak ele alınması maddesine değindiğini ve bu maddenin hala gündemde olduğunu dile getirdi. Bu büyük felaket sonrasında bu tür konuların tekrar tartışılacağını ima eden Şengör, İstanbul'un sadece Türkiye için değil, uluslararası toplum için de önemli bir merkez olduğunu ve bu nedenle deprem sonrası yaşanacaklarının geniş çaplı etkileri olabileceğine vurgu yaptı.
